Aynel-Yakin Board

Full Version: Sadaka Yerine Geçen Ameller - Sadaka sayılan şeyler nelerdir?
You're currently viewing a stripped down version of our content. View the full version with proper formatting.


Sadaka Yerine Geçen Ameller - Sadaka sayılan şeyler nelerdir?



Sadaka, Allah rızası için fakirlere, muhtaç kimselere,

karşılıksız olarak verilen şey; yapılan yardım, her türlü iyilik; Allah yolunda

yapılan harcamadır.(1)

Yapılan herhangi bir yardım veya iyiliğin sadaka sayılabilmesi için şu üç

özelliğin birlikte bulunması gerekmektedir.

1. Allah rızası için yapılmalıdır,

2. Özellikle fakir ve ihtiyacı olan kişilere yapılmalıdır,

3. Karşılıksız olarak yapılmalıdır.

Bu üç şart birlikte gerçekleşmezse verilen şey sadaka olarak değer kazanmaz.

Sadaka, Allah’ın buyruklarına uymanın açık bir işareti ve fiili bir şahididir.


Sadakanın bir çok çeşidi vardır ve bunları fırsat bilmelidir. Peygamber Efendimiz

(s.a.v.)’in hizmetinde bulunmuş olan Enes bin Mâlik (r.a.) buyurdu :

“Birgün Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) öyle güzel ve tatlı sözler söyledi ki biz

İslâm’ı bileliden beri, o sözlere sevindiğimiz kadar sevindiğimizi bilmiyoruz.

Şöyle buyurdular :

Mü’min olan kimse yoldan gelen geçene zahmet ve eziyet veren şeyi kaldıracak

olsa, Allâhü Teâlâ ecir vermekle o kişiyi sevindirir. Gidecek yolunu bilmeyen

kimseye yol gösterse bu da sadakadır. Her türlü hayırlı şeyleri göstermekte ecir

vardır. Dilinde tutukluk olan kimseye başkasına bir şey anlatırken yardımcı olmak

da sadakadır.
Sadaka diye niyet edilen her işe sadaka sevabı verilir :  Sübhanallah, lâ ilâhe

illallah, Allâhü ekber demek, haram işlememek için hanımına yaklaşmak, iki kişi

arasında adaletli olmak sadakadır.

Bineğine bir şey yükleyene veya ondan birşey indirene yardımcı olmak sadakadır.

Tatlı söz söylemek, din kardeşinin yüzüne tebessüm etmek sadakadır. Namaza

giderken atılan her adım sadakadır. Kendisine ve ailesine yaptığı her harcama

sadakadır. Fidan dikmek veya insanlar, hayvanlar ve kuşlar yesin diye bir şey

ekmek de sadakadır.

Faydalı bir ilim öğretmek, su yolu açmak veya su kuyusu kazmak, câmi bina etmek,

Mushaf vakfetmek, vefat ettikten sonra kendisi için istiğfar edecek birini

bırakmak da sadakadır.

Bütün Müslümanlar için istiğfar etmek, Resûlullah’a (s.a.v.) salavât-ı şerîfe

getirmek de sadakadır.
Damızlık hayvanı, kova ve benzeri eşyaları emanet vermek sadakadır. Bir hayvanı,

bineği Allah yolunda cihada hazırlamak da sadakadır.

İki hasmın arasını düzeltmek de sadakadır.

Neler sadakadır?

Sual :  Neleri yapmak, sadaka olur?
CEVAP
Allah rızası için yapılan her iyilik, sadakadır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki :
(Kendine ve çoluk çocuğuna harcadıkların birer sadakadır.) [Beyheki]

(Her iyilik, sadakadır.) [Tirmizi]

(Güzel söz, sadakadır.) [İ. Ahmed]

(Güler yüzle selam vermek, sadakadır.) [Beyheki]

(Din kardeşine güler yüz göstermek, sadakadır.) [Tirmizi]

(Bir ağaçtan yenilen veya çalınan şeyler, o ağacı diken için sadaka olur.)

[Müslim]

(Birine iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını önlemek, sorana yol göstermek,

sokaktaki zararlı şeyleri temizlemek, birer sadakadır.) [Tirmizi]

(Herkesin eklem yeri kadar sadaka vermesi gerekir. Sübhanallah, Elhamdülillah, La

ilahe illallah veya Allahü ekber demek, birer sadakadır. İyiliği tavsiye etmek,

kötülüğe önlemeye çalışmak, birer sadakadır. İki rekât kuşluk namazı kılmaksa,

bütün bunları karşılar.) [Müslim]

(Emr-i maruf, nehy-i münker yapmak sadakadır.) [Müslim]

(Müdara etmek sadakadır.) [Deylemi]

(Hastanın nefes alıp vermesi sadakadır.) [Hatib]

(Camiye giderken atılan her adım da bir sadakadır.) [İ. Ahmed]

(Ölümü hatırlamak sadakadır.) [Deylemi]

(Borçlu fakire, ödemesi için mühlet verenin, her günü, bir sadaka olur.)

[Taberani]

(Yolunu kaybetmişe yol göstermek bir sadakadır.) [C. Sagir]

(Zevcine hizmet sadakadır.) [Deylemi]

(Nikâhlısıyla beraber olmak sadakadır.) [Müslim]

(Haramdan sakınanla, istişare etmek sadakadır.) [Deylemi]

(Kötülük yapmaktan sakınmak bir sadakadır.) [İbni Ebiddünya]

(Ödünç vermek bir sadakadır.) [Taberani]

(Selam vermek sadakadır.) [Buhari]

--------------
Yüce Rabbimiz; “Herhangi birinize ölüm gelip de, “Ey Rabbim! Beni yakın bir

zamana kadar ertelesen de, sadaka verip iyilerden olsam! demeden önce, size

verdiğimiz rızıktan harcayın.”(2)

“Ey iman edenler! kazanlıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için

çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın…”(3) buyurarak inananlara sadaka

vermeyi emretmekte,

Gerçek müminleri ise; “Kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda

harcarlar.”(4)
“Onlar bollukta, darlıkta Allah yolunda harcarlar.”(5) diye tarif etmektedir.

Sadaka, Allah’ın rızasını kazanmanın, dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmenin

yoludur.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim'de; Allah yolunda yapılan her iyi ve güzel

davranışın karşılığını vereceğini belirterek şöyle buyurmaktadır :
“Allah müminlerden mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) Cennet

karşılığında satın almıştır.”(6)

“Kendiniz için yaptığınız iyiliği daha iyi ve daha büyük ecir olarak Allah

katında bulursunuz.”(7)

“Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları)

başa kalkmayan ve gönül incitmeyenlerin Rabbleri katında mükafatları vardır.

Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.”(8 )

“Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse

bilmez.”(9)

“…Sadaka veren erkeklerle, sadaka veren kadınlar….var ya, işte onlar  için Allah

bağışlama ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.(10)

“Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa salih amel işlesin ve Rabbine ibadette hiçbir

şeyi ortak koşmasın.”(11)

Sadaka, malı eksiltmez(12), malı çoğaltır ve bereketlendirir.

Bir kutsi hadiste :  “Ey Ademoğlu! İnfak et ki, Ben de sana  infak edeyim.”(13)

buyrulmaktadır.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v), Hz. Ebu Bekir’in kızı Esma’ya şu

tavsiyede bulunmuştur.

“Ey Esma! Cimri olma ki, Allah da sana eksik vermesin. Saymadan ver ki, Allah da

sana saymadan versin. Kesenin ağzını bağlama ki, Allah da sana nimetini eksik

etmesin, kesenin ağzını bağlamasın. İnfak et ki Allah da sana infak etsin.”(14)

Sadaka, Allah’ın verdiği nimetlere şükrün ifadesidir.

Yüce Rabbimiz; verdiği nimetlere şükretmemizi emretmekte, nankörlük etmememizi.

(15) istemekte, “Verdiği nimetlere şükrettiğimiz takdirde bize nimetlerini

artıracağını, (16); “Kıyamet gününde, bize verilen her türlü nimetten hesaba

çekileceğimizi” bildirmektedir.”(17)

Sadaka, dünyada yoksulun, ahirette verenin yüzünü güldüren ve insanı Rabbine

yaklaştıran bir bağıştır.

Sahabe-i Kiramın sevgili Peygamberimiz (sav)'e, "Ya Resulallah! Allah yolunda ne

infak edelim?" Diye sormaları üzerine, Yüce Rabbimiz :  “(Ya Muhammed!) Sana Allah

yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki :  ihtiyaçtan arta kalanı.”(18 )

(harcayın) buyurmuştur. “Biz hayır olarak ne verirsek, şüphesiz Allah onu

bilmektedir.”(19) “Allah harcadığımız her şeyin karşılığını  verecektir.”(20)

“Zerre ağırlınca bir hayır işleyen onun karşılığını görecektir.”(21)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :  “(İyilik yapmak ve) iyiliği tavsiye etmek sadaka

olduğu gibi kötülükten sakınmak ve başkalarını da sakındırmak sadakadır.”(22)

  "Sadaka vermede acele ediniz, zira bela sadakanın önüne geçemez.”(23)

“Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, Allah Teala yedi insanı Arşın

gölgesinde barındıracaktır. (Bunlardan biri de), sağ elinin verdiğini, sol elinin

bilmeyeceği kadar sadakayı gizli veren kimsedir.” buyurmuşlardır.(24)

  Ömer b. Abdülaziz :  “Namaz seni yolun yarısına, oruç da Melik’in kapısına,

sadaka ise Melik’in huzuruna iletir.” demiştir.

Nitekim Yüce Rabbimiz “Kullarım, Beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki) gerçekten

Ben (onlara) çok yakınım.”(25) buyurmaktadır. İki kutsi hadiste ise bu gerçek

şöyle ifade edilmektedir.

“Ben kulumun zannına (inancına) göreyim. Kulum Beni zikrettiğinde, Ben onunlayım.

(Rahmetim, tevfik ve yardımım onunla beraberdir). O Beni kalbinde gizlice

zikrederse, Ben de onu bu şekilde anarım. Beni bir toplum içinde zikrederse, Ben

de kulumu o toplumdan daha hayırlı bir toplum içinde (Rahmetimle) anarım.”(26)

“Kulum bana bir karış yaklaştığı zaman, Ben ona bir arşın yaklaşırım; O Bana bir

arşın yaklaşınca, Ben ona bir kulaç yaklaşırım; O bana yürüyerek geldiği zaman,

Ben ona koşarak varırım.”(27)

“Sensin bize bizden yakın, / Görünmezsin hicap nedir?”(28 )

Dizeleriyle Yunusumuz bu gerçeği ne güzel ifade etmiştir.

  Sadaka, belayı önler, ömrü uzatır, hataları yok eder ve insanı cehennem

ateşinden korur.

  Sevgili Peygamberimiz :  “Az da olsa gücünüz yettiği kadar sadaka veriniz.” (29)

“Yarım hurma ile de olsa; kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz, o kadarını da

bulamayanlar güzel bir sözle bile olsa kendilerini korusunlar.”(30) “güzel bir

söz;(31) her meşru ve güzel bir iş sadakadır.(32)

  “Bir hurma da olsa sadaka verin, çünkü o bir hurma açlığı giderir. Suyun ateşi

söndürdüğü gibi, sadaka da hataları yok eder.”(33)

“Sadaka Allah’ın öfkesini söndürür ve kötü ölümü bertaraf eder.”(34)

“Sadaka, belayı önler ve ömrü uzatır.”(35); ”Suyun ateşi söndürdüğü gibi

günahların azabını söndürür.”(36) buyurmuşlardır.

  İbni Ebi Ca’d :  “Sadaka yetmiş kötülük kapısını kapatır.”diyor

  Hz. Lokman, oğluna :  “Oğlum! Bir hata işlediğinde hemen arkasından sadaka

ver.”(37) tavsiyesinde bulunmuştur.

            Şunu iyi bilmeliyiz ki; “Az sadaka çok belayı defeder.”

            Sadaka, en kıymetli, en iyi, en temiz, en güzel ve en sevimli malı

Allah rızası için infak etmektir. Zira, Allah Teala temizdir. Ancak temiz olanı

kabul eder.(38 )

            Hz. Peygamber :  “Helaldan kazandığı malını infak edenlere müjdeler

olsun.”(39) buyurmuştur.

            Servetinin iyisini kendisine bırakıp, kötüsünü Allah yolunda infak

etmek insan için uygun bir davranış değildir. İnanan insan malının kötüsünü

değil, iyisini Allah yolunda infak eder.

            Yüce Allah :  “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık

olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü

yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki

Allah zengindir, övgüye layıktır.”(40) buyurmaktadır.

            Bir Hadis-i Şerifte; “Kim helal kazancından bir sadaka verirse Allah

onu kabul eder.”(41) Diğer bir hadis-i Şerifte ise :  “Sadakanın en değerlisi;

fakirin gücü nispetinde gizlice başka bir fakire verdiği sadakadır.”(42)

buyurulmuştur.

            Sadaka :  Bir nevi Allah’a ödünç vermedir. Verilen bu sadakanın

karşılığını Allah kat kat verecektir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de :  “Ey iman

edenler! Eğer siz Allah’a (Allah’ın kullarına) yardım ederseniz, Allah da size

yardım eder."(43)

            “Eğer Allah’a güzel bir  borç verirseniz Allah onu size kat kat öder

ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, Halim’dir (hemen

cezalandırmaz, mühret verir)”(44) buyrulmaktadır.

            Sevgili Peygamberimiz :  “Hangi Müslüman çıplaklığından dolayı bir

Müslümana elbise giydirirse, Allah da ona cennet elbiselerinden giydirir. Bir

müslüman açlığından dolayı bir müslümanı doyurursa, Allah da onu kıyamet günü

cennet meyvelerinden doyurur. Hangi müslüman susuzluğundan dolayı bir müslümana

su içirirse, Allah Teala da Onu kıyamet gününde “Rahik-i mahtum’dan” içirir.”(45)

Yapılan her türlü yardım ve iyilik sadakadır. İyilik ve mutluluğa ulaşmanın yolu

sadakadan geçmektedir. Yüce Rabbimiz :  “Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda)

harcamadıkça “iyiliğe ulaşamasınız”(46) buyurmaktadır.

          “İyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere

inanmak, (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda

kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcamak, namaz kılmak, zekat

vermek, anlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirmek, sıkıntı, hastalık ve

savaş zamanlarında sabretmektir.” Kuran-ı Kerim'in beyanına göre  :

            “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz (den ibaret)

değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere

iman edenlerin; mala olan sevgisine rağmen onu yakınlara, yetimlere, yoksullara,

yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere

verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, anlaşmaları yaptıklarında

sözlerin yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zaman

(direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır.”(47)

            İyilikte bulunan kulların özellikleri ve karşılaşacakları mükafatlar

ise şöyle tarif edilmektedir.

            “İyiler ise, katkısı kafur olan içecekler dolu bir kadehten 

içerler.”

            “Bu Allah’ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir

pınardır.” Bir pınar ki, Allah’ın kulları ondan içer, O’nu (istedikleri şekilde)

fışkırtıp akıtırlar. O kullar adaklarını yerine getirirler. Kötülüğü her yanı

kuşatmış bir günden korkarlar. Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire

yedirirler. (yedirdikleri kimselere şöyle derler : ) “Biz size sırf Allah rızası

için yediriyoruz. Sizden bir teşekkür ve karşılık beklemiyoruz.”(48 )

            Rivayete göre bu Ayet-i Kerimeler :  Ehli Beyt hakkında nazil olmuştur.

Sevgili Peygamberimizin torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin hastalanırlar. Hz. Ali

ve Hz. Fatıma üzüntü içindedirler. Sahabe-i Kiramdan bazıları Hz. Fatma ve Hz.

Ali’ye çocuklarının hastalıktan kurtulmaları için Allah yolunda adak yapmalarını

önerirler. Hz. Ali ve Fatıma çocukları hastalıktan kurtuldukları takdirde üç gün

oruç tutmayı adak yaparlar. Hz. Hasan ile Hüseyin sağlıklarına kavuşurlar. Hz.

Ali ile Fatıma adak oruçlarını tutmaya başlarlar. İlk günün akşamında iftar

vaktinde kapıya bir miskin gelerek yardım talebinde bulunur. Hz. Ali ve Fatıma

iftar için hazırladıkları tüm yiyeceklerini miskine ikram ederler, kendileri

oruçlarını su ile açarak yetinirler ve ertesi günün orucuna niyet ederler. İkinci

gün akşamı iftar esnasında kapıya bir yetim gelerek Hz. Fatıma ve Ali’den yardım

talebinde bulunur. Hz. Ali ve Fatıma hazırladıkları yiyecekleri yetime ikram

ederler, kendileri su ile oruçlarını açıp, ertesi gün için oruçlarına niyet

ederler. Üçüncü günü iftar vaktinde kapıya bir esir gelir, Hz. Ali ve Fatıma’dan

yardım talebinde bulunur. Hz. Ali ve Fatıma hazırladıkları yiyeceklerini kapıya

gelen esire verirler ve arkasından şöyle derler, biz size sırf Allah rızası için

yediriyoruz, sizden bir teşekkür ve karşılık beklemiyoruz, derler. Oruçlarını su

ile açarak yetinirler. ...

Sadakanın en üstünü, kişinin ilim öğrenip sonra da onu bir müslüman kardeşine

öğretmesi(49) ve hayrı devam eden bir yardımda bulunmasıdır ki, biz buna sadaka-i

Cariye diyoruz.” Müslümanın hayatta iken yaptırdığı cami, okul, hastane, çeşme,

köprü v.b. sosyal hizmetler Sadaka-i Cariyedir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu hususta şöyle buyurmuşlardır. “İnsanoğlu öldüğü

zaman amel defteri kapanır. Üç şey onun amel defterinin açık kalmasını sağlar :

1. Sadaka-i Cariye, (hayrı devam eden iyilikler)

2. Yararlanılan ilim.

3. Kendisine dua eden hayırlı evlat"(50)

“İnanan kişinin hayatta iken öğrenip neşrettiği ilim, geride bıraktığı salih bir

evlat, miras bıraktığı bir Mushaf (Kur’an-ı Kerim), inşa ettiği bir mescit,

yolcular için yaptırdığı bina (misafirhane), yaptırdığı bir çeşme hayatta ve

sağlıklı iken verdiği her şey sadakadır."(51)

“Her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tehlil (la ilahe illallah demek)

bir sadaka, her tekbir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten

sakındırmak sadakadır…”(52)

“Bir Müslüman bir ağaç diker de, onun meyvesinden bir insan yahut bir hayvan

yerse, muhakkak o ağaç sahibi için sadakadır.”(53)

“Müslüman kişi, ailesinin nafakası için harcar ve bundan sevap umarsa, bu ona

sadaka olur. Hatta Müslümanın Müslüman kardeşine güler bir yüz göstermesi de

sadakadır.”(54)

Sadakaları gizli ve aşikar vermek mümkündür. Fakat gizli olarak vermek daha

güzeldir.

“Eğer sadakaları (zekat ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne güzel! Fakat

gizleyerek fakirlere verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır ve günahların bir

kısmına da kefaret olur. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”(55)

“Mallarını gece gündüz; gizli ve açık Allah yolunda harcayan var ya, onların

Rabblerin katında mükafatları vardır. Onlara korku yoktur, onlar mahzun da olacak

değillerdir.”(56)

            Bu Ayeti Kerime Hz. Ebu Bekir hakkında nazil olmuştur.

            Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), Sahabe-i Kiramdan, Tebük seferine

çıkan orduya yardım etmelerini istemiş, bunun üzerine Hz. Ali elinde bulunan dört

dinardan birini gece, birini gündüz, birini gizli, birini açıktan infak etmiştir.

            Hz. Ömer malının yarısını infak ederek, bu konuda herkesi geçtiğini

zannetmiştir. Fakat Hz. Ebu Bekir, tüm malını Allah yolunda infak etmiştir.

            Bunun üzerine, Peygamber Efendimiz  (s.a.v.); “Çoluk çocuğuna ne

bıraktın, ya Eba Bekir?" diye sormuş, Hz. Ebu Bekir de, “Allah ve Resulünü

bıraktım Ya Resulallah!” diye cevap verir. Bu olaydan sonra Hz. Ebu Bekir evine

dönerek, abdest alıp iki rekat namaz kıldıktan sonra; “Ya Rabbi! her şeyimi Senin

rızan için infak ettim. Şimdi bir dileğim daha var, o da şudur. Kıyamet gününde

benim bu nazik vücudumu o kadar büyüt ki, vücudum cehennem ateşi üzerini

kaplasın, müminlerden cehenneme gireceklerinin yerine beni yak, Ya Rabbi! diye

dua eder. Yukarıda geçen Bakara Suresinin 274. Ayeti Kerimesi nazil olunca, Hz.

Peygamber (s.a.v.); “Çok mal biriktirenler sefildir.” buyurmuşlardır. Sahabe-i

Kiramdan biri bunun hiçbir istisnası yok mu? Ya Resulallah! diye üç defa sormuş,

Peygamber Efendimiz (sav) mübarek elleriyle işaret ederek, malıyla sağından ve

solundan şöyle ve şöyle, arka ve önünden şöyle ve şöyle infak edenler bunun

dışındadır buyurmuşlardır. Diğer bir Ayeti Kerimede, “Mallarını Allah yolunda

harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz dane bulunan bir

tohum gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah lütfü geniş olandır,

hakkıyla bilendir.”(57) buyrulmaktadır. Bu Ayeti Kerime nazil olunca, Sevgili

Peygamberimiz, üç defa “Ya Rabbi! ümmetime daha da artır.” diye dua etmiş ve

arkasından; “Muhakkak sabredenlere, mükafatları hesapsız ödenecektir”(58 )müjdesi

gelmiştir.

Mehmet Emin BAYAR, Din Hizmetleri Müşaviri



Sadakanın ömrü uzatması ile ilgili cevap için tıklayınız...

Dipnotlar :

(1) Türk Dil Kurumu sözlüğü Sadaka maddesi

(2) Münafikun 63/10

(3) Bakara :  2/267

(4) Bakara :  2/3

(5) Al-i İmran 3/134

(6) Tevbe :  9/111

(7) Müzemmil :  73/20

(8 ) Bakara :  2/262

(9) Secde 32/17

(10) Ahzab 33/35

(11) Kehf  :  18/110

(12) Müslim :  Birr 69; Muvatta Sadaka 12

(13) Buhari, Zekat 28; Müslim Zekat 57

(14) Buhari, Zekat 21;Müslim, Zekat 88; Tirmizi, Birr 40

(15) Bakara, 2/152

(16) İbrahim 14/7

(17) Tekasür, 102/8

(18 ) Bakara, 2/219

(19) Bakara, 2/273

(20) Sebe, 34/39

(21) Zilzal, 99/7

(22) Müslim Misafirin 48, Zekat 56; Buhari, Sulh 11

(23) Fey’zül Kadir, 3/195

(24) Buhari, Ezan 36, Zekat 16; Müslim, Zekat 91

(25) Bakara 2/186

(26) Riya-üz- Salihin Tercemesi cilt 3 sayfa 38-39 h. no. 1464

(27) Buhari, Tevhid 50; Müslim, Zikir 2,3 20-22

(28 ) Yunus Emre

(29) Buhari, Zekat 21

(30) Buhari, Zekat 10, 9, Edeb 34; Müslim, Zekat 66-67

(31) Buhari, Edeb 34, Müslimi, Zekat 56

(32) Buhari, Edeb 33; Müslim, Zekat 53

(33) R,iyaz’üz Salihin, .

(34) Tirmizi, Zekat 28

(35) Defterdar S.M. Paşa Devlet Adamlarına öğütler, 124

(36) Riyaz’ül Salihin Hadis no 1525

(37) Lokman :

(38 ) Buhari, Zekat 8; Müslim, Zekat 68

(39) Bezzar

(40) Bakara :  2/267

(41) Buhari, Tirmizi

(42) Hadis-i Şerif

(43) Muhammed 47/7

(44) Tegabun :  64/17

(45)Tirmizi, Kıyamet 42

(46) Al-i İmran :  3/92

(47) Bakara :  2/177

(48 ) Derh :  76/5-8

(49) Kütüb-ü Sitte Muhtasarı c. 16 s. 548 H. no. 6060

(50) Müslim, zikir 23, 20/22; Buhari Tevhid 50

(51) Kütüb-ü Sitte Muhtesarı, c.16 s. 547 H. no. 6059

(52) Müslim Misafirin, 84, Zekat :  56; Buhari Sulh :  11, Cihad 72

(53) Sahih-I Buhari Muhtesarı, c. 12, sayfa 129

(54) Buhari, Nafakat 1, İman 41; Müslim, Zekat 48

(55) Bakara :  2/271

(56) Bakara 2/274

(57) Bakar : 2/261

(58 ) Zümer 39/10

--------------
Kaynaklar  : 
Dinimiz islam
islmaiyasam
Sorularla İslamiyet