Aynel-Yakin Board

Full Version: Hz İsa’nın Son Akşam Yemeği
You're currently viewing a stripped down version of our content. View the full version with proper formatting.


Hz İsa’nın Son Akşam Yemeği


İncilde Son Akşam yemeğinde geçen dialoglar şöyle anlatılmıştır:

Mat.26: 17 Mayasız Ekmek Bayramı’nın* ilk günü öğrenciler İsa’nın yanına gelerek, “Fısıh* yemeğini yemen için nerede hazırlık yapmamızı istersin?” diye sordular.

Mat.26: 18 İsa onlara, “Kente varıp o adamın evine gidin” dedi. “Ona şöyle deyin: ‘Öğretmen diyor ki, zamanım yaklaştı. Fısıh Bayramı’nı, öğrencilerimle birlikte senin evinde kutlayacağım.'”

Mat.26: 19 Öğrenciler, İsa’nın buyruğunu yerine getirerek Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar.

Mat.26: 20 Akşam olunca İsa on iki öğrencisiyle yemeğe oturdu.

Mat.26: 21 Yemek yerlerken, “Size doğrusunu söyleyeyim, sizden biri bana ihanet edecek” dedi.

Mat.26: 22 Bu söz onları kedere boğdu. Teker teker, “Ya Rab, beni demek istemedin ya?” diye sormaya başladılar.

Mat.26: 23 O da, “Bana ihanet edecek olan” dedi, “Elindeki ekmeği benimle birlikte sahana batırandır.

Mat.26: 24 İnsanoğlu*, kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama İnsanoğlu’na ihanet edenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi için daha iyi olurdu.”

Mat.26: 25 O’na ihanet edecek olan Yahuda, “Rabbî*, yoksa beni mi demek istedin?” diye sordu. İsa ona, “Söylediğin gibidir” karşılığını verdi.

Mat.26: 26 Yemek sırasında İsa eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve öğrencilerine verdi. “Alın, yiyin” dedi, “Bu benim bedenimdir.”

Mat.26: 27 Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine vererek, “Hepiniz bundan için” dedi.

Mat.26: 28 “Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır.

Mat.26: 29 Size şunu söyleyeyim, Babam’ın egemenliğinde sizinle birlikte tazesini içeceğim o güne dek, asmanın bu ürününden bir daha içmeyeceğim.”

Mat.26: 30 İlahi söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytin Dağı’na doğru gittiler.

Hz İsa’nın Yakalanmadan önce Havarileri ile birlikte gidip dua ettikleri “Getsemani Bahçesi”

[attachment=46769]

“Getsemani Bahçesi”

[attachment=46770]

Hz İsa’nın Yakalanmadan önce üzerinde dua ettiği taş

Getsemani Bahçesinde Hz İsa Aleyhisselam’ın yapmış olduğu dua:

Mat.26: 36 Sonra İsa öğrencileriyle birlikte Getsemani denen yere geldi. Öğrencilerine, “Ben şuraya gidip dua edeceğim, siz burada oturun” dedi.

Mat.26: 37 Petrus ile Zebedi’nin iki oğlunu yanına aldı. Kederlenmeye, ağır bir sıkıntı duymaya başlamıştı.

Mat.26: 38 Onlara, “Ölesiye kederliyim” dedi. “Burada kalın, benimle birlikte uyanık durun.”

Mat.26: 39 Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı. “Baba” dedi, “Mümkünse bu kâse* benden uzaklaştırılsın. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.”

Mat.26: 40 Öğrencilerin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrus’a, “Demek ki benimle birlikte bir saat uyanık kalamadınız!” dedi.

Mat.26: 41 “Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.”

Mat.26: 42 İsa ikinci kez uzaklaşıp dua etti. “Baba” dedi, “Eğer ben içmeden bu kâsenin uzaklaştırılması mümkün değilse, senin istediğin olsun.”

Mat.26: 43 Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz kapaklarına ağırlık çökmüştü.

Mat.26: 44 Onları bırakıp tekrar uzaklaştı, yine aynı sözlerle üçüncü kez dua etti.

Mat.26: 45 Sonra öğrencilerin yanına dönerek, “Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz?” dedi. “İşte saat yaklaştı, İnsanoğlu* günahkârların eline veriliyor.

Mat.26: 46 Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!”

Hz İsa’ya türlü ezalar gösterilmeden önce kapatılmış olduğu hapishane

[attachment=46771]



Hz İsa’nın kapatıldığı hapishane

[attachment=46772]

Mat.26: 57 İsa’yı tutuklayanlar, O’nu başkâhin Kayafa’ya götürdüler. Din bilginleriyle ileri gelenler de orada toplanmışlardı.

Mat.26: 58 Petrus, İsa’yı uzaktan, ta başkâhinin avlusuna kadar izledi. Sonucu görmek için içeri girip nöbetçilerin yanına oturdu.

Mat.26: 59 Başkâhinlerle Yüksek Kurul’un* öteki üyeleri, İsa’yı ölüm cezasına çarptırmak için kendisine karşı yalancı tanıklar arıyorlardı.

Mat.26: 60-61 Ortaya birçok yalancı tanık çıktığı halde, aradıklarını bulamadılar. Sonunda ortaya çıkan iki kişi şöyle dedi: “Bu adam, ‘Ben Tanrı’nın Tapınağı’nı yıkıp üç günde yeniden kurabilirim’ dedi.”

Mat.26: 62 Başkâhin ayağa kalkıp İsa’ya, “Hiç yanıt vermeyecek misin?” dedi. “Nedir bunların sana karşı ettiği bu tanıklıklar?”

Mat.26: 63 İsa susmaya devam etti. Başkâhin ise O’na, “Yaşayan Tanrı adına ant içmeni buyuruyorum, söyle bize, Tanrı’nın Oğlu Mesih* sen misin?” dedi.

Mat.26: 64 İsa, “Söylediğin gibidir” karşılığını verdi. “Üstelik size şunu söyleyeyim, bundan sonra İnsanoğlu’nun*, Kudretli Olan’ın*fx* sağında oturduğunu ve göğün bulutları üzerinde geldiğini göreceksiniz.”

Mat.26: 65 Bunun üzerine başkâhin giysilerini yırtarak, “Tanrı’ya küfretti!” dedi. “Artık tanıklara ne ihtiyacımız var? İşte küfürü işittiniz.

Mat.26: 66 Buna ne diyorsunuz?” “Ölümü hak etti!” diye karşılık verdiler.

Mat.26: 67-68 Bunun üzerine İsa’nın yüzüne tükürüp O’nu yumrukladılar. Bazıları da O’nu tokatlayıp, “Ey Mesih, peygamberliğini göster bakalım, sana vuran kim?” dediler.

Hz İsa’ya Romalı Askerlerin Yapmış olduğu işgenceler

[attachment=46773]

Hz İsa’ya üzerinde işgence yapıldığı iddia edilen platform

Mat.27: 27 Sonra valinin askerleri İsa’yı vali konağına götürüp bütün taburu başına topladılar.

Mat.27: 28 O’nu soyup üzerine kırmızı bir kaftan geçirdiler.

Mat.27: 29 Dikenlerden bir taç örüp başına koydular, sağ eline de bir kamış tutturdular. Önünde diz çöküp, “Selam, ey Yahudiler’in Kralı!” diyerek O’nunla alay ettiler.

Mat.27: 30 Üzerine tükürdüler, kamışı alıp başına vurdular.

Mat.27: 31 O’nunla böyle alay ettikten sonra kaftanı üzerinden çıkarıp kendi giysilerini giydirdiler ve çarmıha germeye götürdüler.

Hz İsa’nın Dünya Üzerindeki Son Saatleri


[attachment=46774]

Damaskus Kapısı: Hz İsa’nın sırtıda haçı ile Zeytin Dağına götürülmek üzere çıkarıldığı kapı

[attachment=46775]

Mat.27: 32 Dışarı çıktıklarında Simun adında Kireneli bir adama rastladılar. İsa’nın çarmıhını ona zorla taşıttılar.

Mat.27: 33-34 Golgota, yani Kafatası denilen yere vardıklarında içmesi için İsa’ya ödle karışık şarap verdiler. İsa bunu tadınca içmek istemedi.

Mat.27: 35 Askerler O’nu çarmıha gerdikten sonra kura çekerek giysilerini aralarında paylaştılar.

Mat.27: 36 Sonra oturup yanında nöbet tuttular.

Mat.27: 37 Başının üzerine, BU, YAHUDİLER’İN KRALI İSA’DIR diye yazan bir suç yaftası astılar.

İncildeki rivayetlere göre Hz İsa’nın Çarmıha gerildiği “Golgota Tepesi”

[attachment=46776]

[attachment=46777]

Mat.27: 38 İsa’yla birlikte, biri sağında öbürü solunda olmak üzere iki haydut da çarmıha gerildi.

Mat.27: 39-40 Oradan geçenler başlarını sallayıp İsa’ya sövüyor, “Hani sen tapınağı yıkıp üç günde yeniden kuracaktın? Haydi, kurtar kendini! Tanrı’nın Oğlu’ysan çarmıhtan in!” diyorlardı.

Mat.27: 41-42 Başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler de aynı şekilde O’nunla alay ederek, “Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor” diyorlardı. “İsrail’in Kralı imiş! Şimdi çarmıhtan aşağı insin de O’na iman edelim.

Mat.27: 43 Tanrı’ya güveniyordu; Tanrı O’nu seviyorsa, kurtarsın bakalım! Çünkü, ‘Ben Tanrı’nın Oğlu’yum’ demişti.”

Mat.27: 44 İsa’yla birlikte çarmıha gerilen haydutlar da O’na aynı şekilde hakaret ettiler.

Mat.27: 45 Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü.

Mat.27: 46 Saat* üçe doğru İsa yüksek sesle, “Eli, Eli, lema şevaktani?” yani, “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı.

Mat.27: 47 Orada duranlardan bazıları bunu işitince, “Bu adam İlyas’ı çağırıyor” dediler.

Mat.27: 48 İçlerinden biri hemen koşup bir sünger getirdi, ekşi şaraba batırıp bir kamışın ucuna takarak İsa’ya içirdi.

Mat.27: 49 Öbürleri ise, “Dur bakalım, İlyas gelip O’nu kurtaracak mı?” dediler.

Mat.27: 50 İsa, yüksek sesle bir kez daha bağırdı ve ruhunu teslim etti.

Hz İsa’nın Bedeninin Taşınmış olduğu Mağara

[attachment=46778]

[attachment=46779]

[attachment=46780]

Mat.27: 57 Akşama doğru Yusuf adında zengin bir Aramatyalı geldi. O da İsa’nın bir öğrencisiydi.

Mat.27: 58 Pilatus’a gidip İsa’nın cesedini istedi. Pilatus da cesedin ona verilmesini buyurdu.

Mat.27: 59-60 Yusuf cesedi aldı, temiz keten beze sardı, kayaya oydurduğu kendi yeni mezarına yatırdı. Mezarın girişine büyük bir taş yuvarlayıp oradan ayrıldı.

Mat.27: 61 Mecdelli Meryem ile öteki Meryem ise orada, mezarın karşısında oturuyorlardı.

Mat.27: 62-63 Ertesi gün, yani Hazırlık Günü’nden* sonraki gün, başkâhinlerle Ferisiler Pilatus’un önünde toplanarak, “Efendimiz” dediler, “O aldatıcının, daha yaşarken, ‘Ben öldükten üç gün sonra dirileceğim’ dediğini hatırlıyoruz.

Mat.27: 64 Onun için buyruk ver de üçüncü güne dek mezarı güvenlik altına alsınlar. Yoksa öğrencileri gelir, cesedini çalar ve halka, ‘Ölümden dirildi’ derler. Son aldatmaca ilkinden beter olur.”

Mat.27: 65 Pilatus onlara, “Yanınıza asker alın, gidip mezarı dilediğiniz gibi güvenlik altına alın” dedi.

Mat.27: 66 Onlar da askerlerle birlikte gittiler, taşı mühürleyip mezarı güvenlik altına aldılar.

Kaynak :
Resimler ve YAZI Kaynak
https://isamesihruhullah.wordpress.com

Yazan İnş Müh Talha Yasin