Buhari Hadisleri KİTÂBÜ`L-HAC - Printable Version +- Aynel-Yakin Board (https://aynel-yakin.com) +-- Forum: DİNİ İSLAMİ BİLGİLER (https://aynel-yakin.com/forumdisplay.php?fid=8) +--- Forum: iSLAMi BiLGiLER (https://aynel-yakin.com/forumdisplay.php?fid=187) +---- Forum: Sünnetler Hadisler (https://aynel-yakin.com/forumdisplay.php?fid=307) +---- Thread: Buhari Hadisleri KİTÂBÜ`L-HAC (/showthread.php?tid=21324) |
Buhari Hadisleri KİTÂBÜ`L-HAC - RasitTunca - 06-15-2023 Buhari Hadisleri KİTÂBÜ`L-HAC Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac vekâleti Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : HACCIN VÜCÛBUNA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ABBÂS HADÎSİ Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Vedâ` haccında) Fadl İbn-i Abbâs, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in redîfi idi. Has`am (kabîlesin) den genç bir kadın (istiftâ için) Resûlullâh`a geldi. Bu sırada Fadl kadına, kadın da Fadl` bakmağa başladı. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem hemen Fadh`ın yüzünü (eliyle kadından) başka tarafa çevirdi. Kadın: - Yâ Resûla`llâh! Allâh`ın kulları üzerinde hac husûsundaki farîzası babama çok yaşlı ihtiyarlığında erişti. Deve üzerinde duramıyacak bir haldedir. Kendisinden (vekâleten) ben hac edebilir miyim? diye sordu. Resûlullâh: - Evet, vekâleten hac edebilirsin! diye cevab verdi. Bu sual, cevab Haccetü`l-Vedâ` sırasında vâkı` oldu. HadisNo : 752 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Telbiye Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN ZÜ`L-HULEYFE`DE TEHLÎLE BAŞLADIĞINA DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ Hadis : Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in "Zülhuleyfe" de devesine bindiğini, sonra devesi kalkıp doğrulasıya değin (yüksek sesle) telbiye, (Lebbeyke, Allâhümme Lebbeyk...) buyurduğunu gördüm, dediği rivâyet edilmiştir. HadisNo : 753 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Enes b. Mâlik Baslik : RESÛL-İ EKREM RÂHİLE ÜZERİNDE HACCETTİ Hadis : Şöyle dediğ rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem râhile üzerinde hac etti. Resûl-i Ekrem`in biniti, ağızını ve yol metâını da taşardı. HadisNo : 754 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Allah yolunda savaş;cihat;Hacc-ı Mebrûr;Kadınların cihâdı Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : HAZRET-İ ÂİŞE`NİN, EFDAL-İ CİHÂD HACC-I MEBRÛRDUR, HADÎSİ Hadis : Sıddîka-i müşârün-ileyhâ demiştir ki: Bir kere ben: - Yâ Resûla`llâh biz cihâdı, ibâdetlerin efdali biliyoruz. Biz, cihâda iştirâk edemez miyiz? diye sordum. Resûlullâh: - Hayır, siz cihâd edemezsiniz. Siz kadınlar için efdal-i cihâd, her halde hacc-ı mebrûr olur, buyurdu. HadisNo : 755 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Haccın fazîleti Ravi : Ebû Hüreyre Baslik : HAC YOLUNDA REFES Kİ, CİNSÎ MUKÂRENET VE DEVÂVİSİ İLE FÜSÛK, CİDAL YOKTUR Hadis : Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: Kim ki (şu Beyt-i Şerîf`i) Allah rızâsı için ziyârek eder de cinsî mukârenette ve devâisinde bulunmaz ve tarîk-ı tâatten hurûc etmezse, o kimse (günahtan sıyrılıp) anasının onu doğurduğu günkü gibi (temiz bir hayâta) dönüp kavuşur. HadisNo : 756 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Mikat Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : MEVÂKİT-İ HAC HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ VE BUNLARIN MEKKE`YE BU`D-İ MESÂFELERİ Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem (şu mevzi`leri ihrâm için) mîkat tâyin buyurmuştur: Medîneliler için "Zü`l-Huleyfe"yi, Şam, (Mısır, Mağrib) ahâlîsi için "Cuhfe" yi, Necidliler için "Karn-i Menâzil" mevkıini, Yemenliler için "Yelemlem" i. Bu mahaller, Hac, Ömre etmek istiyen bilâd-i mezkûre ahâlîsi ile diğer memleketler halkından yolları bu mevâkıe uğrayan kimselerin mîkatlarıdır. Bunlardan başka bu mîkatlarla Mekke arasındaki memleketler halkı (Âfâkîler) de bulundukları mahallerden ihrâma girerler. Hattâ Mekkeliler de Mekke`den ihramlanırlar. HadisNo : 757 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : İhram namazı;Mikat Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN HACCA GİDERKEN ŞECERE YOLİYLE GİTTİĞİ, GELİRKEN DE MUARRES TARÎKIYLE MEDÎNE`YE GELDİĞİNE DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Mekke`den dönüşünde) Zü`l-Huleyfe`deki vâdîde devesini çökertti. Sonra inip orada (iki rek`at) namaz kıldı. (İbn-i Ömer`in râvîsi ve kölesi Nâfi` demiştir ki:) Abdullâh İbn-i Ömer radiya`llâhu anhümâ`da burada böyle namaz kılardı. HadisNo : 758 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : İhram namazı;Mikat Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN VEDÂ` HACCINDA ÖMRE İLE HACCA BİRLİKTE NİYET ETTİĞİNE DÂİR HAZRET-İ ÖMER HADÎSİ Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (Medîne`den çıkarken Zü`l-Huleyfe mescidi yanındaki) Şecere yolunu tâkib ederek çıkmak mu`tâdı idi. Medîne`ye de (Zü`l-Huleyfe mescidinden daha aşağıda ve Medîne`ye daha yakın bulunan) Müarres tarîkıyle girerdi. Yine Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Mekke`ye giderken Şecere mescidinde namaz kılmak, Mekke`den avdetinde ve vâdînin ortasındaki Zü`l-Huleyfe`de namaz kılmak ve sabaha kadar burada gecele(yerek sabahleyin Medîne`ye teveccüh et)mek âdeti idi. HadisNo : 759 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hacc-ı Kıran Ravi : Ömer b. el-Hattâb Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN VEDÂ` HACCINDA ÖMRE İLE HACCA BİRLİKTE NİYET ETTİĞİNE DÂİR HAZRET-İ ÖMER HADÎSİ Hadis : Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in "Vâdi`l-Akîk" de şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: Bana Rabbim tarafından (sefâretle) gelen Cibrîl, bu gece de geldi. Ve: "Bu mübârek vâdîde namaz kıl! Ve ömre içinde hacca niyet ettim, de" dedi. HadisNo : 760 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN VEDÂ` HACCINDA ÖMRE İLE HACCA BİRLİKTE NİYET ETTİĞİNE DÂİR HAZRET-İ ÖMER HADÎSİ Hadis : Rivâyet olunduğuna göre: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Vedâ Haccı`nda) Vâdi`l-Akîk`ın ortasındaki Zü`l-Huleyfe`de gecelemek üzere devesinden indiği görüldü. (Ashâb-ı Kirâm tarafından) kendilerine: (Ey Risâlet nûru!) Sen, mübârek bir vâdîde bulunuyorsun, (hürmetlere lâyıksın!) denildi. HadisNo : 761 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı;İhrama girmek;Ulû`l-Emre itâat Ravi : Ya`lâ İbn-i Ümeyye Baslik : İHRAMLI İKEN KOKU İSTİ`MÂLİ HAKKINDA YA`LÂ İBN-İ ÜMEYYE HADÎSİ Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Ya`lâ, Ömer İbn-i Hattâb radiya`llâhu anh`e, Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e vahiy geldiği sırada Resûl-i Ekrem`i bana gösteriniz! de (ye ricâ etmiş) di. Ya`lâ İbn-i Ümeyye diyor ki: - Bir kerre Resûl-i Ekrem, Ashâbından bir cemâat yanında bulunarak (Mekke`ye yakın) Ci`râne mevkiinde iken huzûruna birisi çıkageldi. Ve: - Yâ Resûlu`llâh! Güzel koku sürünmüş olarak Ömre için ihrâma giren bir kimse hakkında ne buyurursunuz? diye sordu. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem bir müddet sükût etti. Sonra kendisine vahiy gelmişti. Ömer radiya`llâhu anh Ya`lâ`ya işâret etti. Ya`lâ da geldi. (O sırada) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in üzerinde bir örtü, kendisini bürümüştü. Ya`lâ başını bu örtünün içine soktu. Ve Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i (vahyin şiddetli ağırlığından) yüzü kızarmış bir halde gördü. Resûl-i Ekrem, nâimin mütereddid nefesi gibi teneffüs ediyordu. Sonra Resûl-i Ekrem`den (tedrîcen) bu hal sıyrıldı. Ve: - Hani ömreden suâl eden kimse nerede, buyurdu. Bunun üzerine (Huzûr-ı Saâdet`e) birisi getirildi. Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm: - Bedenine ve sevbine bulaşan kokuyu üç kere yıka, üzerindeki cübbeyi çıkar, (bu ihrâmı gey), haccında îfâ ettiğin ef`âl-i hac gibi ömrende de işle! buyurdu. HadisNo : 762 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : İhrama girmek;Telbiye Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : BU HUSÛSTA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN DE BİR HADÎSİ Hadis : [Ben Resûlullâh`ı ihrâma girmek istediğinde ihrâm için, (bir de) ihrâmı çıkardığı (nda mehâzîr-i ihramdan tecerrüd) için kokuladım] dediği rivâyet edilmiştir. HadisNo : 763 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Telbiye Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : TELBÎD VE TEHLÎL-İ NEBEVÎYE DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ Hadis : Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (zamklı bir madde ile) başının saçlarını toplamış olduğu halde yüksek sesle telbiye ettiğini işittim, dediği rivâyet edilmiştir. HadisNo : 764 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Telbiye Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN İHRÂMI HAKKINDA İBN-İ ÖMER`İN DİĞER BİR HADÎSİ Hadis : Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Mescidden başka bir yerde telbiye etmemiştir, ancak Zü`l-Huleyfe mescidinde telbiye buyurmuştur, dediği rivâyet edilmiştir. HadisNo : 765 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Telbiye Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : ARAFAT`TAN MÜZDELİFE`YE KADAR ÜSÂME`NİN, MÜZDELİFE`DEN DE MİNÂ`YA KADAR FÂZIL İBN-İ ABBÂS`IN RESÛL-İ EKREM`E DEVE ÜZERİNDE REDİF OLDUKLARINA DÂİR İBN-İ ABBÂS HADÎSİ Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Üsâme İbn-i Zeyd Arafât`tan Müzdefile`ye kadar Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in redîfi idi. Sonra aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Müzdefile`den "Minâ" ya gelinceye kadar da Fadl İbn-i Abbâs`ı irdâf etmişti. Bunların her ikisi de Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in "Cemretü`l-Akabe"yi remyedene kadar Telbiyeye devâm buyurduğunu haber vermişlerdir. HadisNo : 766 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı;İhrama girmek;İhramdan çıkmak;Kâ`be`yi tavaf;Sa`y;Telbiye Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : MENÂSİK HAKKINDA İBN-İ ABBÂS`IN CEMİYETLİ BİR HADÎSİ Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llâhu aleyhi ve sellem (Haccetü`l-Vedâ` için) gerek zât-i şerifleri, gerek Ashâbı saçlarını taradıkları, güzel kokular süründükleri, (en güzel) izâr ve ridâlarını geydikleri halde Medîne`den (öğle ile ikinde arasında) çıkmışlardı. Resûl-i Ekrem geyilmesi mu`tâd olan izâr ve ridâ nev`inden hiç bir şey`i geymekten kimseyi men` etmedi. Yalnız (kokusu ve rengi) vücûde bulaşacak derece za`feranlı libâsın geyilmesini istemiyordu. (Bu muhteşem hac mevkibi) gündüzün Zü`l-Huleyfe`ye vardı. (Öğle namazını orada kıldı. Ve Zü`l-Huleyfe`de geceledi. Sabahleyin) râhilesine bindi. "Beydâ`" dağına yükselince Resûl-i Ekrem ve Ashâb`ı ihlâl ve telbiye eylediler. Resûl-i Ekrem kurbanlık devesini (boynuna iki nal parçası takarak) kılâdeledi. (Hörgücünün sağ safhasını kanatarak nişanladı). Bu ihlâl ve taklid keyfiyetleri Zilka `de`den beş gün kala (ayın yirmi beşinde) olmuştur. Nihâyet Zilhicce`nin dördüncü günü Resûl-i Ekrem Mekke`ye vardı. Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`yetti. Kurbanlık develerine nişan taktığı için de artık o kurbanlar Bedene olmuş ve bu sebeble Resûl-i Ekrem ihramdan çıkmamıştı. Tavâf ve sa`yden sonra Resûl-i Ekrem Mekke`nin üstündeki "Hacun" mevkiine nâzil oldu. Resûl-i Ekrem hacca niyet ederek ihramlanmıştı. Kâ`be`yi tavâf ettikten sonar Arafât`dan ininceye kadar Kâ`be`ye bir daha yaklaşmamıştır. Resûl-i Ekrem Ashâbına da Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`yetmelerini, sonra saçlarını kestirip ihramdan çıkmalarını emreyledi. Bu emr-i Nebevî kendisiyle berâber kılâdelenmiş kurbanı bulunmayan hacılar hakkında idi. Böyle bir kimse ihramdan çıkmakla berâber yanında zevcesi varsa onunla cinsî münâsebeti, güzel koku sürünmesi, (mu`tâd olan) elbîsesini geymesi halâl olur. HadisNo : 767 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kâ`be`yi tavaf;Telbiye Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN TELBİYESİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ Hadis : Resûl-i Ekrem`in telbiyesi şöyle olduğu rivâyet edilmiştir: Lebbeyke Allâhümıne Lebbey, Lebbeyke, lâ şerîke lek, Lebbeyke inne`l-hamde ve`n-ni`mete lek, ve`l-mülke lâ şerîke lek = Yâ Rab! Da`vetine kirâren icâbet ettim, her emrini îfâ için dîvânına geldim. Rabb`im! Sen`in her da`vetine icâbet borcumdur. Sen`in saltanatında eşin ve ortağın yoktur. Allâh`ım! Bütün varlığımla Sana yöneldim, ham Sen`indir, ni`met Sen`indir, mülk de Sen`indir, bütün bunlarda eşin ve ortağın yoktur. HadisNo : 768 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı;İhramdan çıkmak;Kurban Ravi : Enes b. Mâlik Baslik : MENÂSİK HAKKINDA ENES İBN-İ MÂLİK, İBN-İ ÖMER VE İBN-İ ABBÂS`IN HADÎSLERİ Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Vedâ` Haccı`na çıkmazdan evvel) öğle namazını Medîne`de biz de kendisiyle berâber olduğumuz halde dört rek`at kıldı. Sonra sabaha kadar orada geceledi. Sonra (sabahlayın devesine) bindi. Resûlullâh üstünde olduğu halde "Beydâ" ya doğruldu. Resûlullâh Allâh`a hamdetti. Tesbîh ve tekbîr eyledi. Sonra hac ile ömreye (niyet ederek) tehlil buyurdu. Maiyyetindeki huccâc da hac ile ömreye niyet ederek ihlâl eylediler. (Ve böylece ihrâma girdiler). Mekke`ye geldiğimizde Resûlullâh nâsa emretti, ihramdan çıktılar, nihâyet yevm-i terviye (ki, Zilhicce`nin sekizinci günüdür) olunca hac için ihrâma girdiler. Râvî Enes İbn-i Mâlik diyor ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Medîne`ye geldiğinde de (Kurban Bayramında) yakışıklı iki koç kurban etti. HadisNo : 769 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : MENÂSİK HAKKINDA ENES İBN-İ MÂLİK, İBN-İ ÖMER VE İBN-İ ABBÂS`IN HADÎSLERİ Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: İbn-i Ömer Zü`l-Huleyfe`de (râhilesine bindikten sonra) telbiye (ye başlar ve bilâ-inkıtâ` devâm) ederdi. (hudûd-ı) hareme dâhil olunca da telbiyeyi keserdi. Nihâyet "Zî-tuvâ" ya geldiğinde burada gecelerdi. Sabah namâzını kılınca da (Mekke`ye dühûl için) iğtisâl ederdi. İbn-i Ömer, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in de böyle işlediğine sahîhan kanâat ederdi. HadisNo : 770 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Telbiye Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : MENÂSİK HAKKINDA ENES İBN-İ MÂLİK, İBN-İ ÖMER VE İBN-İ ABBÂS`IN HADÎSLERİ Hadis : Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Ben Mûsâ`yı (Ezrak) vâdîsine inerken telbiye eder bir halde gördüm" buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir. HadisNo : 771 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı;İhramdan çıkmak;Sa`y Ravi : Ebû Mûsâ el-Eş`arî Baslik : HACC-İ TEMETTÜ` HAKKINDA EBÛ MÛSE`L-EŞ`ARÎ`NİN MUFASSAL BİR RİVÂYETİ Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem (Haccetü`l-Vedâ`dan evvel) beni Yemen`e kendi kavmime (bir vazîf ile) göndermişti. Yemen`e kendi kavmime (bir vazîfe ile) göndermişti. Yemen`den avdetimde Resûl-i Ekrem`e "Bahtâ" da (ihramlı olarak) mülâkî oldum. Resûl-i Ekrem bana: - Ne yolda ihramlandın, diye sordu. Ben de: - Resûlullâh`ın ihramlandığı gibi (Lebbeyk-hân olarak) dedim. Resûl-i Ekrem yine sordu: -Yanında Hedyin, (kurbanın) var mı? Ben: - Hayır, yoktur, dedim Bunun üzerine Resûlullâh bana (tavâf ve sa`y etmemi) emr eyledi. Ben de Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`y ettim. Sonra Resûl-i Ekrem ihramdan çıkmamı emreyledi. Ben de ihrâmımdan çıktım. Ve kavmimden (mehârimimden) bir kadının nezdine geldim. Başımı taradı, yâhud başımı yıkadı. Ömer radiya`llâhu anh (hilâfeti zamânında ve hac mevsiminde Mekke`ye) geldi. Ve dedi ki: Kitâbu`llâh`a mürâcaat edersek, o bize (ba`de`ş-şürû` ömre ile haccı) tamamlamamızı emrediyor. Cenâb-ı Hak (Allah için hac ve ömreyi, kurban keserek tamamlayınız) buyurmuştur. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sünnetine mürâcaat edersek, o da bize kurban kesene kadar ihramdan çıkmağa müsâade etmemiştir. HadisNo : 772 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ulû`l-Emre itâat Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : İFRÂD, KIRÂN VE TEMETTÜ` HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN MUFASSAL İKİ RİVÂYETİ Hadis : Hac hakkında rivâyet edilen bir hadîsi (yakında) geçmişti. Bu rivâyette Hazret-i Âişe demiştir ki: Biz, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile berâber hac aylarında, hac gecelerinde, hac zamanlarında (Medîne`den) çıktık ve (Mekke`nin hudûdu olan) "Serif" mevkiine indik. Resûl aleyhi`s-selâm (çadırından) Ashâb`ına karşı çıktı: - Sizden her kimin berâberinde hedyi (kurbanı) yoksa ve haccını ömreye tahvîl etmek isterse, o, (müfriddir, haccını feshedip) ömre yapsın!. Bir kimsenin de berâberinde hedyi varsa o da haccını ömreye tahvîl etmesin! buyurdu. Hazret-i Âişe demiştir ki: - Bu ta`lîm-i Nebevî üzerine Ashab`tan ömreyi iltizâm edenler de oldu, terk edenler de bulundu. Yine Âişe-i Sıddîka demiştir ki: - Fakat Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile Ashâb`ından bir kısmı, bunlar zî-kudret kimselerdi, hediyleri de kendi yanlarında idi. Bunlar, (karin olduklarından haccı feshe), ömreyi iltizâma muktedir değillerdi. (Bundan sonra Hazret-i) Âişe, hadîsin geri kalan kısmını da zikr etti. HadisNo : 773 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : İhramdan çıkmak Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : İFRÂD, KIRÂN VE TEMETTÜ` HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN MUFASSAL İKİ RİVÂYETİ Hadis : Hazret-i Âişe şöyle demiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem ile biz, (eşhür-i hurumda hac seferine) çıktık. (Bu aylarda ömre değil), yalnız hac edilir zannolunurdu. (Mekke`ye) varıp (ömre için) Beyt-i Şerîf tavâf (ve sa`y) edildikte Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: - Hediy sevk etmiyenlerin ihramlarından çıkmalarını emreyledi. Hediy sevk etmiyenler ihramlarından çıktılar. Resûlullâh`ın kadınları da hediy sevk etmemişlerdi. Onlar da ihramlarından çıkmışlardı. [Âişe radiya`llâhu anhâ diyor ki: - Yalnız ben Serif`te hayiz olmuştum, Beyt`i tavâf edememiştim. Teşrık geceleri "Muhassıb" da ben: - Yâ Resûla`llâh! Herkes bir hac, bir ömre ile (Medîne`ye) dönüyor da ben bir hac ile dönüyorum, diye şikâyet ettim. Resûlullâh: - Mekke`ye geldiğimiz gecelerde sen tavâf etmedin mi? diye sordu. Ben: - Hayır, diye cevab verdim. Resûl-i Ekrem: - Öyle ise kardeşinle "Ten`îm"e git, orada ömre ihrâmına gir. Sonra tavâf ve sa`y edip buraya geliniz, buyurdu]. (Ümmü`l-Mü`minîn) Safiyye radiya`llâhu anhâ demiştir ki: Ben de âdetimi görmüştüm. Halkı yolumdan alakoyacağımı zannediyordum. Resûl-i Ekrem: - Ey şeâmeti halkın hareketini durduran kadın!. Sen yevm-i nahirde tavâf (-ı ifâzayı) etmedin mi? buyurdu. Safiyye diyor ki, ben de: - Hayır, yapmadım, diye cevap verdim. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: - Beis yoktur, (tavâf-ı vedâ hâizden sâkıttır,) haydi yollanınız, buyurdu. HadisNo : 774 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hacc-ı Kıran;İhramdan çıkmak Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : YİNE HAZRET-İ ÂİŞE`NİN İHRAMLANMA HAKKINDA MÜHİM BİR RİVÂYETİ Hadis : Âişe-i Sıddîka demiştir ki: Haccetü`l-Vedâ` senesi biz, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile berâber hacca çıktık. Bizden kimimiz ömre niyetiyle ihramlandı. Kimimiz hacca ve ömreye niyet ederek ihramlandı. Kimimiz de hac niyetiyle ihrâma girdi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de hacca niyet ederek ihramlanmıştı. Fakat yalnız hac için ihrâma giren, yâhud hac ile ömreyi niyette cem` eden hacılar kurban bayramının ilk gününe kadar ihramdan çıkamazlar. HadisNo : 775 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hacc-ı Kıran Ravi : Osman ve Alî Baslik : BU BÂBTA HAZRET-İ OSMAN, HAFSA VE İBN-İ ABBÂS`TAN GELEN RİVÂYETLER Hadis : Mervân İbn-i Hakem rivâyet ederek demiştir ki: Osman ve Alî radiya`llâhu anhümâ`ya (esnâ-yi hacda) şâhid oldum. Osman (halkı Hacc-ı Temettü`den,) ve hac ile ömreyi cem` etmekten (tenzîhen) nehyediyor, (İfrâd`a terğîb ediyor) du. Alî, bu nehyi görünce ömre ile hacca niyet ederek ve: (Lebbeyk) diyerek ihramlandı. Sonra Alî: ben, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sünnetini kimsenin söziyle terk edemem, dedi. HadisNo : 776 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : BU BÂBTA HAZRET-İ OSMAN, HAFSA VE İBN-İ ABBÂS`TAN GELEN RİVÂYETLER Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Câhiliyet devrinde müşrikler hac aylarında ömre etmeği, yeryüzünde işlenen günâhların en ağırı zannederlerdi. Bunlar Muharrem ayındaki hurmeti de Safer ayına naklederek derlerdi ki: devenin arkasındaki yara iyi olur, huccâcın ayak izleri gider, Safer ayı da çıkarsa, artık ömre etmek işte o zaman ömreciye halâl olur. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Ashâbiyle berâber (Zilhicce`nin) dördüncü gecesi sabahında hac niyetiyle telbiye ederek (Mekke`ye) gelmişlerdi. Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm, Ashâb`ına haclarını ömreye çevirmelerini, ve (tavâf, sa`y, tıraşla) ihramdan çıkmalarını emreyledi. (Kendisinde ömre edilmesini ekber-i kebâirden ad ve i`tikâd ettikleri için) hac aylarında ömre ile emredilmesi huccâca ağır geldi. Ve Resûl-i Ekrem`e: - Yâ Resûla`llâh, bu nasıl hıldir, nasıl ömredir? (İhrâmın haram kıldığı şeyleri bu da halâl kılar mı?) diye sordular. Resûl-i Ekrem: - (Eşhür-i hurümdeki) bu ömrenin edâsı da bunların hepsini halâl kılar, buyurdu. HadisNo : 777 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : İhramdan çıkmak;Ulû`l-Emre itâat Ravi : Hafsa Baslik : BU BÂBTA HAZRET-İ OSMAN, HAFSA VE İBN-İ ABBÂS`TAN GELEN RİVÂYETLER Hadis : Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zevci Hafsa radiya`llâhu anhâ`dan gelen bir rivâyette Hafsâ: - Yâ Resûla`llâh! Nâsa ne oluyor ki, ömre ile ihramdan çıkıyorlar da sen ömreden dolayı ihrâmından çıkmıyorsun? diye sormuş, Resûl-i Ekrem: - Ben başımı telbid, kurbanımı da (Kâ`be nâmına) taklîd ettim. Artık kurban kesmedikçe ihramdan çıkamam, buyurmuştur. HadisNo : 778 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : BU BÂBTA HAZRET-İ OSMAN, HAFSA VE İBN-İ ABBÂS`TAN GELEN RİVÂYETLER Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: (Bir kere) İbn-i Abbas`tan birisi (Ebû Cemre) Temettüün hükmünden sormuş ve: - (Ben mütemetti` olarak haccetmek istiyorum), halk beni temettü`den nehyediyor, demiş. İbn-i Abbas da bu adama temettü` ile emretmiş. Ebû Cemre diyor ki: - Ben rü`yamda bana birisinin: "Temettü`, mebrûr bir hacdır, makbul bir ömredir" dediğini görmüştüm. Bu rü`yâmı İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ`ya haber verdim. İbn-i Abbâs bana: - Temettû` Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sünnetidir, dedi. (Ve: Hele yanımda otur da sana biraz dünyâlık vereyim, buyurdu). HadisNo : 779 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı Ravi : Câbir b. Abdullâh Baslik : HACCIN VE İHRAMLANMANIN ÜÇ NEV`İNE DÂİR CÂBİR İBN-İ ABDULLÂH HADÎSİ Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem (Mekke`ye) kurbanlıklar gönderdiği (hac) günü Câbir Resûlullâh ile haccetti. Kendisiyle kurbanlıklarını (Mekke`ye) sevkeden Ashâb, o günü müfrid bi`l-hac olarak (telbiye edip) ihrâma girmişlerdi. Resûlullâh Ashâb`ına: - Haccınızı ömreye tahvîl ediniz, sonra Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`yederek, saçınızı kestirerek ihramdan çıkınız. Sonra ihramsız olarak (Mekke`de) oturunuz. Terviye, (Zilhicce`nin sekizinci) günü geldiğinde hac (niyyeti) ile (Mekke`de) ihrâma giriniz. Ve evvelki (ihramlandığınız) müfred haccınızı, Hacc-ı Temettü` yapınız! buyurdu. Ashâb-ı Kirâm: - Yâ Resûla`llâh! Biz, (ilk ihramda) hac (diye) tesmiye (ve tasrîh) ettiğimiz halde o haccımızı nasıl müt`a yaparız, demişlerdi. Resûl-i Ekrem: - Siz, benim emrettiğimi işleyiniz!. Eğer kurban sevk etmemiş olsaydım, ben de size emrettiğim gibi işlerdim. Lâkin şimdi kurbanın Minâ`da kesilene kadar ihramlıya harâm olan şeylerden hiç birisi bana halâl değildir, buyurdu. Ashâb-ı Kirâm da Resûlullâh`ın emrettiği gibi işlediler. HadisNo : 780 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : İmrân İbn-i Husayn Baslik : HACCIN VE İHRAMLANMANIN ÜÇ NEV`İNE DÂİR CÂBİR İBN-İ ABDULLÂH HADÎSİ Hadis : "Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem zamânında biz, mütemetti` olarak haccederdik. Kur`ân da (temettuun cevâzı vechile) nâzil oldu. Bir adam da (Hazret-i Ömer) hâlâ gönlü ne dilerse onu söyliyor" dediği rivâyet edilmiştir. HadisNo : 781 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN MEKKE`YE TARÎK-I DUHÛL VE HURÛCU Hadis : Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Mekke`ye Bathâ-i Mekke`nin "Kedâ`" denilen "Seniyye-i ulyâ" yolundan girdiği, (Küdâ denilen) Seniyye-i süflâdan da avdet buyurduğu rivâyet edilmiştir. HadisNo : 782 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hicr-i Kâ`be Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : KÂ`BE`Yİ KUREYŞ`İN SÛRET-İ İNŞÂSI VE HİCR-İ İSMÂİL. RESÛL-İ EKREM`İN KÂ`BE`Yİ ESÂS-I İBRÂHÎM`E İRCÂ` ETMEK ARZUSUNDA BULUNDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN İKİ MÜHİM RİVÂYETİ Hadis : Âişe-i Sıddîka demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e Hıcr-ı İsmâil`in cidârından sordum: - Yâ Resûla`llâh! Bu duvar Beyt`ten midir? dedim. Resûlullâh cevâben: - Evet, (cidar, Beyt`tendir) buyurdu. Ben yine sordum: - Kureyş`in bu Hıcr`ı Kâ`be`ye idhal ve ilhâka büdceleri kifâyet etmedi, (Beyt`i daralttılar) diye cevab verdi. Ben: - Kâ`be`nin kapısı niçin bu derece yüksektir? diye sordum. Resûl-i Ekrem: - Senin kavmin dilediklerini Beyt`e koymak, dilediklerini de koymamak için, cevâbında bulundu. Sonra Resûl-i Ekrem: Yâ Âişe! Eğer kavmin Kureyş, câhiliyet devrine yakın olmasaydı ben, cidârı (Hıcr`ı) Beyt`e ilhâk etmek, Beyt`in kapısını da zemin (seviyesi) ne indirmek isterdim. Fakat böyle yapıldığında kaviminin kalbinin kırılmasından endîşe ederim, buyurdu. HadisNo : 783 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hicr-i Kâ`be Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : KÂ`BE`Yİ KUREYŞ`İN SÛRET-İ İNŞÂSI VE HİCR-İ İSMÂİL. RESÛL-İ EKREM`İN KÂ`BE`Yİ ESÂS-I İBRÂHÎM`E İRCÂ` ETMEK ARZUSUNDA BULUNDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN İKİ MÜHİM RİVÂYETİ Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Hazret-i Âişe`ye cevâben) buyurmuştur ki: kavmin, câhiliyet devrine yakın olmasaydı Beyt`i emreder yıktırırdım. Kâ`be`ye, kendisinden hâric bırakılan Hıcr`ı ilhak ederdim. Beyt`i zemin seviyesine indirirdim. Bâb-ı şarkî ve Bâb-ı garbî olmak üzere iki kapı yapardım. Ve böylece İbrâhim`in (inşâ ettiğ Beyt`in) vaz`-ı aslîsine bâliğ ve vâsıl olurdum. HadisNo : 784 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Mü`min kâfire vâris olmaz Ravi : Üsâme b. Zeyd b. Hârise Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN DOĞDUĞU HÂNE-İ SAÂDETLERİ`NE DAİR RİVAYET Hadis : Rivâyet olunduğuna göre, Üsâme Resûl-i Ekrem`e: - Yâ Resûla`llâh! (Yarın) Mekke`de nereye ineceksiniz, evinize mi? diye sormuş. Resûlullâh şöyle cevap vermiş: - Akîl (burada) evden, menzilden bir şey bırakdı mı ya? Akîl ve kardaşı Tâlib, Ebû Tâlib`e vâris oldular. Halbuki Ca`fer ile Alî radiya`llâhu anhümâ Ebû Tâlib`e vâris olmadılar. Çünkü bunlar Müslim idiler. Akîl ile Tâlib ise kâfir idiler. HadisNo : 785 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Ebû Hüreyre Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN ABDÜ`L-MUTTALİB OĞULLARİYLE BERÂBER ŞA`B-İ BENÎ HÂŞİM`DE KUREYŞ TARAFINDAN MUHÂSARA EDİLMESİ VE BİR MU`CİZE-İ NEBEVİYE Hadis : Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (Minâ`dan) Mekke`ye inmek istediğinde: Yarın (öbirisi gün) inşâ-Allâh menzilimiz, Benî Kinâne yurdu olacaktır ki, burada Kureyş ile Kinâne oğulları küfr üzerine ahd etmişlerdi, buyurmuştur. Resûl-i Ekrem Benî Kinâne Hayfi demekle, "Muhassab" mevkiini kasedtmişti. Bu ahd ü peymân, Kureyş ile Benî Kinâne arasında Hâşimîler ve Abdülmuttalib oğulları aleyhine: "Bunlarla kız alıp vermemek, alış veriş etmemek üzere" akdedilmişti. Hâşimîlerle Muttalibîller Resûl-i Ekrem`i Kureyş ile Kinâne`ye inkıyâda iknâ edinceye kadar devâm edecekti. HadisNo : 786 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kâ`be`nin tahrîbi Ravi : Ebû Hüreyre Baslik : ÂHİR ZAMANDA KÂ`BE`Yİ İKİ HABEŞLİNİN TAHRÎB EDECEĞİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE`NİN BİR RİVÂYETİ Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Kâ`be`yi (âhir-i zamanda) Habeş (liler) den iki cılız bacaklı birisi tahrîb edecektir" buyurduğunu rivâyet edilmiştir. HadisNo : 787 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Aşûre orucu Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : RAMAZAN ORUCU FARZ KILINMAZDAN EVVEL MÜSLÜMANLARIN ÂŞÛRÂ GÜNÜ ORUÇ TUTTUKLARI VE KÂ`BE`YE KİSVE GEÇİRDİKLERİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN BİR HADÎSİ Hadis : Âişe-i Sıddîka demiştir ki: Müslümanlar Ramazan farz kılınmazdan evvel Âşûrâ (Muharrem`in onuncu) günü oruç tutarlardı. Ve o günü Kâ`be`ye (yeni) örtü örterlerdi. Cenâb-ı Hak Ramazan orucunu farz kılınca Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem: "Âşûrâ orucunu tutmak istiyen onu yine tutsun, tutmak istemiyen de tutmasın" buyurdu. HadisNo : 788 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ye`cüc-Me`cüc Ravi : Ebû Saîd-i Hudrî Baslik : YE`CÛC VE ME`CÛC`UN HURÛCUNDAN SONRA DA BEYTU`LLÂH`IN HACCEDİLECEĞİNE DÂİR EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ`NİN BİR HADÎSİ Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Ye`cûc ve Me`cûc`un hurûcundan sonra da Beyt (u`llâh) haccedilir ve ömre edâ olunur" buyurduğunu rivâyet edilmiştir. HadisNo : 789 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kâ`be`nin tahrîbi Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : YE`CÛC VE ME`CÛC`UN HURÛCUNDAN SONRA DA BEYTU`LLÂH`IN HACCEDİLECEĞİNE DÂİR EBÛ SAÎD-İ HUDRÎ`NİN BİR HADÎSİ Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Kâ`be`yi yıkacak olan o apışak, iri ayaklı koyu siyah Habeşîyi Kâ`be`nin (duvar) taşlarını birer birer kopardığını görür gibi biliyorum" buyurduğu rivâyet edilmiştir. HadisNo : 790 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hacer-i Esvad-i öpme Ravi : Ömer b. el-Hattâb Baslik : HAZRET-İ ÖMER`İN HACER-İ ESVED`İ İSTİLÂMINDAN GÂYE-İ ŞERÎATİ BİLDİREN BİR SÖZÜ Hadis : Rivâyet olunduğuna göre, Müşârün-ileyh Hazretleri bir haccında Hacer-i Esved`e yaklaşıp (dudaklarını koyarak) takbîl etmiş ve: "Çok iyi bilirim ki, sen zararı ve menfaati olmayan bir taş parçasısın! Eğer Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`in seni takbîl ettiğini görmeseydim aslâ seni takbîl etmezdim" demiştir. HadisNo : 791 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Abdullâh İbn-i Ebî Evfâ Baslik : BEYT`İN İÇİ PUTLARLA DOLU BULUNMASINDAN KAZÂ ÖMRESİNDE RESÛLULLÂH`IN BEYT`E GİRMEDİĞİNE DÂİR ABDULLÂH İBN-İ EBÎ EVFÂ HADÎSİ Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (kazâ) ömre (sini îfâ) ederek Beyt (-i Şerîf)i tavâf edip Makâm(-ı İbrâhim) in arkasında namaz kılmıştı. Yanında kendisini halktan setreden birisi de bulunuyordu. O gözcüye birisi gelip, - Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (bu ömresinde) Kâ`be`ye girdi mi? diye sordu. O da: - Hayır, (girmedi) diye cevab verdi. HadisNo : 792 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kâ`be`ye konan putlar Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : FETH-İ MEKKE GÜNÜ RESÛLULLÂH`IN EMRİ ÜZERİNE BEYT-İ ŞERÎF PUTLARDAN TATHÎR EDİLİRKEN ELLERİNDE FAL KALEMLERİYLE HAZRET-İ İBRÂHÎM VE İSMÂİL`İN SÛRETLERİ DE ÇIKARILDIĞINDA: ALLÂH BUNU YAPANLARI HELÂK ET Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (Fetih günü Mekke`ye) geldiğinde Kâ`be`ye girmekten çekindi. Çünkü Kâ`be`de (câhiliyyetin) âlihe (edindiği putlar) vardı. Resûl aleyhi`s-selâm bunların çıkarılmasını emretti. (Ashâb tarafından) bu putlar çıkarıldı. (Bilhassa) İbrâhim ve İsmâil (aleyhime`s-selâm) ın sûretlerini de ellerinde ezlâm (denilen fal kalemleri) olduğu halde çıkardılar, Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Allâh`a yemîn ederim ki, bu put-perestler pek iyi bilirlerdi ki: bu iki Peygamber hiç bir zaman erzâk-ı maksûmelerini böyle münker şeylerle aramış ve dilemiş değillerdir" buyurdu. Sonra Beyt`e dâhil oldu. Ve Beyt`in her tarafında Tekbir getirdi. Fakat Beyt`te namaz kılmadı. HadisNo : 793 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Remel;Tavafın ilk üç şartından koşmak (remel) Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : BEYT-İ ŞERÎFİ TAVÂFIN ÜÇ ŞAVTİNDE REMELİN SEBEBİ Hadis : Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Ashâb`iyle berâber (kazâ ömresi için Mekke`ye) geldiklerinde: (tavâf edilirken) müşrikler: - Ey Muhammed ümmeti! (Bakınız) Peygamberiniz size takaddüm ediyor, sizi Medîne`nin hummâsı zaîf düşürmüş, di (ye istihzâ eyle) mişlerdi. Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (buna vâkıf olunca) Ashâb`ına: - Tavâfın üç Şavtında koşmalarını, Rükneyn (-i Yemâneyn) arasında da (mu`tâd üzere) yürümelerini emreyledi. Resûl-i Ekrem`i, tavâfın bütün Şavtlarında (ki, yedidir) koşmalarını emretmeğe mâni` bir şey varsa, o da ancak Ashâb`ına acımasından ibârettir. HadisNo : 794 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hacer-i Esved`i selâmlama (istilâm);İstilâm;Remel;Tavafın ilk üç şartından koşmak (remel) Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN SÛRET-İ TAVÂFINA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (Haccetü`l-Vedâ`da) Mekke`ye geldiği zaman ilk tavâf ettiğinde Hacer-i Esved`i istilâm ettiğini, yedi tavâftan (ilk) üçünde yürürken müsâreat buyurduğunu gördüm, demiştir. HadisNo : 795 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hz. Peygamber`in sünnetine bağlılık;Remel;Tavafın ilk üç şartından koşmak (remel) Ravi : Ömer b. el-Hattâb Baslik : REMEL HAKKINDA HAZRET-İ ÖMER`DEN GELEN BİR RİVÂYET. VE REMELİN BİR TA`RÎFİ Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Biz neden bu remele devâm ediyoruz? (Vaktiyle) biz, müşriklere reml ile (kuvvetli) görünmek isterdik. Halbuki Cenâb-ı Hak, onları mahv ü helâk etmiştir. Bundan sonra Hazret-i Ömer: Remel, bir şeydir ki, onu Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem işlemiştir. Biz, Peygamber`in bu sünnetini terk etmeği sevmeyiz, demiştir. HadisNo : 796 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hacer-i Esved`i selâmlama (istilâm);İstilâm;Rükn-ü Yemânî`yi istilâm Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : KÂ`BE-İ MUAZZAMA`NIN ERKÂNI. VE RESÛL-İ EKREM`İN RÜKN-İ HACER-İ ESVED İLE RÜKN-İ YEMÂNÎ`Yİ HER ZAMAN İSTİLÂM BUYURDUKLARINA DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şu iki Rükn-i Yemânî`yi istilâm ettiğini gördüğüm zamandanberi (Harem-i Şerîf) kalabalık olsun tenhâ bulunsun, bu iki rüknü istilâm etmeği hiç bir zaman bırakmadım" demiştir. HadisNo : 797 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hacer-i Esved`i selâmlama (istilâm);İstilâm Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : HACCETÜ`L-VEDÂ`DA RESÛL-İ EKREM`İN DEVE ÜZERİNDE MİHCEN İLE İSTİLÂM BUYURDUĞUNA DÂİR İBN-İ ÖMER RİVÂYETİ Hadis : "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Haccetü`l-Vedâ`da Mihcen (denilen değnek) ile (Hacer-i Esved`i) istilâm ederek deve üzerinde tavâf etti" dediği rivâyet edilmiştir. HadisNo : 798 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hacer-i Esved`i selâmlama (istilâm);İstilâm Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : HACCETÜ`L-VEDÂ`DA RESÛL-İ EKREM`İN DEVE ÜZERİNDE MİHCEN İLE İSTİLÂM BUYURDUĞUNA DÂİR İBN-İ ÖMER RİVÂYETİ Hadis : Birisi İbn-i Ömer`den Hacer-i Esved`i istilâmın hükmünü sormuş. İbn-i Ömer de: - Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`in Hacer-i Esved`i istilâm (yâni eliyle mess) ettiği ve takbîl buyurduğunu gördüm, diye cevab vermiş. Sâil: - Ya müzâhemeye uğrarsam? Ne dersin!. Ya kalabalığa tesâdüf edersem? Ne hükmedersin!. diye tekrar sormuş. İbn-i Ömer (bu mütevâlî süallerden ictihâd ile hadîse muâraza edildiğini anlayıp müteessir olarak): - Ey Sâil! Sen bu "ne dersin!" suallerini Yemen`e (uzak) kıl!. (Ben sana) Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem, bu (mübârek) taşı messetti, takbîl buyurdu, (diyorum) demiştir. HadisNo : 799 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN, EBÛ BEKR VE ÖMER`İN MEKKE`YE GİRDİKLERİNDE İLK EDÂ ETTİKLERİ İBÂDET, ABDEST ALIP TAVÂF ETMEK OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE RİVÂYETİ Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Mekke`ye) geldiğinde îfâya başladığı ilk ibâdet olmak üzere abdest aldı. Sonra tavâf etti. Sonra Resûl-i Ekrem bu tavâf ve sa`yi ömre addetmedi, Resûl-i Ekrem`den sonra Ebû Bekr ve Ömer radiya`llâhu anhümâ`da Resûl-i Ekrem gibi haccettiler. (Tavaf ve sa`yi ömre saymadılar). HadisNo : 800 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Sa`y;Tavaf namazı Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN TAVÂFTAN SONRA İKİ REK`AT NAMAZ KILIP SONRA SAFÂ İLE MERVE ARASINDA SA`Y ETTİĞİNE DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in tavâfı hakkında rivâyet olunan bir hadîsi yakında geçmişti. Bu rivâyette de İbn-i Ömer: "Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm`ın tavâftan sonra iki rek`at (Tavâf) namazı kılıp sonra Safâ ile Merve arasında sa`y etti" hadîsini ziyâde etmiştir. HadisNo : 801 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : İnsan şahsiyetine hürmet Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : VEDÂ` HACCINDAN BİR SENE EVVEL BEYT-İ ŞERÎF`İ ÇIPLAKLARIN VE MÜŞRİKLERİN TAVÂF ETMELERİ YASAK OLDUĞU İ`LÂN EDİLDİĞİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE RİVÂYETİ Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Kâ`be`yi tavâf ederken bir insan geçti. Bu zavallının eli, başka bir insana bir kayışla, yâhud bir iple, yâhud bunlardan başka (mendil gibi) bir şey ile bağlanmıştı. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (şafkatli) eliyle bu bağı kopardı. Bundan sonra yanındaki adama: "bu zavallıyı eliyle yed!" buyurdu. HadisNo : 802 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hz. Ebûbekr`in hac emirliği;Kâ`be`yi çıplak tavaftan men;Müşrik âdetlerinin kaldırılması;Müşrikler Kâ`be`ye yaklaşamaz Ravi : Ebû Hüreyre Baslik : VEDÂ` HACCINDAN BİR SENE EVVEL BEYT-İ ŞERÎF`İ ÇIPLAKLARIN VE MÜŞRİKLERİN TAVÂF ETMELERİ YASAK OLDUĞU İ`LÂN EDİLDİĞİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE RİVÂYETİ Hadis : Ebû Bekr-i Sıddîk radiya`llâhu anh Vedâ Hacc`ından (bir sene) evvel taraf-ı Peygamberî`den Emîr-i Hac olarak (Mekke`ye) gönderildiğinde Ebû Bekr de Ebû Hüreyre`yi Kurban bayramının ilk günü Minâ`da büyük bir cemâat içinde halka (şu iki maddeyi) i`lâna me`mur etmiştir (Ebû Hüreyre): Ey nâs iyi biliniz! Bu yıldan sonra müşriklerin haccetmeleri, çıplakların da Kâ`be`yi tavâf eylemeleri yasaktır! (demiştir). HadisNo : 803 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : VEDÂ` HACCINDAN BİR SENE EVVEL BEYT-İ ŞERÎF`İ ÇIPLAKLARIN VE MÜŞRİKLERİN TAVÂF ETMELERİ YASAK OLDUĞU İ`LÂN EDİLDİĞİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE RİVÂYETİ Hadis : "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Vedâ haccında) Mekke`ye geldi. (Beyt`i) tavâf, ve Safâ ile Merve arasında sa`y etti. Ve bu tavaftan sonra tâ Arafât`tan dönünceye kadar Kâ`be`ye yaklaşmadı. HadisNo : 804 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hacıları ağırlamak Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : VEDÂ` HACCINDAN BİR SENE EVVEL BEYT-İ ŞERÎF`İ ÇIPLAKLARIN VE MÜŞRİKLERİN TAVÂF ETMELERİ YASAK OLDUĞU İ`LÂN EDİLDİĞİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE RİVÂYETİ Hadis : İbn-i Ömer: "Abbâs İbn-i Abdülmuttalib radiya`llâhu anh huccâca şerbet dağıtmak için Minâ gecelerinde Mekke`de ikâmet etmek üzere Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`den izin istedi. Resûl-i Ekrem de müsâade buyurdu" demiştir. HadisNo : 805 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Zemzem suyu Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : VEDÂ` HACCINDAN BİR SENE EVVEL BEYT-İ ŞERÎF`İ ÇIPLAKLARIN VE MÜŞRİKLERİN TAVÂF ETMELERİ YASAK OLDUĞU İ`LÂN EDİLDİĞİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE RİVÂYETİ Hadis : Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (Harem-i Şerifteki) şerbet dağıtılan sebîl mahalline geldi. Ve şerbet istedi. Abbâs (radiya`llâhu anh) oğluna: - Ey Fadl! Anana git, yanındaki (husûsî) şerbetten Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`e getir!. dedi. Resûlullâh: - (Hayır) bana bu şerbetten ver buyurdu. Abbâs: - Yâ Resûla`llâh! Halk, buradaki şerbete ellerini sokuyorlar, demişti. Resûl-i Ekrem: - İşte halkın içtiği bu şerbetten ver! buyurdu.. Ve Abbâs`ın sunduğu umûmî şerbetten içti. Sonra Resûlullâh Zemzem kuyusuna geldi. Benî Abbâs (burada huccâcı) sulayorlardı. Ve kuyudan su çekiyorlardı. Resûlullâh: - (Ey Abdülmuttalib oğulları) çekiniz! Siz, hayırlı bir iş işleyorsunuz, di(ye taltîf buyur)ldı. Sonra Resûlullâh: - Halkın (su çektiğime imtisâl etmek için) tehâcüm etmesi endişesi olmasaydı, ben de devemden iner, hattâ kuyunun ipini, [eliyle mübârek omuzuna işâret ederek] şuraya kor, (sizin gibi çeker) dim, buyurdu. Yine İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ`dan gelen bir rirvâyette İbn-i Abbâs: "Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`e Zemzem suyundan sundum. Risâlet-maâb ayakta olduğu halde içti" demiştir. Yine İbn-i Abbâs`tan gelen bir rivâyette: "Resûlullâh, o günü deve üzerinde idi" demiştir. HadisNo : 806 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Sa`y Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : BAKARA SURESİNİN 158 NOLU ÂYET-İ KERÎMESİNİN SEBEB-İ NÜZÛLÜNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN ÂLİMÂNE BİR MÜTÂLÂASI Hadis : Âişe-i Sıddîka`dan kızkardeşinin oğlu Urve İbn-i Zübeyr, Allâhu Teâlâ`nın: "Safâ ile Merve Allâh`ın şiâr ve alâmetlerinden (iki tepe) dir. Kim ki Beytullâh`ı ziyâret veya ömre ederse, bu iki tepe arasında sa`yetmesinde günah yoktur" meâlindeki kavl-i şerîfinin hükmünden sorup. Şu halde: - Yemîn ederim ki, hiç bir kimse Safâ ile Merve arasında sa`yetmemekten dolayı günahkâr olmaz, (sa`y mübah olur) demiştir. Hazret-i Âişe şöyle cevab vermiştir: - Ey kardeşimin oğlu, ne fenâ söz söyledin. Eğer bu âyet-i kerîmenin hükmü senin te`vîl ettiğin gibi (sa`y mübah) olsaydı, âyet-i kerîme: "Safâ ile Merve arasında sa`y etmemekte günâh yoktur" sûretinde olurdu. Şu kadar ki, bu âyet-i kerîme Ensâr hakkında inzâl buyurulmuştur: Ensâr, müslüman olmazdan evvel "Menât-i Tağiye" putuna teabbüd için ihrâma girerlerdi. Bu puta (dikili bulunduğu) "Müşelled" mevkiinde ibâdet ederlerdi. Ensâr`dan ihramlanan kimseler, (kendi putları karşısında merkûz olan) Safâ ile Merve putları arasıda sa`yetmeği günâh addederlerdi. Ensâr müslüman olunca müşkül addettikleri bu vaziyeti Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`den sordular. Ve: - Yâ Resûla`llâh! Safâ ile Merve arasında sa`yetmek bize girân geliyor, dediler. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak: (Safâ ile Merve şeâir-i ilâhiyyedendir...) meâlindeki âyet-i kerîme`yi inzâl buyurdu. Âişe radiya`llâhu anhâ: - Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Safâ ile Merve arasında sa`yi (lisân-ı Kur`an`la) teşrî` buyurdu. Bunlar arasında sa`yi terk etmek kimse için câiz değildir, demiştir. HadisNo : 807 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Remel;Tavafın ilk üç şartından koşmak (remel) Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : BAKARA SURESİNİN 158 NOLU ÂYET-İ KERÎMESİNİN SEBEB-İ NÜZÛLÜNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN ÂLİMÂNE BİR MÜTÂLÂASI Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem tavâf-ı kudûmu (kezâ tavâf-ı rüknü) edâ ederken, (ilk) üç (şavtı) nda remel (ki, meşy-i serî`) ile, dördünde de (mu`tâd üzere) yürürdü. Safâ ile Merve arasında tavâf ederken de Batn-i Mesîl`de (Mîl-i ahdâr hizâsında remelin fevkınde) sa`yederdi. HadisNo : 808 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı Ravi : Câbir b. Abdullâh Baslik : HACCIN ÖMREYE TAHVÎLİNE DÂİR CÂBİR İBN-İ ABDULLÂH RİVÂYETİ Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Ashâbiyle berâber hacca ihramlandıklarında Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile Talha`dan bir de Yemen`den gelen Alî radiya`llâhu anh`ten başkasının hedyi yoktu. Alî kurbanını yanında getirmişti. Ve: "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in ihrâma girdiği gibi ihramlandım" demişti. (Mekke`ye geldiğmizde) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Ashâbına: - (İhramlanırken niyet ettikleri) haccı, ömreye tahvîl etmelerini, tavaf (ve sa`y) eylemelerini, sonra saçlarını kestirip ihramdan çıkmalarını, yalnız yanında hedyi (, kurbanı) bulunanların ihramlarını muhâfaza etmelerini emreyledi. (Fesh-i hacca memur olan Ashâb, bu hâle taaccüb ederek): - (Bu ne haldir?) Biz, kadınlarımızdan bile müstefîd olarak Minâ`ya gideceğiz (de Resûlullâh ihramlı ve mahrum kalacaktır), demişlerdi. Ashâb arasında söylenen bu söz Resûl-i Ekrem`e erişince, cevâben: - Hac aylarında ömrenin cevâzını şimdi hatırladığım (gibi) ihrâma girerken de derpîş eylemiş olsaydım, hediy sevk etmezdim. Ve yanımda kurbanım olmasaydı, şimdi (ben de sizin gibi) ihramdan çıkardım, buyurdu. HadisNo : 809 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı Ravi : Enes b. Mâlik Baslik : HACCIN ÖMREYE TAHVÎLİNE DÂİR CÂBİR İBN-İ ABDULLÂH RİVÂYETİ Hadis : Enes İbn-i Mâlik`ten birisi (, hadîsin râvîsi Abdülâziz İbn-i Refî`): - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den hatırladığın bir şey`i (yâni) terviye (Zilhicce`nin sekizinci) günü öğle ile ikindi namazlarını nerede kıldığını bana haber verir misin? diye sormuş. Enes İbn-i Mâlik: - Minâ`da kıldı, diye cevab vermiş. (Abdü`l-Azîz): - Minâ`dan dönüş günü ikindi namazını nerede kıldı? diye sormuş. Enes İbn-i Mâlik: - Ebtah (yâni Muhassab) de kıldı, diye cevab vermiş. Bundan sonra Enes: - Ey sâil! Sen de ümerânın işlediği gibi işle, demiştir. HadisNo : 810 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Ümm-i Fadl Baslik : RESÛLULLÂH`IN ARAFAT`TA ORUÇLU OLMADIĞINA DÂİR ÜMM-İ FADL`IN RİVÂYETİ Hadis : Ümm-i Fadl: (Arafat`ta) Arefe günü Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in oruçlu bulunmasından halk şek etmişti. Ben, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e bir (bardak) şerbet (yâhud süt) gönderdim. Resûlullâh da içti, demiştir. HadisNo : 811 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı;Vakfe Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : İBN-İ ÖMER İLE HACCÂC`IN ARAFAT`TA VAKFE HÂDİSESİ Hadis : Müşârün-ileyh Hazretleri (oğlu Sâlim`le berâber) arefe günü zevâl-i şems sırasında (Arafat`a) gelmiş ve (Emîr) Haccâc`ın (ekâbire has) çadırı önünde yüksek sesle: - (Haccâc nerededir? diye) seslenmişti. Haccâc, üzerinde sarı bir maşlahla çadırdan çıkıp: - Ne var? Yâ Ebâ Abdurrahmân! (İbn-i Ömer`in künyesidir) dedi. İbn-i Ömer de: - Eğer sünnete ittibâ` etmek istersen zevâl-i şems, (tam hutbe zamânı) dır, (yürüyünüz!) demiş. Haccâc: - Şu saat mi? diye sormuş. İbn-i Ömer de: - Evet, bu saat demiş. Haccâc: - Biraz beni bekleyiniz; başımı yıkayayım; sonra çıkarım, demiş. İbn-i Ömer (devesinden) inip Haccâc çıkıncaya değin intizâr etmiş. Nihâyet Haccâc çıkmış, (birlik) yürümüş(ler. Giderken) babasiyle berâber bulunan Sâlim İbn-i Abdullâh Haccâc`a: - Sünnet-i Nebeviye`ye uymak istersen hutbeyi kısalt, vakfeyi ta`cîl et! demiştir. Bunun üzerine Haccâc Abdullâh İbn-i Ömer`e (istifham-kârâne) bakmağa başlamıştır. Abdullâh İbn-i Ömer Haccâc`ın bu tereddüdünü görünce: - Sâlim doğru söylüyor, demiştir. HadisNo : 812 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Vakfe Ravi : Cübeyr b. Mut`im Baslik : HUMS BİD`ATİ Hadis : Arefe günü devemi kaybetmiş ve onu aramağa çıkmıştım. Bu sırada Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`i Arafat`ta vakfe ederken gördüm. Ve: "Va`llâhi, burada vakfe eden Resûlullâh, (Ashâb-ı) humüstendir. Bilmem ki Arafat`ta niçin vakfe ediyor?" dedim. HadisNo : 813 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Üsâme b. Zeyd b. Hârise Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN ARAFAT`TAN SÛRET-İ İFÂZASINA DÂİR ÜSÂME İBN-İ ZEYD HADÎSİ Hadis : Üsâme`ye: - Haccetü`l-Vedâ`da Arafat`tan (Müzdelife) ye dönüldüğünde Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem nasıl hareket buyurdu? diye sorulmuş. Üsâme: - Resûlullâh, sür`atle betâet arasında mutavassıt bir halde seyretti. Fakat hâlî bir sâha bulunca sür`atle hareket ederdi, demiştir. HadisNo : 814 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Acele etmek Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : ARAFAT`TAN MÜZDELİFE`YE DÖNÜLDÜĞÜNDEA YOLDA ACELE VE GÜRÜLTÜ EDENLERE RESÛL-İ EKREM KAMÇISI İLE İŞÂRET EDEREK: EY NÂS, AĞIR OLUNUZ! BUYURMALARI Hadis : Abdullâh, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`le berâber Arefe günü (Arafat`tan Müzdelife`ye) dönmüştü. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem arkasında (bâzı kimselerin) bağırıp çağırdığını, devesini döğdüğünü işitince, Resûlullâh bunlara kamçısiyle işâret ederek: "Ey nâs! Ağır olunuz!. Hayır, acele yürümekle te`mîn edilmez, buyurdu, demiştir. HadisNo : 815 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı Ravi : Ebû Bekr`in kızı Esmâ` Baslik : ARAFAT`TAN MÜZDELİFE`YE DÖNÜLDÜĞÜNDEA YOLDA ACELE VE GÜRÜLTÜ EDENLERE RESÛL-İ EKREM KAMÇISI İLE İŞÂRET EDEREK: EY NÂS, AĞIR OLUNUZ! BUYURMALARI Hadis : (kölesi Abdullâh İbn-i Keysân`ın) rivâyetine göre: Esmâ` (Hazretleri) akşamla yatsı namazlarının cem` edildiği gece Müzdelife`ye nâzil olmuş ve orada geceleyip namaz kılmıştı. (Abdullâh diyor ki:) bir saat namaz kıldıktan sonra: - Oğlum, ay battı mı? diye sordu. Ben: - Hayır, (batmadı) diye cevab verdim. Bir saat daha namaz kıldıktan sonra: - Oğlum, ay battı mı? diye (tekrar) sordu. Ben de: - Evet battı, diye cevab verdim. Esmâ` (Hazretleri): - Öyle ise Minâ`ya doğru yollanınız, diye emretti. Biz de yollandık, yürüdük. Nihâyet (Cemre mevkiine geldik) Cemre (-i Kübrâ) yi attıktan sonra Esmâ` radiya`llâhu anhâ (Minâ`daki menziline) döndü. Ve bu menzilinde sabah namazını kıldı. Abdullâh diyor ki, ben Esmâ`ya: - Anneciğim! Öyle zannediyorum ki, biz, vakt-i meşrûa takaddüm ettik, dedim. Bana cevâben: - Oğlum! Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem mahfetli kadınlar için erken Cemre etmelerine izin vermiştir, dedi. HadisNo : 816 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Bir yere girmek için izin istemek (istizan);İstizan Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : HACCETÜ`L-VEDÂ`DA MÜZDELİFE`DEN MİNÂ`YA HAREKETE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE VE ABDULLAH İBN-İ MES`ÛD RİVÂYETLEARİ Hadis : Vedâ` haccında biz, Müzelife`ye gelmiştik. Sevdv (bint-i Zem`a) halkın izdihâmından evvel kendisinin Minâ`ya gönderilmesi husûsunda Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den izin istemişti. Sevde (iri yapılı), ağır canlı bir kadındı. Resûlullâh Sevde`ye izin verdi. Ve halkın izdihâmından evvel onu Minâ`ya gönderdi. Biz de sabaha kadar Resûlullâh`ın nezdinde kaldık. Sonra Resûlullâh bizi de, Sevde`yi gönderdiği gibi Minâ`ya gönderdi. (Kâşki) Sevde`nin isti`zân ettiği gibi ben de Resûlullâh`dan izin dileyeydim. Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`den izti`zân etmekliğim, bana, dünyâya mâlik olmaktan daha sevimlidir. HadisNo : 817 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı Ravi : Abdullâh b. Mes`ûd Baslik : HACCETÜ`L-VEDÂ`DA MÜZDELİFE`DEN MİNÂ`YA HAREKETE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE VE ABDULLAH İBN-İ MES`ÛD RİVÂYETLEARİ Hadis : (Yezîd İbn-i Nehaî) şöyle rivâyet etmiştir: Abdullâh İbn-i Mes`ûd (Arafât`tan) Müzdelife`ye geldi. Akşamla yatsı namazlarından her birini başlı başına birer ezân ve ikâmetle kıldı. Ve bu iki namazın arasını akşam taâmı ile ayırdı. Bundan sonra İbn-i Mes`ûd şafak söktüğü sırada (çok erken) sabah namâzını kıldı. (Hattâ) kimi fecr tulû` etti, kimi de fecr tulû` etmedi, diyordu. Sonra Abdullâh İbn-i Mes`ûd, Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`in: - Akşamla yatsıdan ibâret olan bu iki namaz, şu Müzdelife mevkiinde (mu`tâd olan) vakitlerinden tahvîl edilmiştir. Sakın nâs, yatsı vakti girmedikçe Müzdelife`ye gelmeğe çalışmasın. Sabah namâzı (nın vakti) de (tulû-ı fecre işâret buyurularak): "şu saattir." buyurduğunu haber verdi. Sonra İbn-i Mes`ûd tan-yeri ağırıncaya kadar Müzdelife`de tevakkuf etti. Sonra: - Emîrü`l-Mü`minîn (Osmân radiya`llâhu anh) bu saatte Müzdelife`den hareket etse, sünnet-i seniyyeye muvâfakat etmiş olur, dedi. (Râvî Yezîd-i Nehaî:) - İbn-i Mes`ûd, bu sözü mü evvel söyledi. Yâhud Hazret-i Osman`ın Müzdelife`den Minâ`ya hareketi mi evvel vâkı` oldu? Bilmiyorum. İbn-i Mes`ûd, Kurban bayramının ilk günü Cemre-i akabeyi remyedinceyi kadar telbiyeye devâm eyledi, demiştir. HadisNo : 818 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Vakfe Ravi : Ömer b. el-Hattâb Baslik : CÂHİLİYYET DEVRİNDE VE DEVR-İ İSLÂM`DA MÜZDELİFE DÖNÜŞLERİNE DÂİR HAZRET-İ ÖMER RİVÂYETİ Hadis : (Amr İbn-i Meymûn) der ki: Hazret-i Ömer sabah namazını Müzdelife`de kıldı. Sonra (Meş`arü`l-Haram`da) vakfe etti de dedi ki: müşrikler, güneş doğmadıkça Müzdelife`den Minâ`ya dönmezlerdi. Ve: "Ey Sebîr (dağı, güneşin zıyâsiyle) yıldıra (da biz, Minâ`ya gidelim)" derlerdi. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Kureyş müşriklerine muhâlefet edip güneş doğmazdan evvel, (alaca karanlıkta) Müzdelife`den (Minâ`ya) döndü. HadisNo : 819 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kurbanlık hayvanlar Ravi : Ebû Hüreyre Baslik : KURBANLIK DEVEYE BİNMEK CÂİZ OLDUĞUNA DÂİR EBÛ HÜREYRE RİVÂYETİ Hadis : Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem birisinin kurbanlık devesini sevk ettiğini, (kendisi yaya olarak gittiğini) görmüş de ona: - Deveye bin! buyurmuş. O kimse: - (Yâ Resûla`llâh!) Bu deve kurbanlıktır, (nasıl binerim) demesi üzerine Resûlullâh: - Bu kurbanlık deveye bin! buyurmuş. O kimse yine: - Bu kurbanlıktır, deyince, Resûlullâh üçüncü veyâhud ikinci def`asında - Yazıklar olsun sana! Bin şu deveye, buyurmuştur. HadisNo : 820 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : MENÂSİK HAKKINDA İBN-İ ÖMER`İN MUFASSAL BİR RİVÂYETİ Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Haccetü`l-Vedâ`da ömreyi hacca terdîf ile temetü` buyurdu. Ve Zü`l-Huleyfe`den berâberinde kurbanlık sevk edip bunları (Kâ`be`ye) hediye eyledi. Ve Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (ihrâma girerken) ömre (niyeti) ile telbiyeye başlayıp, sonra hac (niyeti) ile telbiye buyurdu. Ashâb, (Zülhuleyfe`de yalnız) hacca niyetle (ihramlanıp Mekke`ye geldiklerinde haccı fesh ile nihâyet) ömreyi iltizâm ederek Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber mütemetti` oldular. Ashab`tan kurbanlık sevk edenler bulunduğu gibi sevk etmiyenler de vardı. Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Mekke`ye gelince, hüccâca şöyle i`lân buyurdu: Hüccacdan kurbanlık sevk edenler (ihramlarını muhâfaza etsinler) edâ-yi hac edinceye kadar ihramlıya işlemesi harâm olan şeylerden hiç bir şey işlemek bunlara halâl değildir. Kurbanlık sevk etmiyenler ise Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`yetsin, saçından bir parça kestirip ihrâmından çıksın! Sonra (Arafât`a çıkılacağı sırada) hac için ihramlansın!. (Minâ`da) kesecek kurban bulamayan her ferd (ihramlandıktan sonra) hac sırasında üç gün oruç tutsun. Yedi gün de ehline (, memleketine) döndükten sonra tutsun (on günü doldursun!) HadisNo : 821 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hacda kurban kesemiyenler;İhrama girmek;Kurbanlık hayvanlar Ravi : Misver İbn-i Mahrem`e ile Mervân Baslik : KURBANLIĞIN KILÂDELENMESİNE DÂİR MİSVER İBN-İ MAHREME İLE MERVÂN`IN RİVÂYETLERİ Hadis : Şöyle dedikleri rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Hudeybiyye sırasında Medîne`den yüz on bu kadar Ashâbiyle çıktı. Nihâyet Zülhuleyfe`de bulundukları sırada Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem kurbanlık hedyi kılâdeledi, ve nişanladı. Ömre niyetiyle de ihrâma girdi. HadisNo : 822 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Amre Bint-i Abdürrahmân`ın vâlidesi Baslik : BU HUSÛSA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN İKİ HADÎSİ Hadis : Ziyâd İbn-i Ebî Süfyân Âişe radiya`llâhu anhâ`ya bir mektub gönderip mektûbunda: - Abdullâh İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ: kim ki (Mekke`ye) kurban gönderip (Kâ`be`ye) hediyye ederse, kurbanı kesilinceye kadar hacılara ihramlı iken haram olan şeyler, o kimseye haram olur, diyor. (Siz, ne dersiniz?) demişti. Hazret-i Âişe cevâben demiştir ki: - Bu mes`ele, İbn-i Abbâs`ın dediği gibi değildir. (Hicret`in dokuzuncu yılında) Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`in kurbanının kılâde (ip) lerini iki elimle ben büktüm. Sonra Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (aldı); iki eliyle hedyini kılâdeledi. Sonra da bu kurbanlıkları babam (Ebû Bekr) ile (Mekke`ye) gönderdi. İhramlı hacıya haram olan şeylerden hiç bir şey Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`e haram olmadı. (Belki) bu kurbanlar kesilinceye kadar Allâhu Teâlâ Resûlullâh`a bu muharremâtı halâl kıldı. HadisNo : 823 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kurbanlık hayvanlar Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : BU HUSÛSA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN İKİ HADÎSİ Hadis : "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Mekke`ye kurbanlık) koyun ihdâ buyurdu" vârid olmuştur. Yine Âişe radiya`llâhu anhâ`dan gelen diğer bir rivâyette de: "Resûllullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (kurbanlık) koyun kılâdeledi Ve ehli yanında muharremât-i ihramdan mücerred bir halde bulundu" sûretinde vârid olmuştur. Diğer bir tarikte de Hazret-i Âişe`nin: bu kurbanlıkların kılâdelerin yanımdaki (renkli) bir softan büktüm, dediği rivâyet edilmiştir. HadisNo : 824 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kurban derisini sadaka vermek;Kurbandan tasadduk Ravi : Alî b. Ebî Tâlib Baslik : HAZRET-İ ALÎ`YE RESÛL-İ EKREM NÂMINA KESTİĞİ KURBAN DEVELERİNİN ÇULLARINI VE DERİLERİNİ TASADDUK ETMESİNİ EMRETTİĞİNE DÂİR HAZRET-İ ALÎ`NİN RİVÂYETİ Hadis : Müşârün-ileyh: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem bana, kestiğim kurban develerin çullarını ve derilerini tasadduk etmemi emreyledi, demiştir. HadisNo : 825 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kurbandan tasadduk Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe Baslik : HAZRET-İ ALÎ`YE RESÛL-İ EKREM NÂMINA KESTİĞİ KURBAN DEVELERİNİN ÇULLARINI VE DERİLERİNİ TASADDUK ETMESİNİ EMRETTİĞİNE DÂİR HAZRET-İ ALÎ`NİN RİVÂYETİ Hadis : Sıddîka-i Müşârün-ileyhânın: "Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem ile biz, (Vedâ` Haccı`na) Zilka`de`den beş gün kala (Medîne`den) çıkmıştık" dediği yukarıda geçti. Bu rivâyette ise şu ziyâde vardır: Âişe Hazretleri demiştir ki: Kurban Bayramının ilk günü (Minâ`da elinde) sığır eti ile birisi geldi. Ben: - Bu nedir? diye sordum. Eti getiren: - Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem zevceleri nâmına kurban kesti. (Bu da kurbanınızın etindendir) diye cevab verdi. HadisNo : 826 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : KURBANLIKLARIN KESİLMESİNE DAİR HADÎSLER Hadis : Ravi kurbanını Menhar`de yâni Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`in kurban kestiği yerde kesmek i`tiyâdında olduğunu, kölesi Nâfi` rivâyet etmiştir. HadisNo : 827 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kurban kesme şekli Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : KURBANLIKLARIN KESİLMESİNE DAİR HADÎSLER Hadis : Ravi`nin (Minâ`da) kurbanlık devesini çöktürüp kestiğini gördüğü bir kimseye: "Ayağı bağlı ve ayakta olarak kes!. Devenin bu sûretle boğazlanması Muhammed salla`llahu aleyhi ve sellem`in sünnetidir" dediğini Ziyâd İbn-i Cübeyr rivâyet etmiştir. HadisNo : 828 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kurban kesme ücreti Ravi : Alî b. Ebî Tâlib Baslik : KURBAN ETİNDEN ZEBİH VE KESİM ÜCRETİ VERİLMİYECEĞİNE DÂİR HAZRET-İ ALÎ RİVÂYETİ Hadis : Müşârün-ileyh Hazretleri: "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem buna kurban develerine nezâret etmemi ve bunların zebhi husûsunda kurbandan (ücret nâmiyle) hiç bir şey vermemekliğimi emreyledi" demiştir. HadisNo : 829 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kurban eti;Kurbandan tasadduk Ravi : Câbir b. Abdullâh Baslik : KURBAN ETİNDEN SÛRET-İ İNTİFÂA DÂİR CÂBİR İBN-İ ABDULLÂH HADÎSİ Hadis : Müşârün-ileyh demiştir ki: biz, Minâ`da kaldığımız üç günden fazla bir zamanda kurban develerimizin etinden yemezdik. (Üç günden arta kalan eti tasadduk ederdik). Sonra Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem müsâade etti. Ve: kurban etinizi yeyiniz! Ve (kavurup) azık yapınız, buyurdu. Biz de yedik ve azık edindik. HadisNo : 830 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : HACCETÜ`L-VEDÂ`DA RESÛL-İ EKREM`İN TIRAŞ OLDUĞUNA DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ Hadis : "Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (Vedâ) Haccı`nda başını tıraş etti" dediği rivâyet edilmiştir. HadisNo : 831 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : İhramdan çıkmak Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : MUHALLİKÎN VE MUKASSIRÎN HAKKINDA DÜÂ-İ NEBEVÎ`YE DÂİR İBN-İ ÖMER RİVÂYETİ Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Yâ Rab, başlarını tıraş edenlere rahmet eyle! diye duâ buyurmuş, Ashab-ı Kirâm da: - Yâ Resûla`llah! Cenâb-ı Hak saçlarını kestirenlere de rahmet buyursun, demişler. Resûlullah yine: - Yâ Rab, başlarını tıraş edenlere rahmet eyle! demiş. Ashâb-ı Kirâm tekrar: - Yâ Resûla`llah! Allah saçlarını kestirenlere de rahmet etsin, demişler. Resûlallah bu def`a: - Yâ Rab, saçlarını kestirenlere de rahmet eyle! diye duâ etmiştir. HadisNo : 832 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : İhramdan çıkmak Ravi : Ebû Hüreyre Baslik : BU HUSÛSTA EBÛ HÜREYRE VE MUÂVİYE RİVÂYETLERİ Hadis : İbn-i Ömer radiya`llahu anhümâ`nın muhallikîne duâ-i Nebevî`yi iş`âr hadîsi gibi Ebû Hüreyre radiya`llahu anh`ten de bir hadîs rivâyet edilmiştir. Şu kadar ki, Ebû Hüreyre hadîsinde ... rivâyet edildiği ve bu duâ, üç def`a tekrar edildikten sonra: "Saçlarını kestirenlere de rahmet eyle!" diye duâ buyurduğu haber verilmiştir. HadisNo : 833 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : İhramdan çıkmak Ravi : Muâviye b. Ebî Süfyân Baslik : BU HUSÛSTA EBÛ HÜREYRE VE MUÂVİYE RİVÂYETLERİ Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in (mübârek başındaki) saçından bir parçasını mişkas (denilen enli bir ok veya bıçak) ile kestim, dediği rivâyet edilmiştir. HadisNo : 834 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Cemrelere taş atma (Şeytan taşlama);Şeytan taşlama Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : REMY-İ CİMÂRE DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ÖMER VE ABDULLÂH İBN-İ MES`ÛD RİVÂYETLERİ Hadis : (Vebre isminde) bir kimse: - (Eyyâm-ı teşrikteki) cemreleri ne zaman atayım, diye sormuş. İbn-i Ömer de cevâben: - Emîr-i haccın atmağa başladığında sen de cemreleri atarsın, demiştir. Vebre süâlini tekrâr edince, İbn-i Ömer cevâben: - Biz, (Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem zamânında) vakt-i remyi mürâkabe ederdik. Ve güneşin zevâli sırasında remyederdik, demiştir. HadisNo : 835 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Cemrelere taş atma (Şeytan taşlama);Şeytan taşlama Ravi : Abdullâh b. Mes`ûd Baslik : REMY-İ CİMÂRE DÂİR ABDULLÂH İBN-İ ÖMER VE ABDULLÂH İBN-İ MES`ÛD RİVÂYETLERİ Hadis : (Abdurrahmân İbn-i Yezîd-i Nehâî) nin rivâyetine göre İbn-i Mes`ûd, (Cemre-i akabeyi) vâdînin ortasından (aşağıdan yukarıya doğru) atmıştır. Nehaî: - Yâ Ebâ Abdurrahmân: bâzı kimseler Cemreyi vâdînin üstünden (aşağı doğru) atıyorlar, demiş. Buna cevâben İbn-i Mes`ûd: Kendisinden başka hiç bir ma`bûd olmayan Cenâb-ı Hakk`a yemîn ederim ki: benim remyettiğim şu mevkı`, bir makam-ı mübârektir ki, bunun hakkında salla`llahu aleyhi ve sellem`e Bakare Sûresi inzâl buyuruldu, demiştir. HadisNo : 836 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Cemrelere taş atma (Şeytan taşlama);Şeytan taşlama Ravi : Abdullâh b. Mes`ûd Baslik : REMY-İ CİMÂRE DÂİR İBN-İ MES`ÛD`UN VE İBN-İ ÖMER`İN DİĞER BİR RİVÂYETİ Hadis : (Abdurrahmân İbn-i Yezîd-i Nehaî`nin rivâyetine göre) Abdullah İbn-i Mes`ûd Cemre-i kübrâya (ki, Cemretü`l-akabe`dir) müntehî olduğundan Beyt (-i Şerîf) i sol tarafına, Minâ`yı da sağına alarak (Cemre mahallini istikbâl etmiş) ve yedi çakıl remyetmiştir. Sonra da: kendisine Sûre-i Bakare ınzâl buyurulan Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem de Cemreyi böyle remyetti, demiştir. HadisNo : 837 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Cemrelere taş atma (Şeytan taşlama);Hac menâsikı;Şeytan taşlama Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : REMY-İ CİMÂRE DÂİR İBN-İ MES`ÛD`UN VE İBN-İ ÖMER`İN DİĞER BİR RİVÂYETİ Hadis : (Oğlu Sâlim rivâyet edip) demiştir ki: İbn-i Ömer, Cemre-i dünyâda yedi çakıl atar ve her çakılın remyini müteâkib tekbir alırdı. Sonra İbn-i Ömer buradan vâdînin ortasındaki düzlüğe iner, ve orada kıbleyi istikbâl (ve cemreyi istidbâr) ederek uzun zaman kaim olur. Ve iki elini kaltırarak duâ ettikten sonra (cemre-i) vüstâyı atardı. Bundan sonra İbn-i Ömer vâdînin şimal cihetine doğru yürür, (birincideki gibi) batn-i vâdîdeki düzlüğe iner, (ve Akabe mevkiine gelir) di. Burada da uzun zaman Kıble`ye karşı kaimen ellerini kaldırarak duâ ettikten sonba, batn-i vâdîden de Cemre-i Akabeyi atardı. Ve burada (duâ için) beklemeyip dönerdi. Ve (babam) Abdullah İbn-i Ömer: - Bu menâsiki, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in böylece edâ buyurduğunu gördüm, der idi. HadisNo : 838 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kâ`be`yi tavaf Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : TAVÂF-I VEDÂ` HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ Hadis : Nâsa menâsik-i haclarının sonu, Beyt-i tavâf (-i vedâ) olduğu (taraf-ı Peygamberî`den) emrolundu. Şu kadar ki, bu vedâ tavâfı hâiz (kadın)lardan tahfîf edildi (de onlara vâcib kılınmadı). HadisNo : 839 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Tavaf-ı vedâ Ravi : Enes b. Mâlik Baslik : TAVÂF-I VEDÂ` HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Minâ`dan hareketle) "Muhassab" mevkiine geldiği ve burada öğle, ikindi, akşam, yatsı namazlarını kılıp sonra bir mikdar uyku uyuduğu daha sonra Beyt-i Şerîf`e doğru hareket edip Beyt`i, tavâf-ı vedâ ile tavâf buyurduğu rivâyet edilmiştir. HadisNo : 840 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Kâ`be`yi tavaf;Tavaf-ı vedâ Ravi : Tâvus İbn-i Keysân İbn-i Abbâs Baslik : TAVÂF-I VEDÂ` HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ Hadis : Müşârün-ileyhin: - Tavâf-ı ifâzayi (hayızdan evvel) îfâ eden hâiz için (vedâ tavâfını terk ederek) memleketine dönmesine (taraf-ı Risâlet`ten) müsâade edilmiştir, dediğini rivâyet etmiştir. Sonra (aynı sened ile Tâvus) İbn-i Ömer radiya`llahu anhümâ`nın da: - (Evvelâ) hâiz kadın (tetühhür ve vedâ tavâfı etmedikçe) memleketine dönemez, dediğini işittiğini, bundan bir zaman sonra da: "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem , hâize, vedâ tavâfını terke müsâade buyurdu" dediğini de işitip rivâyet etmiştir. HadisNo : 841 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı Ravi : Abdullâh b. Abbâs Baslik : MUHASSAB MEVKİİNDE TEVAKKUF HAKKINDA ULEMÂNIN İHTİLÂFI VE BU TEVAFFUKUN SEBEBİ? Hadis : "Muhassab, menziline inmek, menâsik-i hacdan ma`dud değildir. (Belki) Muhassab, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in (ba`de`z-zavâl istirâhat için) nâzil olduğu bir mahaldir" dediği rivâyet edilmiştir. HadisNo : 842 Fasil : KİTÂBÜ`L-HAC Konu : Hac menâsikı Ravi : Abdullâh b. Ömer Baslik : HAC MEVSİMİNDE TİCÂRET ETMENİN CEVÂZI. UKÂZ, ZÜ`L-MECÂZ, MECENNE, HUBÂŞE PANAYIRLARI Hadis : (Nâfi`in rivâyetine göre): İbn-i Ömer, Mekke`ye gelirken Zîtuvâ mevkiinde geceler, sabah olunca Mekke`ye dâhil olurmuş. Minâ`dan dönüşte de Zîtuvâ`ya gelir, sabaha kadar orada gecelermiş ve: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem `in de burada beytûtet buyurduğunu yâd edermiş. HadisNo : 843 |