Aynel-Yakin Board
Cats - Kediler ve Bakimi ve Beslenmesi - Printable Version

+- Aynel-Yakin Board (https://aynel-yakin.com)
+-- Forum: GENEL KÜLTÜR BİLGİLERİ (https://aynel-yakin.com/forumdisplay.php?fid=10)
+--- Forum: GENEL KÜLTÜR BiLGiLERi MAiN (https://aynel-yakin.com/forumdisplay.php?fid=229)
+---- Forum: Bitkiler ve Hayvanlar (https://aynel-yakin.com/forumdisplay.php?fid=238)
+---- Thread: Cats - Kediler ve Bakimi ve Beslenmesi (/showthread.php?tid=7245)



Cats - Kediler ve Bakimi ve Beslenmesi - RasitTunca - 07-25-2019



Cats - Kediler ve Bakimi ve Beslenmesi

Evcil kedi[2][3] (Felis catus[3] ya da Felis silvestris catus), küçük, genelde tüylü, evcilleştirilmiş, etobur memeli. Genelde ev hayvanı olarak beslenenlere ev kedisi,[4] ya da diğer kedigillerden ve küçük kedilerden ayırmak gerekmiyorsa kısaca kedi denir. İnsanlar kedilerin arkadaşlığına ve haşarat ve ev zararlılarını avlayabilme yeteneğine önem vermektedir.

Kediler anatomik olarak güçlü, esnek bedenleriyle, hızlı refleksleriyle, keskin, geri çekilebilen pençeleriyle ve küçük avları öldürmeye uyarlanmış dişleriyle diğer kedigillere benzerler. Kediler insan kulakları için çok zayıf ya da çok yüksek frekanstaki sesleri duyabilirler. Karanlığa yakın ortamlarda görebilirler. Çoğu memeli gibi, kediler insanlara göre daha zayıf renkli görüşe ve daha güçlü koku alma duyusuna sahiptir.

70'ten fazla kedi ırkı olduğu tahmin edilmekle birlikte çeşitli uluslararası organizasyonlar tarafıdan tanınan ırkların sayısı tescil eden kurumun standartlarına göre farklılık gösterebilmektedir. Bu sayı, (IPCBA) International Progressive Cat Breeders Alliance tarafından 73,  ABD merkezli en büyük ikinci organizasyon olan TICA (The International Cat Association) tarafından 58,  CFA (The Cat Fanciers' Association) tarafından 44, Lüksemburg merkezli Federation International Feline (FIFE) tarafından 43 olarak açıklanmıştır.

Kediler, tek başlarına avlanmalarına rağmen sosyal bir türdür. Kedilerde iletişim, kedi feromonu ve kedilere özgü vücut dilinin yanı sıra seslenme çeşitliliğini (miyavlama, mırıltı, sesini titretme, tıslama, hırıltı ve gırtlaksı ses) de içinde barındırır.

Kediler yüksek bir üreme oranına sahiptir. Kontrollü üreme halinde, çoğalabilirler ve tescilli cins hayvanlar olarak gösterilebilirler. Ev kedilerinin üreme kontrolündeki kısırlaştırma ile oluşan başarısızlık ve eski evcil hayvanları terk etme dünya çapında, hayvan nüfus kontrolünü gerektirecek kadar fazla sayıda sokak kedisiyle sonuçlandı. Bu nüfus sadece Birleşik Devletler'de 60 milyona kadar çıkmıştır.


Kediler Antik Mısır'da tapılan hayvanlar olduğundan beri, genellikle orada evcilleştirildiklerine inanılır, ama Neolitik dönem kadar eskiye dayanan evcilleştirme örneklerinin de olma olasılığı vardır.

2007'deki genetik bir çalışma, evcil kedilerin milattan önce 8000'de, Orta Doğu'da Afrika yaban kedisi (Felis silvestris lybica) soyundan türediğini ortaya çıkardı. Scientific American'a göre, kediler Dünya'daki en popüler evcil hayvandır ve günümüzde insanların yaşadığı hemen hemen her yerde bulunmaktadırlar.

Doğal ortamlarında büyüyen kediler kendi gelişimleri için doğru olan en iyi besin maddelerinin ne olduğunu bilirler. Ancak evlerde büyüyen kedilerin avlanma gibi bir fırsatları olmadığından sadece sahipleri tarafından verilen mama veya yemekler ile beslenebilirler. Kedinizin sağlıklı gelişmesi için onların damak zevklerine en uygun beslenme fikirlerini yazımızın devamında bulabilirsiniz.

Etimoloji


Türkçeye muhtemelen Arapçadan geçen kedi adı neredeyse evrenseldir ve pek çok dilde aynı sözcüğün varyasyonları şeklindedir: İngilizce cat, Bulgarca kotka, Polonyaca kot, Arapça qitt (erkek kedi) vs. Kedi sözcüğü muhtemelen Afrasya (Hami-Sami) kökenlidir. Buradan Latinceye ve diğer Avrupa dillerine yayılmıştır. Latincede MS 75 yılında catta şeklinde, Bizans Yunancasında MS 350 yılında katta şeklinde görülür. MS 700'lü yıllarda Avrupa'da, yine Latince kökenli ve kedi anlamına gelen feles sözcüğünün yerini alarak, yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır.

Pisi ve puss gibi sözcükler ise muhtemelen kedilerin tehdit edildiklerinde çıkardığı his sesine benzetilerek oluşturulmuştur. Bu sözcükler bazı dillerde kedi kelimesi ile birleştirilerek yine kedi anlamında kullanılır: Romence pisica, İngilizce pussycat gibi.
Köken ve tarihçe

Modern memelilerin evriminde "kedi paterni" çok erken dönemlerde belirginleşmiştir. Pek çok memeli türünün ataları birbirinden neredeyse ayırt edilemez şekilde iken kedilerin ataları tipik kedi biçimini almıştı. Kediler ilk olarak Pliyosen Çağında (5,3-3,6 milyon yıl önce) ortaya çıktı ve inanılmaz bir şekilde, günümüze dek çok az değişikliğe uğradı.
Evcilleşme

Antik kökenleri tam olarak bilinmese de evcil kedinin kökenleri en az 9.500 yıl öncesine, Orta Doğu'da ziraatin başladığı dönemlere kadar gider. Güney Kıbrıs'ta bir insan iskeletinin yanında bulunan bir kedi iskeleti aynı döneme denk gelir. Çin'de bulunan yaklaşık 5.300 yıllık fosil kayıtlarına göre de günümüzün evcil kedisi cüssesinde kediler ziraatle uğraşılan bölgelerde tahılla beslenen kemirgenleri avlıyorlardı. Bu bulgulara dayanılarak kedilerin, zararlıları avlamaları için, çiftçiler tarafından beslendikleri veya varlıklarına müsaade edildiği düşünülür. Kediler Çin'de 5. ve 6. hanedanların döneminde (yak. MÖ 2465-2150) kutsal sayılmakla birlikte, bu dönemde henüz evcil olup olmadığı kesin olarak bilinmez. Kediler, muhtemelen, tahılları korumaktaki etkinliğini fark eden Antik Mısırlılar tarafından evcilleştirilmiştir. Kedilerin evcilleştirildiğine dair en güvenilir bulgular, MÖ 1500 tarihinden sonrasına rastlar.

Bugün genetik anlamda geçmişi eski çağlara dayanan evcil kedi cinsi 2 taneyle sınırlıdır. Bunlar Mısır Mau'su ve Habeş cinsi kedilerdir.

Arkeologların ve antropologların, insanoğlunun yaşamış olduğu mağara devri ile ilgili araştırmalarında birtakım kedi kemiklerine rastlanmaktadır, ancak bunların vahşi kedilere ait oldukları düşünülmektedir. Diğer taraftan, arkeolojik incelemeler, kedinin, bundan 3500 yıl önce Mısır toplumunda tamamen evcilleştirilmiş olarak yaşadığını ortaya koymaktadır. Ancak bu evcilleştirme sürecinin ne zaman başlamış olduğu tam olarak tespit edilememektedir.

Bugün, İsrail'in Batı Şeria topraklarında bulunan tarihi Jericho (Arapçası: Eriha) şehri civarında yapılan Neolitik Devire ait kazılarda zamanımızdan 9500 yıl öncesine ait kedi kemikleri bulunmuştur. Bu konuda fikir oluşmasına yarayan bir diğer husus da 1983 yılında Güney Kıbrıs'ta, bundan 9500 yıl öncesine ait bir kazıda, bir kediye ait olduğu tespit edilen bir çene kemiği bulunmuş olmasıdır. Bilinen bir başka gerçek de Kıbrıs adasında hiçbir zaman vahşi kedilerin yaşamamış olduğudur. Bu durumda, bu kedinin ancak deniz yolu ile, insanlarla birlikte Kıbrıs'a gelmiş olacağı sonucuna varılmaktadır. Arkeologlar, insanların o günkü basit teknelerine etrafa saldıran, tırmalayıp parçalayan vahşi bir kediyi alarak yola çıkıp, yeni yerleşim yerleri aramaya kalkışmalarının düşünülemeyeceği noktasından yola çıkarak, bu kedinin ehlileştirilmiş bir kedi olduğu konusunda hemfikirdirler. Bu düşünceden hareketle kedinin ehlileştirilme sürecinin zamanımızdan 8000 yıl önce başlamış olacağı sonucuna varabiliriz.

Diğer taraftan, bugün dünyanın dört bir yanına dağılmış olan kedilerin iki cins vahşi kediden türemiş olduğu tespit edilmiştir:

    Afrika Yaban Kedisi (Felis silvestris lybica)
    Avrupa Yaban Kedisi (Felis silvestris silvestris)

İlk evcilleştirilen vahşi kediler eski Mısırlıların ehlileştirmiş oldukları Afrika kedisi Felis lybica'dır. Ehlileştirilmiş bu kedileri, Fenikelilerin, Akdeniz'in muhtelif yörelerindeki kolonilerine götürdükleri, buradan da İtalya'ya taşıdıkları anlaşılmaktadır. İtalya'dan Avrupa kıtasına geçen bu kediler, Avrupa'nın vahşi kedisi Felis silvestris ile birleşip ikinci bir kol olarak Dünya'ya yayılmışlardır. Daha sonraları, deniz ve kara ticaretinin yeni boyutlar kazanması ile gelişen nakliyecilik sayesinde dünyanın hemen her noktasına ulaşıp çoğalmışlardır. Değişik iklim şartları, gıda rejimleri ve diğer etkenlerle bugünkü kedi türleri ortaya çıkmıştır.

Anatomi


Erkek bir kedinin anatomik şeması

Kedilerin ayak yapıları hep ileriye gitmek için evrilmiştir. Geri geri gidebilirlerse de zorlanır. 230 kemikten oluşan iskelet sistemi insanınkinden oldukça farklı olup iskeletler arası oluşumlar vücudun esnemesine izin verecek şekildedir.

Ortalama değerler esas alındığında yetişkin erkek kediler 3.5 ile 7 kilogram arasında olurken, dişi kediler 2.5 ila 4.5 kilogram arasındadır. Enleri ortalama 30 santim, uzunlukları ise 80 santim civarındadır. Ortalama kedi ömrü 15 yıldır. Ancak kediler iyi bir beslenme ile 20 yıldan fazla yaşayabilirler.

Akciğerin içindeki tüpler oksijenin tüm akciğere dağılmasını sağlar. Akciğerler kedinin her iki tarafında ve diyaframın tam üstünde yer alır. Diyafram kedinin soluk alıp verme hızını kontrol eder. Soluk borusu bir anlamda akciğerlerin havalandırma sistemi olarak kabul edilebilir. Dışarı atılması gereken kirli hava ve alınması gereken temiz hava diyaframın kontrolünde soluk borusu aracılığıyla taşınır. Solunum sitemini oluşturan organlar birçok kedi hastalığının da hedefidirler.

Kedi bıyığı (ya da Latince adıyla vibrissae) kalın kedi tüyünden iki üç kat kalındır. Burun bölgesinde üst dudağın yanlarından çıkan bıyıklar yine kedi tüyüne kıyasla üç kat daha derine gömülüdürler. Kökleri sinir sistemi ile ilinti halindedir. Bıyıklar tarafından algılanan bir hareket hemen köklerden sinirlere ve oradan beyine iletilerek alınacak aksiyon konusunda bilgilendirme ve uyarı işlevi görür.

Kediler bir şey içerken dillerini inanılmaz bir hızla kullanırlar. Dil hızla suya dalar ve çıkar. Bir anlamda fillerin su içmesine benzer. Ağız suya değdirilmez, su dil aracılığıyla ağza taşınır. Kedilerin dili zımpara gibidir. Üzerinde onlarca küçük odacık ve diken gibi uzantılar (papilla konikalar) vardır ve su içme sırasında bu odacıklar su havuzcuklarına dönüşür. Suya dalan dilin üzerindeki odacıklar su ile dolar ve taşımada dökülmemesi için dil ağza doğru bükülür. Dil lapa yiyeceklerin yenmesinde de aynı işlevi görür, ayrıca kemik üzerinde kalan et parçalarını kazıyıp yemesini sağlar.

Kedilerin aynı zamanda dişleri de büyük işlevler görür. Yetişkin kedilerde 30'a yakın diş bulunurken yavrularda bu sayı 25'i pek geçmez.

Kedi beyni 20 ile 30 gram arasındadır. Ama diğer memelilerle kıyaslandığında beyni bedenine göre en büyük olan memelidir. Beynin büyüklüğü ile zeka arasında bir bağlantı olsa da – örneğin suya dalabilen kuşların beyni diğer kuşlara göre yaptıkları eylemin karmaşıklığı sebebi ile daha büyüktür - beynin büyüklüğü ile zeka arasında her zaman için birebir ilinti kurmak doğru değildir. Söz gelimi kediler, kendilerinden çok daha iri olan aslanlarla kıyaslandığında daha zekidirler. Öte yandan kedigiller ailesindeki canlıların beyin yapısı inanılmaz derecede benzerlik gösterir.

Kediler mükemmel bir kulağa sahiptirler. İşittiklerini tek tek ayrıştırıp değerlendirebilirler. Metrelerce uzaktaki bir böceğin yürüyüşünün ya da saklanan bir farenin soluğunu duyabilirler. Hassas işitme ve görme duyuları vardır. İnsan kulağının duyamadığı yüksek frekanslı ses titreşimlerini kaydederek çok hafif sesleri duyarlar. İşitme kediler için hem güvenlikleri hem de avlanmaları için önemlidir. Kediler insanlardan da köpeklerden de daha iyi işitirler. İnsanlar 20 kHz’e kadar sesleri işitirken köpekler 40 kHz’e kadar sesleri işitir. Ama kediler için bu sınır 60 kHz’dir.

Patiler kediler için hareketin ve dengenin temelidir. Tırmanmak, kazmak, savunmak, savaşmak ve döl vermek (cinsel sıvı atımı) için patilere ihtiyacı vardır. Bir kedinin patisi ayağının en son kemiğine bağlıdır. Pençeler esnek ve dönebilirdir. Böylelikle en iyi tırmalama açısını rahatlıkla yakalarlar. Pençeler protein ve keratin dolu bir deri ile çevrilidir. Ön ayakları beş, arka ayakları dört parmaklı olup, kancalı tırnaklarını içeri çekebilirler.

"Kedi Gözü" deyimlere geçecek ve çeşitli adlandırmalara girecek kadar hayranlık uyandırır. Kediler gözleri ve görme yetenekleri ile ayırt edilirler. Bir kedinin gözü doğumdan 7 ila 10 gün sonra açılır. İki ay içinde de gerçek rengini alır. Bir kedinin gözleri, saldırıda yara almaması için göz kapağının içerisindedir ve avı gözleyebilmek için geniş ve büyüktür.Gözlerinin uzaklık duyarlılığı yüksek ve keskindir. Karanlıkta insanlardan 6 kat daha iyi görürler.

Fizyoloji

Normal fizyolojik değerler[14]:330 Vücut sıcaklığı 38.6 °C (101.5 °F)
Kalp ritmi Dakikada 120–140
Nefes ritmi Dakikada 16–40
Termograf
Termograf

Vücut Isısı
38-39 derece
Solunum Sayısı
10-20 / Dakika
Nabız Sayısı
110-140 / Dakika (Yetişkin) 180-200/ Dakika (Yavru)
Diş Sayısı
30 (Yetişkin)
İlk Süt Dişi Çıkışı
1 Aylık Olduğunda
Diş Değişim Yaşı
3 – 4 Aylık Olduğunda
Kızgınlık Süresi
Yılda 2-4 Defa 10-12 Gün
Ergenlik Yaşı
6 - 15 Ay (Irk Ve Beslenme Gibi Faktörlere Bağlı Olarak Değişir)
Gebe Kalma Dönemi
Kızgınlık Süresince
İlk Çiftleşme Yaşı
12 - 18 Aylık Olduğunda
Gebelik Süresi
57 - 62 Gün
Doğumdaki Yavru Sayısı
1-5
Gözler
Parlak Ve Canlı
Ağız Ve Dil
Açık Pembe Renkte
Burun
Hafif Nemli
Kalori İhtiyacı
Yetişkin Kedide 60-88 Kcal/Canlı Ağırlık/Gün Yavru Kedide (5 haftalık) 250 Kcal/Canlı Ağırlık/Gün
Tüy Değiştirme
Senede 2 Kez

Kedilerin fizyolojileri diğer etobur memelilere benzemekle birlikte, kedilere özgü bazı özellikleri de çölde yaşayan türlerinden kendilerine miras kalmıştır. Kediler, su bulabildikleri sürece sıcak iklimlerde hayatta kalabilmektedirler. Ayrıca, derilerine doğru olan kan akışını azaltarak sıcaklığı koruyabilen kediler, ağızlarındaki buharlaşma ile ısıyı düşürebilmektedirler. Kediler, patilerindeki bezler sayesinde çok az da olsa terleme ve termo-regülasyon şansına sahiptirler.

Vücut sıcaklığının gün içerisinde değişiklik göstermemesi ve biyolojik saatlerinin eksikliği, kedilerin hem gündüz hem de gece aktif olabilme eğilimlerine yol açar.

Dışkılarının nispeten daha kuru ve idrarlarının daha koyu olması, kedilerin daha çok su tutabilmelerini sağlayan bir adaptasyondur.

Kediler etoburdur. Sindirim sistemleri eti etkin biçimde işleyecek şekilde evrildiğinden, bitkisel ürünleri zor sindirirler. Sindirim yolunun benzer memelilere göre daha kısa oluşu ve karbonhidratları sindirmek için gereken enzimlerden az miktarda bulunması, kedilerin bitki kaynaklı besinleri ve bazı yağ asitlerini sindirmedeki becerilerini sınırlar. Bununla birlikte kediler arada sırada mevcut besinlerine ilaveten çim yemeyi tercih edebilirler. Çim, kediler için folik asit kaynağı ve sindirim sistemindeki tüyleri kolay atmak için bir lif kaynağıdır.Ev ortamında ise birçok bitki kediler için zehirleyici ve tehlikelidir.

Yavru Bakımı

Dişi kediler çiftleştikten genellikle 58-62 gün sonra 1-5 (nadiren daha fazla) yavru doğururlar. Yavru bakımı doğumla birlikte başlar. Tabi bu bakımın ilk bir ayı hemen hemen tam olarak annenin kontrolündedir. Doğumdan sonra 24 saat içinde yavrunun anneyi emmesi, bu ilk sütün içinde bulunan immunglobulinler (bağışıklık sağlayan maddeler) bakımından çok önemlidir. Hamile kediler evde çoğu zaman sizin hazırladığınız bir yere değil de kendi uygun gördüğü yere doğurur. Bunu genellikle veteriner hekim yardımı almadan yaparlar. Bütün anneler gibi yavrularına karşı çok müşfiktirler. Onları devamlı yalar ve emzirirler. Bu yalama sonunda onları temizledikleri gibi çiş ve kakalarını da yaptırırlar. Belli bir yaşa kadar bu yalama ve çiş yaptırtma olayı hayati önem taşır. Çünkü yavrular doğduklarında henüz böyle bir reflekse sahip değillerdir.

Yavru bir kedinin annesinden ayrılma yaşı ortalama 2 aylıktır. İlk aldığınızda annesinden ve kardeşlerinden ayrıldığı, yeni bir ortama geldiği için, korkmuş ve ürkmüş olabilir. Gidip herhangi bir köşeye saklanıp çıkmayabilir. Onu oradan zorla çekiştirerek çıkarmaya çalışmayın. Bu onu daha da korkutabilir. Yumuşak ve nazikçe onunla konuşun. Bir oyuncak veya ip benzeri bir cisim bulun. Onu hareket ettirin. Kediler çok meraklı ve oyuncu oldukları için dışarı çıkacak ve büyük bir ihtimalle oynamaya başlayacaktır. Bir kaç gün içinde size ve çevresine alışacaktır. Ona ayrıca kediler için üretilmiş özel kokulu (catnip) fare, top ve çorap gibi oyuncaklar alıp verebilirsiniz. Bunlarla genellikle iyi vakit geçirirler.Yumuşak bir battaniye veya kedi yatağı ile onun uyuyabileceği bir yuva alabilirsiniz. Çünkü kediler genellikle içine gömülüp yatabileceği ortamları çok severler.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da zamanı geldiğinde onu kısırlaştırmaktır. Aksi halde sokağa çıktıktan sonra ne zaman ve nasıl geleceğini asla tahmin edemezsiniz. Bu yüzden kedi sahibi olduğunuzda bu konuyu veteriner hekiminizle görüşün ve eğer yavru almak istemiyorsanız kısırlaştırma operasyonunu zamanında yaptırın.

Diş Değişimi

Yavru bir kedi 3,5 aylıktan itibaren süt dişlerini değiştirmeye başlar. Dökülen ve yerine çıkan dişler hayat boyu kalıcıdır. 6-8 aylık olana kadar süt dişlerinin tamamı değişir. Siz bu dökülenleri ara ara diş veya dişlerin yerinde kanama şeklinde görebilirsiniz. Zaten dökülenlerin yerine çok kısa zamanda yenileri çıkacaktır. 1-1,5 yaşından sonra tartar oluşumu başlayabileceği için zaman zaman diş temizliği yaptırma ihtiyacı ortaya çıkabilmektedir. Aşılamalar veya diğer işlemler için kliniğe gittiğinizde veteriner hekiminiz gerekli kontrolü yaparak bunun zamanını size belirtecektir.

1 yaşına kadar diş kaşıntısı yoğun olduğu için elinizi, ayağınızı veya bulduğu her şeyi kemirme, ısırma eğiliminde olacaktır. Kedi eğitmek köpekler kadar kolay olmasa da istemediğiniz davranış biçimlerini engellemek için sert ve kararlı bir “ hayır “ çoğu zaman işe yaramaktadır.

Tuvalet Eğitimi

Kediler bu konuda köpekler gibi uğraştırıcı olmadıkları ve içgüdüsel olarak toprağa yaptıkları için, uygun bir kaba, hazır satılan kedi kumlarından koyarak bu problemi çözebilirsiniz. Çişi ve kakası geldiğinde gidip kuma yapacaktır. Size kalan düzenli olarak kakaları toplayıp atmaktır. Bu kumlar emici özelliğe sahip olduğu için belli bir süre ve miktar çişi ve kokuyu emecektir. Ne zaman koku yapmaya başladıysa o zaman kumun tamamını değiştirmelisiniz. Bu süre kedinin yediği yemeğe, içtiği suya, yavru veya yetişkin olmasına göre farklılık gösterir.

Beslenme

Bilinçli ve dengeli bir beslenme yaşamın temel şartlarından birisidir. Bu konuda yapılabilecek yanlışlar yaşam üzerinde ciddi olumsuz etkiler (kas ve iskelet gelişim eksikliği, immun sistem yetersizliği, bozuk tüy yapısı gibi) doğuracak ve bir çok soruna yol açabilecektir.

Özellikle kedi beslenmesi söz konusu olduğunda daha dikkatli olmak bir zorunluluk halini almaktadır. Çünkü kediler daha seçicidirler ve bu nedenle onları belli diyetlere uydurmak oldukça zordur. Yapıları gereği kediler daha fazla protein tüketmek zorundadırlar. Yine yapıları gereği bazı maddeleri (Taurin, A vitamini, Arakidonik asit gibi) hayvansal kökenli gıdalardan karşılamak zorundadırlar. Ayrıca kediler köpeklerden daha sık yemek yeme ihtiyacındadırlar

Örneğin yetişkin bir köpek günde bir veya iki öğün yemek yiyerek yaşamını sürdürürken bu kedilerde 4-5 öğün olmak zorundadır. Ayrıca kedilerin enerji ihtiyacı vücut ağırlıklarına kıyaslandığında çok fazladır. Yavru bir kedinin enerji ihtiyacı ise yetişkin bir kediye göre daha fazladır.

Beslenme yaşamın değişik dönemlerinde farklılıklar gösterir.

Tüy Bakımı ve Fırçalama

Kediler yılda en az 2 kez tüylerini değiştirirler. Kendilerini yalayarak tüylerinin tamamını toplayamazlar. Bu yüzden uygun bir fırça edinip (çoğu zaman uzun tüylüler için tel fırça, kısa tüylüler için eldiven fırçalar) onu fırçalamak tüylerinin çabuk yenilenmesi ve ona yardımcı olmak açısından gereklidir.

Çoğu kedi fırçalanmaktan pek hoşlanmaz. Bu alışkanlığı kazanabilmesi için onu mümkün olduğu kadar erken yaşlarda fırçalamaya alıştırmalısınız. Fırçalamanın sabah akşam yapılması tüylerin daha sağlıklı ve canlı olmasını sağlayacaktır.

Her gün kedinizi fırçalarken aynı zamanda rutin kontrollerini yapmayı ihmal etmeyin. Kulaklarının içini, derisindeki değişiklikleri, gözlerini ve ağzını devamlı kontrol edin. Olabilecek, size ters gelen durumlar için veteriner hekiminizle irtibat halinde bulunun.

Banyo

Normalde kediler kendilerini devamlı yalayarak temizlerler. Bu yüzden köpekler gibi zaman zaman da olsa yıkanmaya (medikal problemler dışında) ihtiyaç göstermezler. Onları yıkamak temizlenme alışkanlıklarını yok edebilir veya azaltabilir.

Notlar

    Evlerde bulunan bazı tropikal bitkiler zehirli olabilmektedir. Bunları kemirme veya yeme eğilimi varsa ona göre tedbirinizi almalısınız.
    Kediler çok iyi birer cambazdırlar. Genellikle evdeki kırılacak eşyalara zarar vermezler. Fakat onların da ara sıra sakar olanlarına rastlanmaktadır. Eğer kediniz eşyalarınızı kırıp dökmeye başladıysa “sakar” sınıfına girebileceği için, onları kapalı bir dolaba kaldırmanızda fayda vardır.
    Hep kedi ile köpeğin düşman olduğu düşünülür. Aslında doğuştan ikisi de birbirine düşman değildir. Bugün sokakta bir çok kedi ve köpek birlikte yaşamaktadır. Sadece ilk başta kedi, köpekle karşılaştığında içgüdüsel olarak korkabilir. Fakat sonradan zarar gelmediğini görürse köpeğe alışır ve sanki kardeş gibi yaşar. Kedi ve köpek evde birlikte yaşayacaksa ikisinin de birlikte yavru olarak alınması en iyisidir. Eğer evde yetişkin bir köpek varsa, kedi seçimi yapılırken bilhassa yavru olarak alınmalıdır.


Kediler Günde Kaç Öğün, Ne Kadar Yemek Yemelidir?

Yemek kedilerin hayatlarında önemli bir yere sahiptir. Doğal ortamlarda ve sokaklarda yaşayan kediler yemek yiyebilmek için avlanmak zorunda olduğundan devamlı hareket halinde olup ev kedilerine göre yemek bulabilmek için daha çok çaba sarf ettiklerinden ve elde ettikleri yemek miktarı ev kedilerine göre daha az olduğundan farkında olmadan sağlıklı bir hayat sürdürebilmeleri için ideal kilolarını koruyabilmektedirler.

Ancak evde neredeyse hiç hareket etmeyen, tüm gün boyunca köşelerinde uyur vaziyette olan kediler üstelik sahipleri beslenme konusunda dikkatli değilse aşırı kilodan kaynaklı olarak birçok sağlık sorunları ile karşılaşmakta ve istemeden ömür süreleri kısalmaktadır.


Birçok kedi sahibinin merakla sormuş olduğu sorunun cevabı birçok nedene bağlı olarak değişmektedir. Kedilere günde kaç öğün yemek verilmesi hususu örneğin kedinin yaşına, kedinin hareketli olup olmadığına ve hatta türüne göre değişebilmektedir.

Yavru kedilerin öğün sayısı yetişkin kedilere göre daha fazladır. Onların hızlı ve sağlıklı olarak büyüyebilmeleri için ilk 3 ay boyunca günde 4 öğün yemek yemeleri önerilmektedir. 3 ayın sonunda yavru kedilere günde 3 öğün, 6 aylıktan sonra ise günde 2 öğün yemek verilmesi en doğru hareket olacaktır. Yavru kedilerin beslenmelerinde yaşlarına göre özel olarak üretilen yavru kedi mamaları tercih edilmelidir.

Bir kedi 8 aylık olduğunda artık yetişkin olduğundan 8 aylık ve sonrasındaki kediler yine günde sabah ve akşam olmak üzere 2 öğün yemek yemelidirler.

Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere bir kedinin alması gereken yemek miktarı onun yaşına, büyüklüğüne ve gün içerisindeki hareketlerine bağlı olarak değişmektedir. Hatta verilecek olan hazır mamanın içeriği nedeniyle de kediye verilecek olan yemek miktarı değişmektedir. Ticari olarak hazırlanan kedi mamalarının çoğu, kedilerin ortalama büyüklüklerine göre ihtiyaç duyduğu miktarı gösteren çizelge içermektedir. Söz konusu bu bilgi içeren çizelgeler kedi sahipleri için mutlaka dikkat edilmesi gereken bir kılavuzdur.

Kedi Maması Çeşitleri

Bilindiği üzere kediler mecburi etobur hayvanlardır. Bu onların hayatta kalabilmeleri için beslenmelerinde et ve diğer hayvansal gıdalara ihtiyaç duyduğu anlamına gelmektedir. Hem etçil hem de otçul olan insanlara göre kedilerin beslenme ihtiyaçları oldukça farklıdır.

Ev haricinde sokaklarda ve doğal ortamlarda yaşayan kedilerin beslenmelerinde genellikle karbonhidrat ve yağ oranının düşük öte yandan protein oranının yüksek olduğu ve kendi avladığı hayvanları tercih ettiği görülmektedir. Bu tercih bir kedinin hayatını en sağlıklı şekilde devam ettirebilecek doğru bir tercihtir.

Ev ortamında yaşayan kedilerin avlanma gibi bir şansı olmadığından günümüzde hazır mama olarak tabir edilen hayvansal ve bitkisel ürünlerin karışımından meydana gelen kedi mamaları satılmaktadır. Yazımızın devamında piyasada satılmakta olan kedi maması çeşitlerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Konserve Mama (Islak Mama)

Islak mama olarak da bilinen konserve mamalar kendi içerisinde tahıl ve et içerikli olarak iki ayrı grupta satılmaktadır. Tahıl içerikli konserve mamalar genellikle kilo sorunu yaşayan aşırı şişman kedilerin zayıflama amaçlı diyetleri için tercih edilirken, et içerikli konserve mamalar böyle bir sorunu olmayan kediler için tercih edilmektedir.

Konserve mamalar genellikle %65 ile %85 oranında su içeren hem çok lezzetli olması hem de çok kolay yenilebilmesi nedeniyle kedilerin genellikle ilk tercih ettiği mama türüdür. Kediler konserve mamaları diğer mama çeşitlerine göre çok daha fazla yiyebileceğinden uzun süre bu mama ile beslenmeleri durumunda fazla kilo ve diğer birçok sağlık sorunları ile karşılaşması kuvvetle muhtemeldir.

Yarı Islak Mama

Islak mama olarak bilinen konserve mamaların içerisinde %85 oranında su bulunurken, kuru mamalar %10 oranında su içermektedir. Yarı ıslak mamalar ise genellikle %45 ile %65 oranında su içermektedir.

Ne yazık ki içeriğinde bulunan şeker ve koruyucu maddeler ile yüksek kalori yoğunluğu nedeniyle kedilerin sağlığı açısından son derece zararlı bir mama türüdür. Zamanla kedi sağlığına olan zararları ortaya çıkan yarı ıslak mamalar, bilinçlenen kedi sahiplerinin uzak durması ve tercih etmemesi nedeniyle son zamanlarda artık üretilmemektedir.

Kuru Mama

Son zamanlarda evlerinde kedi besleyen insanların ucuz ve pratik olması nedeniyle çokça tercih ettiği kuru mamalar bir kediyi beslemek ve ihtiyacı olan tüm besin gereksinimlerini karşılamak için en uygun yoldur. Raf ömrü oldukça uzun olan bu mamalar hava almadıkları taktirde uzun süre paketlerinde ilk günkü gibi taze kalabilirler. Genellikle %10 civarında su içerdiğinden kedinizi kuru mama ile beslemeniz durumunda mamanın yanında ayrı bir kapta mutlaka su da verilmelidir.

Kuru mama, ıslak yani konserve maması kadar lezzetli olmasa da kedilerin ideal kilosunu korumak amacıyla tercih edilmesi gereken bir mama çeşididir. Evde kedi besleyenler örneğin haftanın 1 günü konserve mama, geri kalan günlerde ise kuru mama ile ideal beslenme rutinini sağlayabilirler.

Ödül Maması (Kedi Bisküvisi)

Kedi bisküvisi olarak da bilinen kedi ödül maması asla kedilerin karnının doyurulması amacıyla kullanılacak bir mama çeşidi değildir. Bu tür mamalar özellikle alıştırma ve eğitim safhalarında tercih edilir. Adı üstünde olan ödül maması kediye verilecek bir eğitim esnasında doğru yaptığı hareketleri kediye belli etmek ve bu hareketleri kalıcı yapmak amacıyla ödül olarak verilir.

Kedi Maması Değiştirmek, Kediyi Yeni Mamaya Alıştırmak

Bir kedinin beğenerek yediği bir mamayı herhangi bir sebepten dolayı değiştirmek ve bu durumu kediye kabullendirmek oldukça zor bir durumdur. Birçok kedi sahibi kedi mamasını değiştirmek istediğinde kedisinin yeni mamayı yemediğini görmekte ve bu duruma üzülerek eski mamayı vermekte devam etmektedir. Eğer sizde böyle bir durumla karşı karşıya kalmışsanız size bu konuda kolaylık sağlayacak bir yöntemden bahsedeceğiz. Yeni kedi mamasını eski kedi mamasının içerisine ilk günler az miktarda, sonraki günler ise çoğaltarak koyun. Kediniz ilk günler mamasının değiştiğini anlamayacak ve gün geçtikçe yeni kedi mamasına alışacaktır.

Yavru Kediler Nasıl Beslenir?

Normal şartlarda yavru kedinin nasıl beslenmesi gerektiği konusunda en bilgili kişi o kedinin annesidir. Ancak bazı sebeplerden dolayı annesi olmayan bir yavru kediye bakmanız gerekebilir.

Yavru kedilerin beslenmesi yetişkin kedilere göre çok daha farklı ve dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur. Yavru kediler yetişkin kediler gibi her şeyi yiyip içemezler. Bu nedenle onları beslerken son derece dikkatli olmalı ve özen göstermelisiniz. Yazımızın devamında yavru kedilerin beslenmesi ve dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında önemli bilgiler yer almaktadır.

1 ile 6 Hafta Arası Yavru Kedilerde Beslenme

Bu yaş grubu yavru kedilerde kesinlikle anne kedi sütü tercih edilmeli ve kedi annesinden ayrılmamalıdır. Kedi 6 haftalık olana kadar annesinden emdiği süt ile bağışıklık sistemi ve diğer vücut fonksiyonları son derece gelişerek bundan sonraki hayatında hastalıklara karşı daha güçlü bir kedi olacaktır.

Annesi tarafından terk edilmiş veya annesi ölmüş 1-6 hafta arası yavru bir kedi sahiplenmiş iseniz onun için temiz ve sterilize edilmiş mümkünse kediler için özel üretilmiş bir biberon temin edin, şayet kedi biberonu bulamadıysanız normal biberonun ucundaki plastik kısmı X şeklinde düzgünce kesin, fazla kesmeniz durumunda kedinizin boğulmasına, az kesmeniz durumunda ise kedinizin yetersiz beslenmesine neden olabilirsiniz.

6 Hafta ile 4 Ay Arası Yavru Kedilerde Beslenme

Kediniz 6 haftalık olduğunda artık süte ihtiyacı yoktur. Bu dönemden sonra vereceğiniz süt kedinize fayda değil zarar verir. Zira sütten kesilen kedilerin laktoza karşı dayanıklılığı düşmektedir. Laktoz kedilerde sindirim sorunları ve ishal gibi rahatsızlıklara sebep olur.

6 haftalık ve sonrasında ki kediler için kuru veya yaş konserve mamalar kullanılmalıdır. Mama kedinizin yiyebileceğinden büyükse bir rondo yardımıyla parçalanarak servis edilmelidir. Kediler 4 aylık olana kadar günde en az 4 öğün yemek tüketmelidir.

Kediler 4 aylık olana kadar kesinlikle ev yemeklerinden uzak tutulmalı ve kuru veya yaş mamalara alıştırılmalıdır. Ev yemekleri bu yaştaki kedilerde deride kokma yapabilir.

8 Ay Üstü Kedilerde Beslenme

Kediniz 8 aylık olduğunda artık yavru değil yetişkin bir kedi olacaktır. Bu yaştan sonra kedilerin metabolizması daha yavaş çalışır ve yedikleri kiloya dönüşür. Kilo ise kedilerde önemli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle 8 ay üstü kedilerde günde 2 öğünden fazla yemek verilmemelidir.

Yavru Kedilerde Hangi Süt Kullanılmalıdır?

İster yavru, isterse yetişkin bir kedi olsun tüm kedilerde bilinenin aksine inek sütü az da olsa zararlıdır. Kedinizde herhangi bir sebep yokken oluşan ishal rahatsızlıkları genellikle inek sütünden kaynaklanmaktadır. Bunun dışında inek sütü kediler için çok yararlı veya besleyici bir süt değildir.

Yavru kediler olabildiğince anne kedi sütüyle beslenmelidir. Anne kedi sütü yavru kedilerde bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı daha güçlü olmasını sağlayacaktır. Herhangi bir sebepten dolayı annesi yanında olmayan bir yavru kedi sahibiyseniz sütanne yoluyla veya başka bir anne kedinin sütünün sağılması ile kedinize kedi sütü verebilirsiniz.

Ayrıca veteriner ve bazı hayvan mağazalarında bulunan kedi sütü tuzu da kediler için tercih edilebilir.

Kedi sütü veya kedi sütü tozu bulunamaması durumunda pastörize edilmiş inek sütü son çare olarak kediye verilebilir.

Kedi Sütü Tozu Nasıl Kullanılır?

Yavru kediler için özel olarak üretilen kedi biberonuna satın aldığınız kedi sütü tozunu belirtilen oranda koyun. Kedinizi başı hafif eğimli, sırt üstü yatar şekilde kucağınıza alın. Daha sonra biberonu çok fazla dik olmayacak ve eğimli olacak şekilde yavru kedinizin ağzına götürün. Kediniz biberonu emmeye başladığı sırada kesinlikle biberonu sıkmayın. Onun kendi emiş gücüyle sütü içmesine izin verin. Biberonu çok sıkmanız durumunda basıncı fazla olan sütün kedinizin soluk borusundan ciğerlerine kaçmasına ve onun boğularak ölümüne sebep olabilirsiniz.

Yavru Kediler Hangi Aralıklarla Emzirilir?

Yavru kedilerin hangi aralıklarla emzirilmesi konusunda dikkat etmeniz gereken kedinizin yaşı ve ağırlığı olacaktır.

    1 haftalık yavru kediler 2-3 saatte bir
    2 haftalık yavru kediler 4-6 saatte bir
    3 hafta ve sonraki yavru kediler 6-8 saatte bir emzirilmelidir.

Ayrıca ortalama bir yavru kedi her 100 gram vücut ağırlığı için 30 ml süte ihtiyaç duymaktadır. Bu oranı göz önünde bulundurarak kedinizin ihtiyaç duyduğu süt miktarını hesaplayabilirsiniz.