Thread Rating:
  • 7 Vote(s) - 2.86 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Büyük Hatmenin Yapılışı
#1
Raşit Tunca icon-5 
Büyük Hatmenin Yapılışı

Öncelikle kâse gibi bir kabın içinde yüz tane küçük, on tane de büyük taş bulundurulur. Hatmeyi yaptıran kişi dışında büyük hatme için İnşirâh süresini en az on kişinin bilmesi şarttır. Aksi takdirde küçük hatme yapılır. Hatme yapacakların bulundukları yer genişse yuvarlak bir halka kurarak namazdaki teverrük oturuşunun aksi şeklinde otururlar. Yer geniş değilse halkaya sığmayanlar halkanın ortasında kıbleye dönerek otururlar. Hatmeyi yaptıran kişi sırtını kıbleye çevirir. Taşları dağıtacak kişi imamın önünde oturur ve taşlardan yirmi bir tanesini alıp ona verir. Diğerlerini de dağıtmak için önüne koyar. Büyük olan on taşı ise Fâtiha süresi için imamın önüne koyar.
Ardından imam gözlerini kapatır ve hatmenin başladığını bildirmek için sesli bir şekilde “estağfirullah” der. Hatmedekiler de onunla beraber gözlerini kapatır ve yirmi beş defa veya daha fazla istiğfar ederler.
Hatme bitene kadar da gözlerini açmazlar. Fakat taşları dağıta. cak kişi gözlerini açar, imama verdiği taşlar dışında geriye kalan taşları toplar ve hatme yapanlara dağıtmak için kâseye koyar. Önce kendisine alır, sonrasında imamın sağından başlayarak eli açık olanlara dağıtma. ya başlar. İnşirâh süresini ezbere bilmeyenler ellerini açmaz.
Taşlar hatme yapanların sayısı çoksa bitene kadar en az birer tane verilecek şekilde dağıtılır. Sayı çok değilse herkese eşit şekilde dağıtılır Kendisine taş verilmeyenler ise bir şey okumaz. Taş dağıtımı bittikten sonra taş dağıtan kişi imamın önüne oturur. Ardından imam “Fâtiha-i şerife” der. Taş dağıtan kişi büyük taşların altısını alıp imamın Sağ ta. rafından altı kişiye verir.
İmam ve kendisine büyük taş verilenler birer defa kendi duyabilecekleri bir sesle Fâtiha'yı besmeleyle birlikte okur. Taş dağıtan, büyük taşları dağıttıktan hemen sonra toplamaya başlar. Ardından o altı taşı diğer dört taşın yanına koyar ve gözlerini kapatarak imamın önüne oturur. İmam sesli bir şekilde “salavat-ı şerife” der. Kendisine küçük taş verilen her kişi elindeki taş adedince Resülullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) Salât ve selâm getirir. Her salavatla beraber sağ elinden sol eline bir taş koyar. Bitince de taşları tekrar sağ eline alır. Bundan sonra imam sesli bir şekilde “Elem neşrah leke-i şerife” der ve elindeki yirmi bir taşla salavatları okumaya devam eder. Cemaat ise ellerindeki taş sayısınca İnşirâh süresi okur.
İmam salavatlarını bitirince hatmedekilere dağıtılan taş kadar elindeki taşlardan kendisine taş alır ve geriye kalanları da kendisinin solundakilere dağıtması için taş dağıtana verir.
Sonra imam sesli bir şekilde “İhlâs-ı şerife” der. İmam dâhil herkes elindeki taş sayısınca kendi duyabilecekleri bir şekilde İhlâs süresini okur. İmam bu şekilde on defa “İhlâs-ı şerife” diyerek İhlâs süresini okutur. Böylece herkes elindeki taş sayısınca İhlâs süresini okur. Sonuç olarak bin defa İhlâs süresi okunmuş olur.
Ardından imam sesli bir şekilde “Fâtiha-i şerife” der ve taş dağr tan da büyük taşlardan yedi tanesini alıp imamın solundan yedi kişiye
verir onlar da besmele ile birlikte Fâtiha'yı okur. Taş dağıtan bu taşlar yine dağıttıktan hemen sonra toplamaya başlar ve sonra gözlerini kapatarak imamın önüne oturur.
Bundan sonra imam “salavat-ı şerife” der ve herkes elindeki taş gdedince salavat getirir.
Sonra hatmedekilerin sayısı taş sayısı kadar ise ve herkese dağıtmışsa taş dağıtan kişi imamdan başlayarak onun sağından devam edip soluna gelene kadar taşları toplar. Hatmedekilerin sayısı çok ise imamdan başlar onun sağ tarafındaki taşlar bitene kadar toplamaya devam eder. Ardından geri döner, imamın sol tarafında oturanlardan başlayaçak imamda bitecek şekilde taşları toplar ve sonra gözlerini kapatarak imamın önüne oturur.
Ardından imam sesli bir şekilde hatme duasını okur. Hatme duasından sonra da Kur'ân-ı Kerim'den bir süre okur ve hatmenin bittiğini ifade etmek için sesli bir şekilde “estağfirullah” der. Hatmedekiler veimam kendi duyabilecekleri bir sesle yirmi beş defa veya daha fazla istiğfar ederler ve gözlerini açarlar.
Hatme ikindi namazından sonra yapılıyorsa Nebe, yatsı namazından sonra ise Mülk süresi okunur. Bu süreler ezbere bilinmiyorsa İnşirâh süresi, o da bilinmiyorsa Nasr süresi, o da bilinmiyorsa İhlâs ve o da bilinmiyorsa Kur'ân-ı Kerim'den bilinen bir süre okunur.
Küçük hatmede de büyük hatmede de hatme duası okunurken Resülullah/ın (sallallahu aleyhi vesellem) ismi geçince herkes kendi duyabileceği bir sesle salât ve selâm getirir. Ashâb-ı kirâm anılınca “radıyallahu anhüm” denir. Sâdâtkirâmın isimleri söylenince de “kuddise Sırruhü”) denir (Aşağıda not kısmını okuyunuz önemli)
Bu esnada kısa bir şekilde sâdât-ı kirâma istimdad Rabıtası yapılır.
Hatmeyi hatme duasını ezbere bılen kimse yaptırır. Fakat hatme yapacakların arasından hatme duasını ezbere bilen yoksa onlardan biri hatmeyi yaptırır ve duayı da kitaptan okur Hatme günde bir defa yapilir ve yapılmadığı takdırde kazâ edilmez.
Kaynak: Şeyhimiz Gavsı Sani (kuddise sırruhü) El Münhacüs Seni Kitabı S.407.408.409
Not: İmam Nevevi (rahmetullahi aleyh| Sahih-i Muslim'e yazdığı şerhin mukaddimesınde şövle buyurmuştur: “Hadis yazan kimse Allah Teâlâ'nın ismi geçince “azze ve celle, teâlâ, subhânehü ve teâlâ, tebâreke ve teâlâ, celle zikruhü, tebâreke ismuhü ve celle azametuhü” gibi bir tâzim ifadesi kullanması müstehaptır. Yine Peygamberimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) ismi geçince tam bir şekilde 'Sallallahu Aleyhi Vesellem" yazması müstehaptır. Burada müstehap olan salât ve selâm lafızlarının her ikisini de kısaltma kullanmadan yazmaktır. Yine sahabenin ismi geçince de “radıyallahu anh”, babası da sahabi ise "radıyallahu anhüma" âlim ve salihlerin isimleri geçince de “radı. yallahu anh” veya “rahmetullahi aleyh” demesi müstehaptır. Hadis yazan kimse, naklettiği asıl kaynakta tâzim ifadesi yoksa bile yazar. Çünkü bunlar rivayet değil, duadır. Okuyan kişi de nakledilen asıl kaynakta olmasa bile bu tâzim ifadelerinin hepsini okumalı ve tekrar etmekten sıkılmamalıdır. Bundan gafil kalan kimse büyük bir hayırdan ve faziletten mahrum kalır.” Abdülfettâh Ebü Gudde (Rahmetullahi Aleyh) Risâletü'1-Müsterşidin adlı eserin mukaddimesinde şöyle buyurmuştur: “Muteber âlim ve salih kulları tâzim ifadeleriyle anmak, ilimle amel etmenin esası ve ilmin gereklerindendir. Bu tâzim ifadeleri, müsteşrikleri taklit eden bugün bazı kimselerin zannettiği gibi fazla ve gereksiz değildir. Nitekim onlar âlimlerin isimlerini bir tâzim ifadesi kullanmadan sanki alelâde birer isimmiş gibi söylerler. Çok gerekli bir ihtiyaç olmadan tâzim ifadesi kullanmamak, selef âlimlerinin yoluna uymaz ve salih, âlim ve büyüklere karşı fıtratın gereği olan edebe de aykırıdır. Âlim ve salihlerin isimlerini tâzim ifadeleriyle anmak, onların sevgisini kalplerde yeşertir, onlara karşı saygıyı tesis eder, kıymetlerini öğretir, onlara tâbi olmayı ve amel noktasında onlardan fayda görmeyi sağlar. Allah onlardan razı olsun. Bize vesile olmaları açısından onlara en hayırlı mükâfatları versin.

Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)