Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Şira Yildizi -Radyasyon Yildizi-Dumansiz Ateş (Kar©glanin 17.06.2014 Vaazi)
#1
RasitTunca-2 

Şira Yildizi -Radyasyon Yildizi-Dumansiz Ateş Şeytan ve Hizbi Deccal

(Kar©glanin 17 Haziran 2014 Sali Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ  وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ellâ teziru vâziretun vizre uhrâ. Ve en leyse lil insâni illâ mâ seâ.

Manasi:

Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenmez. İnsan için ancak çalıştığı vardır.

Necm 38 ve 39. Ayetler

Şüphesiz en son varış Rabbinedir.Son Varacağın yerde Rabbin vardir.
yani her bitiriş ve sona varişdan geriye kalan tek bakiye, yani geri kalan Muhakkak odur.
Muhakkak bu hem ölümde böyledir hemde hayatta böyledir.
...
Doğrusu Şira yıldızının Rabbi de O'dur.
Muhakkak O, onuda (senide yani Şira yıldızınıda ) helak edecek olandir,
öncekilerden ona tapanlardan ad kavmini helak etitgimiz gibi.
...
işde Bu önceki uyaricilar gibi bir uyaricidir.
...
Onun dünyali olmadigi keşfedilcekdir.yani arapca yedi ve sekiz
rakamlarini üst üste yazarsan şira yildizini bulursun ve yedi ve sekiz
rakaminin dünyali olmadigi bilinmekde ve mason piramiti ve ic ters
ücgen.

ve illuminati yildizi ve sekizli ise davud yildizi illuminati yildizi

elmas ücgenlerden oluşur ve alti köşelidir, türk yildizi beş köşelidir

ve kar ve kiş ve kişin bekcileri kar ve cam agaclarinin yapraklari V

lardan oluşur ve arapca yedi demekdir. ve kar dünyadan degildir ve yine

yakut yani davud yildizi sekiz köşeli yani bir ters bir düz kareden

oluşur yine deltoid elmas sekiz köşeli yani Nato simgesi olan yildiz

ve bal tanecikleri dokuz köşelidir, yani 3 ün katlaridir 3-6-9,yine

zümrüd 11 ve Mehdi yildizi 13 köşelidir yani R lerden oluşur şira ve

onun ziddi olan mehdi yildizi şiradaki şin ve ayn rayi tersden

okuyunca raşi olur ve Rabbimiz diyorki bunu keşfedeceklerki o dünyali

degil yani onun şiranin ziddi raşi ve birde dal gelmiş sonuna ve

raşid olmuş ve RA dünyali degildir. yani ve Allahda dünyali degildir

demekdir o ayet yani leyse lehe min dünillahi kaşifeh , yani öyle

tanri parcacigini falan bulamazsiniz keşfedemezsiniz Allah dünyali

degilmiş.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلْمُنتَهَىٰ  وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضْحَكَ وَأَبْكَىٰ  وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحْيَا

Ve enne ilâ rabbikel muntehâ. Ve ennehu huve adhake ve ebkâ. Ve ennehu huve emâte ve ahyâ.

Şüphesiz en son varış Rabbinedir. Şüphesiz O, güldürür ve ağlatır. Şüphesiz O, öldürür ve diriltir.


Necm Suresi 42-43-44 ayetler

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعْرَىٰ  وَأَنَّهُۥٓ أَهْلَكَ عَادًا ٱلْأُولَىٰ

Ve ennehu huve rabbuş şı’râ. Ve ennehû ehleke âdenil ûlâ.

Şüphesiz O, Şi’râ’nın Rabbidir. Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helâk etti ve hiç kimseyi bırakmadı.

Necm Suresi 49-50-ayetler

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

هَٰذَا نَذِيرٌ مِّنَ ٱلنُّذُرِ ٱلْأُولَىٰٓ
أَزِفَتِ ٱلْءَازِفَةُ

لَيْسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ كَاشِفَةٌ

Hâzâ nezîrun minen nuzuril ûlâ. Ezifetil âzifeh(âzifetu).Leyse lehâ min dûnillâhi kâşifeh(kâşifetun).

Bu da önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır. Yaklaşmakta olan (Kıyamet iyice) yaklaştı. Onu Allah’tan başka açacak kimse yoktur.


Necm Suresi 56-57-58. ayetler

Allahümme salli ala Muhammedin ve ala eli muhammed

Yolculugumuza başliyoruz


44-ayet Muhakkak bu hem ölümde böyledir hemde hayatta

böyledir.yani sanma sen sadece ödükten sonra ona variriz yani her

vardigimiz en son noktada Allah varmiş yalniz biz onun orda oldugunu

bilemedigimiz için hatalara düşeriz. oysaki o müntehadan geriya kalandir

bakiyedir.yani bir elma aldin 10 lira verdin, elma beş lira tuttu

geriye 5 lira kaldi o kalanda, o vardir ve o kalaninda ne işe

yarayacaginin, hesabini kitabini yeri yurdunu tespit eden odur.yine sen

iş için ankaraya gittin yine vardigin anakarda seni bekleyen odur

Allahdir ve senin işlerini hesap edip ayarlayan odur.


hayrihi ve şerrihi minallahi teala diye iman etmek demek bir işin

sonunu sen şer sanbilirsin amma o sondada o vardir . şerleri hayra

tebdil eyleyendir. bir insan hem zarar görsünde bu zarari Allah hayra

cevirsin nasil iştir bu


işde baki olanin Allah oldugudur tek baki kalan odur. zalim

zulumda etse onun zulumundanda hayri cikaracak olan Baki olan Allahdir.

Necm 42. ayet.

39.ayet Ve insan için ancak yaptiklari vardir Zulmeden zulmuyle

hayir işleyende hayriyledir.kainatin iki degişmez yasasi hayir ve şer:

aydinklik nur,ziya ve karanlik ve zulumet, tercihlerimiz varacagimiz

noktayi bildirir ve iman ve hayir zifiri karanlikdaki bir yildiz ve

aydinlik gibidir ve aklinda bir hayrin ve iyilgin dogmasi

gibidir.firavunun gercek oldugu ve yaşamiş oldugu belli yine ebu lehebin

gercek oldugu belli yine nemrut belli iken her devirde bir iyi ve birde

kötü varken sen ahirzamanda Mehdinin hayir cephesi ve Deccalinda

zulumet ve karanlik cephesi oldugunami inanamadin, ve Cernde aranilan

tanri parcagi idi ve Tanri parcasini bulduk diyorlar. hani Rabbimiz

Ademe yani maddeye ruhundan üflmişdiya işde onu bulmaya calişdilar ve

onu ariyorlar ve onu bulunca işde bulduklari tanri parcacigina müdahale

etmek, yani elmaya müdahale ettiler elma elmalikdan cikdi, şimdide

maddeye hükmetmek istiyorlar, ve tanri parcasini bulunca, ayni GDO lu

yiyecek yani nebatat gibi, bu seferde insanin hükmettigi bir madde ve

element olacak diye hesap ediyorlar, ve o zaman maddeye hükmederlerse

Tanri parcasina müdahale ederlerse ne olur,mizan bozulur, Rabbimiz

buyuruyorki :ona ruhumdan üfledim. yani ona can verdim demek, ve onlar

her maddenin canina müdahele etmeye calişiyorlarki, öldürende diriltende

Allah iken,

Deccalin ölüyü diriltme istegi baki kalan olmak isteginden

dolayi,---------necm 42-43-44. Ayetine karşi gelmek oluyor buda. ve

böyle bir müdahalenin necm suresinde gecmsi demek bunun bütün kainati

bozacagi yani yildizlari bozacagina delildir.


Necm 58 yani o kaşiflerin keşfettigi varya onunda sonunda yine

bakiyesi olan ondan geri kalan Allahdir. daha dogrusu onunlada yine vara

vara Allaha varirisiniz. Allahin yasasi budur cünkü.işde Tanri

parcacigi dediklerinin keşfedilceginin delili olan ayet budur.


ve Bu ayetin ebcedi 755+571-51-53Necm suresi-58.ayet=1166 ve bu

senede Radyasyon, ışınım, yani alfa beta gama ışıma ilkdefa

bulunmuşdur,daha o senelerde bulanan radyasyon ışımasi bugün atom alti

parcaciklarin yaydigi enerji diye adlandiriliyor. ve necm suresinin

sonunda şira yildizindan bahsediliyor ve deniyorki o sizin tanri

parcacigi zannettiginiz radyasyon işimasinin kaynagi olan şira

yildizinin rabbide Allahdir buyruluyor


yani şira yildizi kainatta radyasyon dalgasi yayan bir yildizdir.

ve radyasyon haberleşmesi ile kainatin diger ucuna haber gönderir.Sizden

öcekilerin bazilarinida o şira yildizi ile helak ettik buyuruyor

Rabbimiz, yani radyasyon ile yani . Amon ve ra denilen firavunlar ve yin

ad kavmi semud kavmi lut kavmi.


Ve gecen haftaki vaazimiza birisi şöyle itiraz etdi:


Adamin Birisi: Allah katında ( indinde ) zaman olduğuna dair delil ;

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِٱلْعَذَابِ وَلَن يُخْلِفَ ٱللَّهُ وَعْدَهُۥ ۚ وَإِنَّ يَوْمًا عِندَ رَبِّكَ كَأَلْفِ سَنَةٍ مِّمَّا تَعُدُّونَ

Ve yesta’cilûneke bil azâbi ve len yuhlifallâhu va’deh(va’dehu), ve inne yevmen inde rabbike ke elfi senetin mimmâ teuddûn(teuddûne).

Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.

Hac Suresi 47. Ayet

......... tabi bizim kullandığımız zamanla eşit olmadığıda malum . Allah

zamanlada bişeyler yapıyor , fakat zamana muhtaç değil elbette ,

Allah ın zamanı kullanarakta iş yaptığına dair ayetler mevcuttur .

fakat o zamana muhtaç değldir , öyle ister öyle yapar .


Cevabimiz:o ayri mana tasir güzel

arkadasim mesela merkür kücücük amma Bir Merkür günü, 58 Dünya gününe

eşittir. Bir Merkür yılı ise, 88 Dünya günüdür,yine en büyük gezegen

satürnde 1 Saturn günü Dünya zamanı ile 10 saat 40 dakika, 1 Saturn

yılı ise 29,46 Dünya yılıdır. öyleyse senin zaman anlayişin neye göre

kardeşim senin benim gibi birinin icat ettigi bir saat denen aygita

göre biz hesap ediyoruz. zamana zaman demeyi kimden ögrendikki, Allah

katindaki zamana müdahale etmeye kalkiyoruz. cennet denen yer sanki

bir gezegenmiki onda güneş dogsun sabah olsun akşam olsun cennette

sabah akşam diye bir hadis duydunmu ne zamani hangi zaman o zaman.yine

deccal cikinca bir gün bir sene gibi olcak diyor peygamber . ne demek

o zaman kardeşim, yani dünya yavaşlarda dönmeyiverirse senin zaman

algin iflas eder.nitekim kutuplardaki zamani duymadinmi sen , ve

deccal bunu yapacak demekki zaman duracak yada yavaşliyacak, o zaman,

zaman dedigin şey ne kardeşim dakika saniye saatmi, zaman ne ?


yine 1 Venüs yılı 224 Dünya günü; 1 Venüs günü ise 243 Dünya

günüdür.yani güneşe yakin olanin bir günü daha uzun amma senesi kisa

yani kardeşim kabede tavafi düşün icden dönen cabuk döner dişdan dönen

uzun sürede döner amma asil mesele icerdeki kimsenin kabeyi tavaaf

etmesi ile dişdaki dönenin sevabi farklimi sanki sen icden döndün diye

100 sevap öbürü dişardan döndü diye bin sevapmi var yooook öyle

bişey, yok o zaman, sen namaz kilarken hatim ettin diye cokmu sevap

aldin diyecez, evet her harf sevapdir amma sen uzattikca uzatirsan

ayni bir inegin veya bir annenin cocugu bir gecede hamile kalip

dogurmasi gibi olur bir gecede doguran anne olur. amma Allah yasa

koymuş insan için 9 ay on gün sen yani dogacak cocuk bunu erken

bitirdi diye, ona cikamazsin demezler , erken tamamladinsa gelişimini

erken dogarsin, amma acele edip bir gecede kurani okursan elbet erken

dogum olur. amma peygamberlik bile 23 sende tamlandi, bir sürec var

tekamül süreci ve Allah için zamana uyma sorumlulugu yokdur. yani

Allah insani yaratti ve onun dünyasina bir güne 24 saat koydu diye,

Allah bu 24 saate uydurulmak zorunda degildir. yani insana ekmek yemeyi

uygun gördü diye, Allahda ekmek yemek zorundami bir tefekkür et güzel

kardeşim. Allah insana zaman koydu diye zamana uymak zorundami sen ben

anliyalim diye söylenmiş olan bir kelamdir o .

Adamin Birisi:meryem - 62 - Orada boş söz işitilmez, sadece “selâm.” Ve orada, onların sabah ve akşam rızıkları vardır.

........... cennete zamanmı var demişsin , kuranı iyi araştır .

Allah zaman uymak zorundadır diye nerde dedim ?

Allah zamanıda kullanır isterse dedim hem ayetlerde Allah ın zamanıda

kullnarak iş yaptığınada dair deliller vardır , bu onun zaman muhtaç

olduğu anlamına gelmez . istediğini istediği gibi yapar , zamanlada

isterse iş yapar , ayeti verdim başka ayetlerde vardır , ben kellemden

uydurduğum bir Allah a inanacak olsam islam dininde işim ney ? ayette

yazanlar ortada .

verdiğim ayettede zaten onun indindeki zamanın bizimkiyle aynı olmadığı ortada . bizim 1000 senemiz onun indinde 1 gün gibidir .


Cevabimiz:bize türkce mealden cevap

verme bukreten ve aşiyyâ nin neresi sabah ve aksam oluyor be adam

,akşam ne demek bir mealci sabah akşam dedi diye onun manasini sabah

akşam diye inanirsin, arapcada ac bak akşam ne demek, sabah demek

zaten bizdeki gibi sabah, sabah namazi için kulaninca fecr demek sabah

demek, hani nerde sabah ve akşam bir söyle Allah aşkina, ezberden

konuşma kardeşim ezberden konuşma aşiyya yida: işa demek yatsi namazi

demek ordan almiş uydurmuş meal vermiş, yatsi ile ne mana burdaki

ayetin. sabah ve yatsilarimi yemek ve rizik varmiş cennette. ha, ha,

ha, sanki vardiyali işcileerin yemek molasi gibi ha ,....

Adamin Birisi:4 :57 -

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّٰتٍ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًا ۖ لَّهُمْ فِيهَآ أَزْوَٰجٌ مُّطَهَّرَةٌ ۖ وَنُدْخِلُهُمْ ظِلًّا ظَلِيلًا

Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti senudhıluhum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun ve nudhıluhum zıllen zalîlâ(zalîlen).

İman edip salih ameller işleyenleri ise, içinden ırmaklar akan, içlerinde ebedî kalacakları cennetlere koyacağız. Onlara orada tertemiz eşler vardır. Onları, koyu gölgeler altında bulunduracağız.

Nisâ Suresi 57. Ayet

gölge nerde olur ? güneşin olduğu yerde olmazmı ?

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّ أَصْحَٰبَ ٱلْجَنَّةِ ٱلْيَوْمَ فِى شُغُلٍ فَٰكِهُونَ  مْ وَأَزْوَٰجُهُمْ فِى ظِلَٰلٍ عَلَى ٱلْأَرَآئِكِ مُتَّكِـُٔونَ

İnne ashâbel cennetil yevme fî şugulin fâkihûn(fâkihûne). Hum ve ezvâcuhum fî zılâlin alel erâiki muttekiûn(muttekiûne).

Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler. Kendileri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır.

Yâsîn 55 ve 56 . Ayet

.......... gölgelerde diyor , güneş gölgeye delil değilmi ayete göre .

Cevabimiz:eger cennette güneş olcaksa o

zaman bunaltici sicak olcak ve ondan dolayida gölgede oturcaklar

demek olur,hic cennette bunaltici sicak olurmu ora nere salah yurdu,bu

ne densiz bir ayet mealiki cennette sicak bunaltsinda gölgeye

cekilelim yine ahmakca bir meal daha..


sen herhalde yukarda yazdigimizi iyi anlamadin kardeşim. tevhid inancina

göre !!!!!"Allah zamandan ve Mekandan Münezzehtir"!!! senin inancin

ne, önce sen onu söylede bize, biz bilelim senin derdin üzüm yemekmi

bagciyi dövmekmi.

dedikki deccal bir günü bin gün gibi edecekmiş yani zamana müdahele

edecekmiş. ve eger kafir bir deccal zamana müdahele edebilcekse, o zaman

Allah katindaki zamanada müdahele eder, zaman cünkü ayni yasalara

tabidir. ve hal böyle olunca, zaten onun gayesi Allahi öldürüp kendi

tanriligini ilan etmek degilmi? ve zamana müdahele edebiliyorsa, ve

rabbimizin katinda zaman varsa, rabbimiz zamana mecbur demek olur, senin

dedigin manada. ve böylece kafir zamanin başina gider ve Allahi

öldürür ve tanriligini ilan eder demek olur. CERN Deki deney parcacik

carpişmasini niye yapiyorlar sanirsin a benim saf kardeşim işde bunun

için yapiyorlar zamanin başina varmak için oraya varinca Tanrinin

ruhumndan üfledim dedigi parcayi bulunca onu oyuncak gibi oynayip

müdahale etmek için ve dünyayi durdurcak, o kafir, cern dekininde başi

olan deccal, ve eger Tanri parcasi o kadar kücükse ve onu bulsa

keşfetse o parcaciga yani Allaha müdahele etmeye kalkacak yani, eger

senin inancin dogru ise hani Allahin gücü nerde o zaman, yok bizimki

dogru ise, o zaman


Allah zamani yaratmiş fakat Allah zamandan ve mekandan münezzehtir.

Rabbimizin öyle bir günü bin sene falan gibi bir zaman dilimine ihtiyaci

ve mecburiyeti yokdur anladinmi güzel kardeşim.


----


Senin dogmanin bir sebebi vardir baban annen, bir gayesi vardir,

rabbim ne için seni yaratti, bir senin yiyecegin lokma vardir ,ve yine

bir icegin su vardir, ve yine birine zarar vermen geklidir, yahut

birine fayda vermen gerekmekdedir, yine senin falanci memlekette

dogman gerekir, bir köy uzakata olamaz, yine senin falanci senede

dogman getekir, yani kardeşim bir senin yaratilmandan dolayi binlerce

sebeb halketmiş yaradan sen kuranin ayetlerini öyle hemen her yerde

yazan bir elmali meali icinmi yazildigni zannedersin, yahut sadece

senin anladiklarinmi zannedersin, onun her ayeti ve her harfinin

binlerce manasi, binlerce baglantisi, binlerce gayesi, ve bütün

kuranlada bir baglantisi ve her insa ayri ayri bakan pencereleri ve

alakasi vardir,hatta yine kuranda diger kitaplarin yer aldığı gibi,

diger kitpalarla baglantisi, yine her peygambere atfen bir manasi

vardir.


biz bizzat hayaata gördükkü katik bulamayip sadece ekmegi ekmege katik

edenler ve yine sofrasinda onlarca tabak ceşitli yemek olanlari. senin

Maneviyat sofran garipse herkeside kendin gibi garip sofrasinda

oturuyor sanma. nice maneviyat zenginleri evliyalar asfiylar vardi, ve

dahada var bu dünyada, sanma kuran bir senin anladigin gibi, bizimde

hakli taraflarimiz vardir elbet herkesin kalbi ne aliyorsa o kadarina

malikdir sadece.


O kadar cok bilgili isen sen yaz ve anlat biz gelip seni dinliyelim.

yalniz bana falanci filanci ayet yazacaksan, bu kuran 1400 küsür senedir

var, ben onlari gerekince okuyorum zaten. Kuran bütün bir ekmek

gibidir, onu yiyecek olan dilecek sonra, lokma lokma edecek, sonra

cigniyecek, sonra midede eritecek. yani ekmegi bütün yiyemezsin, bir

kilo ekmek agzina sigmaz. kuranda herşey varsa herşeyin bütün olanlari

vardir, onlari sen ancak kalbine girdigi kadari ile anliyabilirsin.

vaazimiz ismide dikkat edeersen zaten teffekür akil yürütme sen daha

vaazi baştan kaybetmiş okumamişsin.


şi-RA demekde firavunlarin tanri RA dedikleri yildiz Ra yildizi şiRA


yani masonlarin şeytanin yildizi dedikleri ve o yaptiklari piramit şekli veya iki ters ücgen

   

o yüzden kafir ve şeytan ayni sistemi kullanir, şeytan dört kitabi


tersinden okur ve ayetlerin ziddi olanla hükmetmege ve kadirmaya

calişir, ayni ücgenlerin ters duruşu gibi hayrin tersi olan ona karşi

gelen şeyi bulur.


kafirlerde fizik ve kimya ile bir işin bir olayin yani,ona karşi gelen


frekansin kehrwertini alinca ziddini bulurlar. kehrwert demek


matematikdeki ters değer yani 1/2 demek 2 nin tersi demekdir.


Adamin Birisi:'' onun ile '' helak etti hani nerde ?


yada onun ile senide helak edeceğiz hani nerde , ben size kaç kez

söylüyorum yorum yaparak ayete ekleme ekleyip , kafadan sallayarak

dini inanç oluşturulmaz , tefekkür edilmez diyorum anlamıyorsunuz ,

bir tek kelime eklemesi bile ayette anlam değiştirir , eklemesiz ve

tevil etmeden tefekkür etmek gerekir ve zanlarımızı gerçek gibi

anlatmamak gerekiyor , zanları gerçek gibi anlattıkça dini inanç

batıla kayar , zan gerçeği yansıtmaz , zanlar birikir birikir

hurafeler alır başını gider , bazı ayetlere , en doğrusunu Allah bilir

demek daha makbul duruyor . yoksa tevil edip zan ile sallamanın

sınırı yok .


Cevabimiz:EHLEKEDEKi KE NE DEMEK SEN

DEMEK DEGILDE NE.SEN BIR KERE ARAPCA FALAN BILIYORMUSUN BE ADAM "KE"

NEDEMEK ARAPCA NE ZAMIRI "SEN" ZAMIRI VE HELEKE DEYINCE NE OLUR SENI

HELAK EDECEGIZ olur


ve helak fili kural dışı fiildir heleke nin sonda ke oldugundan müzekker

ikinci şahisda yani sen zamiri gelince ke gelince ke nin birisi sakit

olur sen hic helekke diye duydunmu helekke olmaz heleke ve ayette

gecen ehleke demekde biz seni helak edecegiz demek olur .

   

ve adenül üla demek senin dedidigin gibi evvelkilerden ad (kavmine) oldugu gibi demekdir bunun anlamaycak ne var.

hem neden bu şira yildizindan sonra söylenmiş, yani şeytanida

yaratan Allahdir. ve onunda sonunun helak ve cehennem olduguna

işarettir bu yani şi-RA. her harfin bir manasi vardir o harf nerelerde

geciyor ise onunla alakasi vardir ve şira derken icinde ş olmasi onun

şeytan ile bir alakasi olduguna işarettir. bütün dillerde ş hangi

kelimelerde geciyor ise ş harfinin bütün varsayimlari demekdir.

Allahin, ş harfinden yarattiklaridir. ve biri isimde ş gecmesi yine

onun mesala şimşek ile baglantisi yine almanca şilange demek yilan

demek ve nitekim cennette yilan şeklindeki ridvani kandirmasi sonucu

iceri girdi ve yine yilanla baglantisi olduguna alamettir ve yine şiRA

yildizinin da üstünde RAşid ismi celalde gecen En son yildizdan yani

ESSABUR yildizindan önceki RA yildizi vardir yani Raşidiynel mehdiyyun

denilen dört halifenin ve mehdinin makamlarinin oldugu irşad

makaminin yildizi yani ögretmen ve ögretmenler yildizi.


ve ayette gecen " ve ennehu ehleke adenul üla" ayeti demek olurki

daha önceki ayette gecen şiraya atfendir ve daha önce ad ve semudu

helak ettigimiz gibi ey şira (şeytan ve kafir deccal ve illumunati

ciler sizide) helak edecegiz manasini icerir. ve eger şira şeytanin

yildizi ise, ve illimunati ona şeytan yildizi diye tapiyorsa, ve buna

firavunlar ra tanrisi diyorsa, ve Allahda kuranda şi-Ra diyorsa, ve

sonraki ayettede gecen seni helak edecegiz demek , şira yildizinin yani

şeytan ve hizbinin helak edilcegi manasini tamamlamiş olur anladinmi.

ve bizim yazdimigimiz o cerndekinin başini helak edecegiz demekde:

deccallik yapan dünyayi hem kariştirip, hemde gözetleyen, tek göz

simgeli masonlar ve illuminati örgütünün daccalin tek gözü oldugu

anlaşilmiş olur. ve onun bir kez daha helak edilmesi, yine firavun

gibi deccalinda, helak edilcegi manasini anlatmiş olur. isteyen bnu

ayetin ebcdini hesap etsin, ne zamana karşi geldiginide bulsun amma

formülünü bilirse.


ve sonuc olarak şeytan dumansiz ateş, ve bir neviside, yani

tabiatinin bir parcasida, radyasyon demek. işde hiroşimada ve

nagasakide binlerce insani ateşsiz dumansz helak eden bir şey, yani

işin ve radyasyon ve şeytanin ana maddesi. ve davud oglu süleyman onu

elinde oynayabiliyordu ve ona hizmetli verlimişdi, bu da demek olur:

isterseniz radyasyonuda hizmetinizde kullanabilirsiniz yani atom

reaktörü ve yine röntgen alfa beta gama işinlari gibi. birkez birisi

yaptiysa sende yapabilirsin davud ogluna hizmetci olduysa bilirisen

sanada hizmet eder amma dikkat etmen şartiyla.Yine mehdide davudoglu

gibi olcak denmesi onada hizmet edecek dmekdir ve peygember zamaninda

röntgen ve atom reaktör yokdu zamanimizda yani mehdi zamaninda

radyasyonda mehdiye, hz süleymana yaptigi hizmetin bir başka ceşidi ile

hizmet etmekde.yine şeytan işde alfa beta gama işnlari ile senden hemen

haber alir, dünyanin öbür ucundada olsan. o. sen bir hayir amel

işlesen gelir sana düşman olur. cünkü o, radyasyon haberleşme sistemi

kullanir. ayni radar sistemi gibi gönderir dalgayi ve sen nerdesin

bulur cikarir.


Adezyon ve kohezyon nedir,

Adezyon ve kohezyon kuvvetleri hakkında bilgi kısaca,
Adezyon: İki farklı maddenin birbirine yapışacak kadar olan çekme kuvvetine adezyon denir. Adezyon yapışma anlamına gelmektedir.
Yağmur damlalarının camımıza yapışması, duştan çıktığımızda vücudumuzda
su damlalarının kalması, bir gölün üzerindeki yaprağın hareket ederken
su ile birlikte hareket etmesi, suyu da beraberinde götürmesi
adezyonun günlük hayatımızdaki örnekleridir.

-Yağmur damlalarının araba camlarına yapışması rüzgarla bile çok yavaş hareket etmeleri,

-Duştan çıktığımızda su damlalarının vücudumuzdan hemen akıp gitmemesi, vücudumuza yapışması,

-Bir göl üzerindeki yaprağın hareketinde suyu da beraberinde hareket ettirmesi,

-Bir bardağın içine konulan su ile girdiği etkileşimler ve aralarındaki kuvvetler adezyona örnektir.

Adezyon kuvveti günlük hayatımıza yapıştırıcıları kazandırmıştır.

Adezyondaki kuvvetlerden yola çıkılarak yapıştırıcılar üretilmektedir.

Kohezyon: Kohezyon da maddelerin birbirlerine

uyguladıkları kuvvetlerdendir ancak aynı cins moleküllerin çekimleri

ile oluşur. Kohezyon kelimesi Latince kökenlidir ve bir arada olma

anlamına gelen cohaerere kelimesinden türemiştir. Gazlarda ihmal

edilebilecek kadar küçük olan kohezyon kuvveti, sıvı ve katı maddeler

arasındaki negatif ve pozitif yüklerin birbirini çekmesiyle oluşur.

Bağlar çok kısa sürede bozulur, saniyenin trilyonda biri kadar devam

edebilir. Ancak sürekli olarak diğer moleküller arasında bir kohezyon

kuvveti oluşur ve bu şekilde madde bir arada kalır. Sıvıların

yüzeyinde görülen gerilim, kohezyondan oluşmaktadır.Caya şeker

kattigimizda cayin şekerle karişip şekerli cay olmasi bu kurla uydugunu

gösterir.halbuki şeker ayridir cay suyu ayri amma sanki biribinre

karişmiş gibi dururlar.

Bitkilere Etkisi

Bitkilerde suyun birbirine ters yönde taşınması hidrojen bağları

arasındaki kohezyon kuvvetleriyle mümkün olur. Yer çekimine karşı odun

borularından hareket eden su, adezyon ve kohezyon kuvvetleri sayesinde

tutunur ve yukarı kadar taşınabilir.

<<<<<<<<<>><><>

yani muhammed mustafa nin hücrelerini oluşturan ilk maddeler halime annemizin sütünden oldu, yani ilk Adezyon

Peygamberimizin dogduktan sonraki halime annemizin sütünü emince olan

hücreleri, halime annemizin süt moleküllerinden meydan gelmiş olur. ve

fakat halime annemiz onun asli annesi degil. ayni adezyon kurali

gibi. yine, bedeninin parcasi olan hücreler onun sütünün

moleküllerinden oluşmuş olmasi yine khoezyon

kurali geregi güneş sistemimizde bu yasanin gecerli olma sebebi

güneşimiz iki cihanin güneşi Muhammed mustafanin halime annemizin

sütünü emmiş olmasi, yani kisaca ne ondan bir parca, yani Halime

gercek annesi degil amma ne ondan ayri nede ondan gayri.


sen bana o zaman imanin maddesini göster. yine günah nedir

maddesini göster. ben zina yapinca ne olcak maddesi ne. nerde? hani

bir ispat et. sevap işleyince hani maddesi nerde, hepimiz sevap

yapinca cennete hak kazandigimizi zan etmiyozmu ,hani cennet nerde ?

sadece var diye zan etmiyozmu, sen gördünmü cenneti cehennemi, bunlar

zan degilde ne. kuranda yaziyor diyeceksin yazsin, sen maddi delil

istiyorsun bende senden istiyorum, bana cennete delil getir o zaman,

hani cennet nerde? , yahut ben yalan söylesem ne olur, söylemesem ne

olur, bunun maddi buyutu hani nerde, yalan söylersem günah diyoruz,

hani günah ne o zaman bir söyle bana, bu dinin yarisindan fazlasinda

zann etmek yokmu, ona kalirsan muhammed ümmi biriydi ona kitap altin

kaptami indi, biz onun peygamber olduguna, ve onun bu kuran dedigi

sözlerine, kuran diye iman ediyoz. delili nerde, işde öyle oldugunu

zannetmek degilde ne, varmi altin kapta kitap, allahi gözünle

gördünmü? iman ve ihsan o degilmi Allah görüyor gibi zannedip öyle

hareket emek degilmi.benim vaazlarim zanmiş haaa ahmak .


ayetlerle bizim sözlerimizi ayirt edemeycek kadar aklin yoksa ya

sen daha cocuksun yada deli manyak bişeysin biz vaazimiza ayetlerle

başlariz ve onu tevil ederiz o zaman, sen tefsirde okuma, tefsir demek

o tefsir eden adamin, kurandan anladigi ve zannettikleri degilde ne,

bunu bugün ilahiyatta ve imamhatipte ders diye ögretmiyorlarmi? tefsir

ne Allah aşkina, tefsir edenin o ayetten anladigi demek degilmi

zannetikleri demek degilmi , onunki bununki olurda biz deyincemi

olmadi münkir herif. mustafa islamoglu deyince, elmali hamdi deyince,

fetullah deyince oluyorda, Rabbimin Raşit Kuluda, bende böyle anladim

deyincemi olmadi?

Adamin Birisi:kim

olursa olsun farketmez kişisel yorumlar inanç kaidesi değildir zaten ,

eğerki tefsirdede kişisel yorumlar varsa buda inanç kaidesi olmaz

zaten , ben sana hayal kurma demiyorum fakat kurduğun hayal gerçek

olacak diye bir kaide yok , yani insanlar sana inanmak zorunda değil ,

bide kurana inanıyorsan eğer kurana kelime eklemeden , yorumlarını

gerçekmiş gibi saymadan tefekkür etmen gerekir , bu söylediğin bişeye

karşı çıkan birisi olursada hoş karşılaman gerekiyor çünkü bu

anlattıkların islam kuralı değil , sen ise karşı çıkılınca hoş

karşılamıyorsun , çünkü kendini gerçekmiş gibi kaptırmışsın bunlara ,

bunların bilimsel bir dayanağı bile yok çoğunun . kurani dayanağı bile

yok , apaçık yazmıyor bunların çoğu . zanlarımızı kesin gerçek gibi

kabul edemeyiz .

6:116 - Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan

saptırırlar. Çünkü onlar sadece "zann"a uyarlar ve saçmalarlar.

10:36 - Onların birçoğu zandan başka bir şeye uymaz. Zan ise haktan hiç

bir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz ki, Allah onların ne yaptıklarını

bilir

49:12 - Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir

kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini

arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten

hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz

Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.


Cevabimiz:Müsned-i Ahmed, Ebu Davud,

Tirmizi ve İbn Mace tarafından da şu hadis, sahih isnadlarla rivayet

edilmiştir: "Peygamber (s.a), Hz. Muaz b. Cebel'i Yemen'e vali olarak

gönderirken ona şöyle sormuştur: "Ey Muaz! Neye göre hüküm

vereceksin?" Muaz: "Allah'ın Kitabı'na göre" diye cevapladı. Hz.

Peygamber (s.a) "Allah'ın Kitabı'nda herhangi bir konuda hüküm

bulamazsan neye müracat edeceksin?" diye sordu. Muaz: "Allah'ın

Rasulü'nün Sünneti'ne müracaat ederim" dedi. Hz. Peygamber (s.a): "Onda

da bulamazsan?" diye sordu. Muaz: "O zaman ben kendim içtihad ederim,"

dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.) onun göğsüne elini koyarak:

"Peygamber'in temsilcisine Peygamber'in sevdiği yolu benimseten

Allah'a hamd olsun," diye buyurdu.


Adezyon ve kohezyon nedir,


kuranda bir bir bul bana yaz nerde geciyormuş ve kuranda aradik biz

bulamadik, yok denmez amma biz bilemedik ve peygambere bakdik,

peygamberde var. buna sünnetde bulmak denmezde ne denir ?...... halime

annemiz örnegi ve sonunda da ictihad edip bu böyledir dedik ve

müctehid olduk, Hz. Muaz b. Cebel'i müctehid kabul eden Muhammed Bizi

kabul etmiyecekmi sanirsin .


Adamin Birisi:herkes

senin dediğini söyler ozaman , ben ictihat ettim der , doğruyum der ,

diğeride farklı ictihat ettim doğruyum der , her ictihad eden doğru

olacaksa ve her ettikleri ictihadı herkes kabul edecekse , bin çeşit

din ortaya çıkar , senin ettiğin ictihada insanlar din diye inanmak

zorundamı ?


yok sütünü emmişte hz muhamed şöyleymişte , bir sürü insan süt

annesinden süt emiyor ne alaka yani ? güneşle ne alakası var , diğer süt

emen insanları niye katmıyonda hz muhammedi katıyon ? sallamayı sen

ictihat kabul ediyorsan senin sorunun . zanları sen gerçek diye kabul

ediyorsan senin sorunun . bizim böyle şeylere inanma zorunluluğumuz yok

, senin sözde ictihadına inanma zorunluluğumuz olduğunu kim söylüyor ?

sen kimsin ? söylediklerinin bir çoğu bilimsel bile değil hem , teori

başka şey kesin kanıtlı olan bilimsel bulgular başka şey .

Cevabimiz:

Bir hadis-i şerif meali:

(Müctehid, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse iki sevap alır.)

[Buhari]


Sevap olan bir şey için hata tabirini kullanmak caiz değildir. Böyle farklı ictihadlar da Allahü teâlânın bir rahmetidir.

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Ümmetimin [âlimlerin] ihtilafı [farklı ictihadları] rahmettir.)

[Beyheki, Deylemi, İ.Münavi, İ. Nasr]


Rabbim münkirlerin şerrinden ve inkarindan, Sevenlerimi

sevdiklerimi, mümin kularini, mehdi ve cemaatini muhafza buyursun. Amiyn

elfatiha maassalavat

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 17.06.2014 Sali

Original Kar©glan






Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)