04-28-2023, 09:48 AM
(This post was last modified: 04-28-2023, 11:22 AM by RasitTunca.)
Alimin Yanında Eline Diline Beline Sahip Ol Ofsayt a Düşme
(Dilini ve fercini [ırzını, namusunu] koruyan Müslümana Cenneti söz veriyorum.) [Buhari]
(Arefe günü eline, diline, gözüne ve kulağına sahip olanın günahları affolur.) [Hatib]
(İnsanlar dilinden ve elinden salim olmadıkça [kâmil] mümin olamazsın.) [Askerî]
(Hasetçinin hasedi eline ve diline çıkmadıkça zarar vermez.) [Ebu Nuaym]
(Eli ihsanlı, dili dürüst, kalbi temiz, boğazına ve fercine [namusuna] sahip olan ilimde rasih olur.) [Taberani]
(Allahü teâlâ bana şöyle vahyetti: Benim mescitlerime ancak, selim kalble, sadık dil ile, temiz el ile, temiz ferclerle girsinler.)[Hâkim]
(Şu altı şeye söz verin, ben de size Cennete gireceğinize söz vereyim:
1- Dilinize sahip olun [elfaz-ı küfür, yalan, gıybet, lanet, malayani gibi.]
2- Sözünüzden dönmeyin.
3- Emanete hıyanet etmeyin.
4- Gözünüze sahip olun. [Harama bakmayın]
5- Elinize sahip olun. [Haram işlemeyin, haram tutmayın]
6- Fercinize hakim olun.) [Hâkim]
imamdan önce davranan, yada imamın önüne geçmeye kalkan, Eşekoğlu Eşektir
Bunun minvalleri çoktur
Kocasının önüne geçen, kadın yani Kocası varken, sözde amelde Kocasının önüne geçip, Reis gibi davranan, veya Kocasını beyenmeyen,
Ustasından öğrendıkleri ile ustasına hava atan,
Fakirken zengın gibi davranan,
"ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider sıçmaya"
Camiye gidip imam varken müeezin varken imamlık taslayan,
Bilmediği halde bilgiçlik taslayan,
"Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler"
.....
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edilen hadis-i şeriflerinde Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuşlardır ki:
“Sizden biriniz, imamdan önce başını (rükû veya secdeden) kaldırdığı zaman, başını Allah Teâlâ’nın merkep başına veya suretini merkep suretine çevirmesinden korkmuyor mu?”
(Buhârî, Sahih, Ezân, 53; Müslim, Sahih, Salât, 114-116. Ayrıca bkz. Tirmizî, Sünen, Cum’a, 56; Ebû Dâvûd, Sünen, Salât, 75; Nesâî, Sünen, İmâmet, 38; İbni Mâce, Sünen, İkâme, 41)
Hz. İsa ile Hz. Mehdi’nin aynı zamanda yaşayacaklarına dair sahih hadis rivayetleri vardır. Hz. İsa samimi Hristiyanları, Hz. Mehdi ise Müslümanları temsil eder. Örneğin, “Namazda Hz. İsa’nın Müslümanların emirine (Hz. Mehdi’ye) tabi olması” Hristiyanların Müslümanlarla Kur’an’ın hakikatlerinde ittifak edeceklerine ve Hristiyanların Müslümanlara tabi olacaklarına işaret eder.
Hz. İsa’nın gökten ineceği ve Hz. Mehdi'nin arkasında namaz kılacağı hususu, İslam ümmeti arasında mütevatir bir hakikattir.
(İbn Hacer, Fethu’l-Bari,6/493-494)
Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz:
“Meryem oğlu İsa’nın Müslümanların yanına ineceği ve namazda müminlerin imamına Hz. Mehdi’ye uyup namaz kılacağı” nı ifade edilmiştir.
(Buhari, Enbiya, 49; Müslim, İman, 244, 245, 246)
Mehdinin zamanında imam (Yönetici ve Başkan) Mehdi'dir onun önüne geçmeye kalkanlar, veya ondan önce davrananlar, işte yukardaki hadisde bildirildiği üzre isa Ruhullah gibi peygamber bile olsan, O'na (Hz. Mehdi'ye) tabi olcaksın. Yani O'na uymayan, O'na tabi olmayan, O varken, haala ben bilmişlik taslayan, Eşekoğlu Eşektir. sebeb:
Hadisde buyruldu ki
“Sizden biriniz, imamdan önce başını (rükû veya secdeden) kaldırdığı zaman, başını Allah Teâlâ’nın merkep başına veya suretini merkep suretine çevirmesinden korkmuyor mu?”
(Buhârî, Sahih, Ezân, 53; Müslim, Sahih, Salât, 114-116. Ayrıca bkz. Tirmizî, Sünen, Cum’a, 56; Ebû Dâvûd, Sünen, Salât, 75; Nesâî, Sünen, İmâmet, 38; İbni Mâce, Sünen, İkâme, 41)
Nebi (s.a.v.) şunu buyurmak istemiş olur: Ben artık yaşlandım. Yani hızlı eğilip kalkmam veya artık şişmanladım. Hızlı eğilip kalkmam. Namaz kıldırdığımda acele etmeyiniz. Benden önce rüku' etmeyiniz. Ben rüku' edince siz o zaman rüku' ediniz. Ben rüku'dan başımı kaldırmadıkça siz başınızı kaldırmayın. Keza ben secde edince siz de secde ediniz. Sakın benden önce rüku' edene veya benden evvel secde edene rastlamıyayım.
iftitah Tekbiri : Namaza Başlangıç Tekbiri
Teharrum (Hücum) Tekbiri : Ruku ve secdelerden önce alınan tekbirlerdir
Dünyanın Güneş etrafında dönmesi ile, mevsimler meydana gelir, Kendi etrafında dönmesi ile de, gece ve gündüz meydana gelir.
Bu dönmeleri Sağdan soladır, ve bu sayede biz güneşi, doğudan doğarken, batıdan da batarken görürüz. Yaz Mevsiminde Gündüzler uzun, geceler kısa olma sebebi, Dünya Güneşe yakın olduğu için, dünyamıza vuran güneş ışığı açısı, yani gündüz açısı çok geniştir, kış mevsmnde ise, geceler uzun, gündüzler ise kısa olma sebebi, dünyamız güneşmizden uzaklaştığı için, aydınlanan kısımın açısı, karanlıkta kalan kısmın açısından dah küçüktür, o yüzden gece dah uzundur.
işte bu dönme hızı, güneşe yaklaşaması ve uzaklaşması ile de alakalıdır. ve öyle olunca dünyamız döndükçe, dönme hızına göre, her iki saniyede bir, bir yerde güneş batmakta, bir yerde de doğmakta. Bu sebeble ilk vakitte okunan ezanlar ile her iki saniyede bir Ezan başalngıç kelmesi olan tekbir "Allahüekber" Lafzı paradoks halini almaktadır. ve yine teharrum tekbrleride aynı şekilde ve öyle olunca sanki hiç kesilmiden uzaya allahukber sinyali frekans yayılmakta devamlı olraktan " Allahüekber" denlmekte ve paradoks. amma bu iftitah tekbirleri, İmam iftitah veya taharrum tekbirini alarak namaza başladıktan sonra cemaatın taharrum tekbirini alması gerekir. eğer ondan önce veya sonra olursa bu frekans işte sadece bir gürültü olur "abcşldlkzflksdflsdlgds.." gibi bir şekil alır. halbuk o hurmahurma ve mahurmahur dediğimiz paradoks makalemizdek gibi düzgün şekilde tekbir halindedir, o yüzden, Allah'ın bu kanunu çiğneyen edebsizler eşşek suretine çarpılır ve ahretteki hali Eşekoğlu Eşektir.
Turşuyu Kim Satacak
Geçim derdi bu ya ! Hoca da sıkıntıya düşmüş. Turşu satıp geçimini temin etmek istemiş. Hanımının hazırladığı lahana turşusunu eşeğine yükleyip düşmüş yola... Mahalle aralarına girmiş. Sokak sokak dolaşıp satmaya başlamış. Onca gün geçmiş. Fakat bir gün olsun Hoca şöyle gönlünce "Turşu.." diye bağıramamış. Ağzını açtığı anda eşeği de ağzını açmış. Hoca´dan baskın çıkıp başlamış "aiii, aiiii..." diye anırmaya!.. Hoca bir türlü fırsat bulup da ağzını istediği gibi açamamış. Günlerden bir gün , Hoca yine turşu satmaya çıkmış. Bir sokağın başına gelip, "Turşu.." diye bağıracak olmuş. Ama eşek her zaman olduğu gibi yine ağzını açıp baslamış anırmaya. Hoca´nın sinirleri iyice gerilmiş. Bir "Lahavle!" çekip eşeğin kulağına eğilmiş.
"Hey uzun kulak !" demiş. "Turşuyu sen mi satacaksın, yoksa ben mi?"
Paradoks Nedir?
Bu konuyu deneyimledigim başımdan geçen fiziksel bir olay şu şekildedir :
Doğduğum memleket Afyon’un, Sandıklı ilçesinde, İmam Hatip Lisesi'nde okuyordum, 4. sınıf olabilirim Allahu alem. Sandıklı da Pazartesi günleri halk pazarı kurulur, ve ben okulun öğlen tatilinde, halk Pazarı'na gittim. pazarda hurma satan bir adama rastladım. Normal her pazarcı gibi, o günlerde sattığı malı yüksek sesle bağırarak tanıtmak, pazarcıların adetiydi.
Hurma satan adam, Hurma kelimesini çokça tekrar ettiği zaman Aynen şu şekilde
hurmahurmahurmahurmahurmahurmahurma…
Kelimenin başlangıcı, sonu ile birleşerek ten, yani ters tarafından ucu ile birleşerek
Mahurmahurmahurmahur…
şeklini alıyordu. ve işte böyle bir devinimin paradoks olduğunu çok sonra anladım.
Yani Fiziksel bir olayın veya, cümlenin, kelimenin ucu, veya Bir frekansın, başlangıcı ile sonunun birleşmesi sonucu, sonsuz bir devinim meydana geliyor, benim anladığım kadarıyla İşte buna Paradoks diyoruz.
Mehdi'nin Önünde Ceza Alanında Ofsayta Düşürülmek......
OFSAYT NEDiR
Ofsayt, FIFA Genel Sekreteri Urs Lins imzasıyla ülke federasyonlarına gönderilen 968 nolu sirkülere göre kafasının, vücudunun veya ayağının herhangi bir bölümünün rakibin kale çizgisine toptan ve sondan ikinci rakipten daha yakın olduğu anlamına gelmektedir. Topun ayaktan çıktığı anda top kaleye sondan ikinci rakipten daha yakınsa "Son adam" tabiri top için geçerli olur. Kollar bu tanıma katılmamıştır. Futbol baş, vücut ve ayaklarla oynanır. Eğer bunlar rakibin kale çizgisine yakınsa orada potansiyel bir avantaj vardır. Yalnızca kollar rakibin ilerisindeyse, kazanılacak bir avantaj yoktur şeklinde yapıldı.
Sadece ofsayt pozisyonunda bulunmak bir ihlal değildir.[1]
Oyuncu şu pozisyondayken ofsayttadır;
Karşı takımın kale çizgisine toptan ve sondan ikinci rakip oyuncudan daha yakın olduğu durum
Oyuncu şu pozisyonlarda ise ofsayt değildir;
Kendi yarı sahasındaysa,
Sondan ikinci rakip oyuncuyla aynı hizadaysa
Kale ile arasında oyuncu olmamasına rağmen topun arkasındaysa.
Ofsayt pozisyonunda olmasına rağmen, top rakip oyuncuların herhangi birinin müdahalesi sonucu kendisine gelirse
Ofsayta yakalanmış bir oyuncu.
Ofsayt pozisyonundaki bir oyuncu, topun takım arkadaşına dokunduğu veya takım arkadaşının topla oynadığı anda hakemin kanaatine göre:
Oyuna müdahale ederek,
Rakibe müdahale ederek,
Bulunduğu pozisyondan avantaj elde ederek aktif oyuna dâhil olursa ofsayt olarak cezalandırılır.
Şu şekillerde ofsayt olmaz:
Taç atışı
Köşe vuruşu
Kale vuruşu
Kural İhlali Nedeniyle Verilen Ceza
Hücum yapan takımın bir oyuncusu ofsayttaysa karşı takıma endirekt serbest vuruş verilir ve vuruş ofsaytın olduğu noktadan kullanılır.
(Dilini ve fercini [ırzını, namusunu] koruyan Müslümana Cenneti söz veriyorum.) [Buhari]
(Arefe günü eline, diline, gözüne ve kulağına sahip olanın günahları affolur.) [Hatib]
(İnsanlar dilinden ve elinden salim olmadıkça [kâmil] mümin olamazsın.) [Askerî]
(Hasetçinin hasedi eline ve diline çıkmadıkça zarar vermez.) [Ebu Nuaym]
(Eli ihsanlı, dili dürüst, kalbi temiz, boğazına ve fercine [namusuna] sahip olan ilimde rasih olur.) [Taberani]
(Allahü teâlâ bana şöyle vahyetti: Benim mescitlerime ancak, selim kalble, sadık dil ile, temiz el ile, temiz ferclerle girsinler.)[Hâkim]
(Şu altı şeye söz verin, ben de size Cennete gireceğinize söz vereyim:
1- Dilinize sahip olun [elfaz-ı küfür, yalan, gıybet, lanet, malayani gibi.]
2- Sözünüzden dönmeyin.
3- Emanete hıyanet etmeyin.
4- Gözünüze sahip olun. [Harama bakmayın]
5- Elinize sahip olun. [Haram işlemeyin, haram tutmayın]
6- Fercinize hakim olun.) [Hâkim]
imamdan önce davranan, yada imamın önüne geçmeye kalkan, Eşekoğlu Eşektir
Bunun minvalleri çoktur
Kocasının önüne geçen, kadın yani Kocası varken, sözde amelde Kocasının önüne geçip, Reis gibi davranan, veya Kocasını beyenmeyen,
Ustasından öğrendıkleri ile ustasına hava atan,
Fakirken zengın gibi davranan,
"ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider sıçmaya"
Camiye gidip imam varken müeezin varken imamlık taslayan,
Bilmediği halde bilgiçlik taslayan,
"Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler"
.....
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edilen hadis-i şeriflerinde Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuşlardır ki:
“Sizden biriniz, imamdan önce başını (rükû veya secdeden) kaldırdığı zaman, başını Allah Teâlâ’nın merkep başına veya suretini merkep suretine çevirmesinden korkmuyor mu?”
(Buhârî, Sahih, Ezân, 53; Müslim, Sahih, Salât, 114-116. Ayrıca bkz. Tirmizî, Sünen, Cum’a, 56; Ebû Dâvûd, Sünen, Salât, 75; Nesâî, Sünen, İmâmet, 38; İbni Mâce, Sünen, İkâme, 41)
Hz. İsa ile Hz. Mehdi’nin aynı zamanda yaşayacaklarına dair sahih hadis rivayetleri vardır. Hz. İsa samimi Hristiyanları, Hz. Mehdi ise Müslümanları temsil eder. Örneğin, “Namazda Hz. İsa’nın Müslümanların emirine (Hz. Mehdi’ye) tabi olması” Hristiyanların Müslümanlarla Kur’an’ın hakikatlerinde ittifak edeceklerine ve Hristiyanların Müslümanlara tabi olacaklarına işaret eder.
Hz. İsa’nın gökten ineceği ve Hz. Mehdi'nin arkasında namaz kılacağı hususu, İslam ümmeti arasında mütevatir bir hakikattir.
(İbn Hacer, Fethu’l-Bari,6/493-494)
Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz:
“Meryem oğlu İsa’nın Müslümanların yanına ineceği ve namazda müminlerin imamına Hz. Mehdi’ye uyup namaz kılacağı” nı ifade edilmiştir.
(Buhari, Enbiya, 49; Müslim, İman, 244, 245, 246)
Mehdinin zamanında imam (Yönetici ve Başkan) Mehdi'dir onun önüne geçmeye kalkanlar, veya ondan önce davrananlar, işte yukardaki hadisde bildirildiği üzre isa Ruhullah gibi peygamber bile olsan, O'na (Hz. Mehdi'ye) tabi olcaksın. Yani O'na uymayan, O'na tabi olmayan, O varken, haala ben bilmişlik taslayan, Eşekoğlu Eşektir. sebeb:
Hadisde buyruldu ki
“Sizden biriniz, imamdan önce başını (rükû veya secdeden) kaldırdığı zaman, başını Allah Teâlâ’nın merkep başına veya suretini merkep suretine çevirmesinden korkmuyor mu?”
(Buhârî, Sahih, Ezân, 53; Müslim, Sahih, Salât, 114-116. Ayrıca bkz. Tirmizî, Sünen, Cum’a, 56; Ebû Dâvûd, Sünen, Salât, 75; Nesâî, Sünen, İmâmet, 38; İbni Mâce, Sünen, İkâme, 41)
Nebi (s.a.v.) şunu buyurmak istemiş olur: Ben artık yaşlandım. Yani hızlı eğilip kalkmam veya artık şişmanladım. Hızlı eğilip kalkmam. Namaz kıldırdığımda acele etmeyiniz. Benden önce rüku' etmeyiniz. Ben rüku' edince siz o zaman rüku' ediniz. Ben rüku'dan başımı kaldırmadıkça siz başınızı kaldırmayın. Keza ben secde edince siz de secde ediniz. Sakın benden önce rüku' edene veya benden evvel secde edene rastlamıyayım.
iftitah Tekbiri : Namaza Başlangıç Tekbiri
Teharrum (Hücum) Tekbiri : Ruku ve secdelerden önce alınan tekbirlerdir
Dünyanın Güneş etrafında dönmesi ile, mevsimler meydana gelir, Kendi etrafında dönmesi ile de, gece ve gündüz meydana gelir.
Bu dönmeleri Sağdan soladır, ve bu sayede biz güneşi, doğudan doğarken, batıdan da batarken görürüz. Yaz Mevsiminde Gündüzler uzun, geceler kısa olma sebebi, Dünya Güneşe yakın olduğu için, dünyamıza vuran güneş ışığı açısı, yani gündüz açısı çok geniştir, kış mevsmnde ise, geceler uzun, gündüzler ise kısa olma sebebi, dünyamız güneşmizden uzaklaştığı için, aydınlanan kısımın açısı, karanlıkta kalan kısmın açısından dah küçüktür, o yüzden gece dah uzundur.
işte bu dönme hızı, güneşe yaklaşaması ve uzaklaşması ile de alakalıdır. ve öyle olunca dünyamız döndükçe, dönme hızına göre, her iki saniyede bir, bir yerde güneş batmakta, bir yerde de doğmakta. Bu sebeble ilk vakitte okunan ezanlar ile her iki saniyede bir Ezan başalngıç kelmesi olan tekbir "Allahüekber" Lafzı paradoks halini almaktadır. ve yine teharrum tekbrleride aynı şekilde ve öyle olunca sanki hiç kesilmiden uzaya allahukber sinyali frekans yayılmakta devamlı olraktan " Allahüekber" denlmekte ve paradoks. amma bu iftitah tekbirleri, İmam iftitah veya taharrum tekbirini alarak namaza başladıktan sonra cemaatın taharrum tekbirini alması gerekir. eğer ondan önce veya sonra olursa bu frekans işte sadece bir gürültü olur "abcşldlkzflksdflsdlgds.." gibi bir şekil alır. halbuk o hurmahurma ve mahurmahur dediğimiz paradoks makalemizdek gibi düzgün şekilde tekbir halindedir, o yüzden, Allah'ın bu kanunu çiğneyen edebsizler eşşek suretine çarpılır ve ahretteki hali Eşekoğlu Eşektir.
Turşuyu Kim Satacak
Geçim derdi bu ya ! Hoca da sıkıntıya düşmüş. Turşu satıp geçimini temin etmek istemiş. Hanımının hazırladığı lahana turşusunu eşeğine yükleyip düşmüş yola... Mahalle aralarına girmiş. Sokak sokak dolaşıp satmaya başlamış. Onca gün geçmiş. Fakat bir gün olsun Hoca şöyle gönlünce "Turşu.." diye bağıramamış. Ağzını açtığı anda eşeği de ağzını açmış. Hoca´dan baskın çıkıp başlamış "aiii, aiiii..." diye anırmaya!.. Hoca bir türlü fırsat bulup da ağzını istediği gibi açamamış. Günlerden bir gün , Hoca yine turşu satmaya çıkmış. Bir sokağın başına gelip, "Turşu.." diye bağıracak olmuş. Ama eşek her zaman olduğu gibi yine ağzını açıp baslamış anırmaya. Hoca´nın sinirleri iyice gerilmiş. Bir "Lahavle!" çekip eşeğin kulağına eğilmiş.
"Hey uzun kulak !" demiş. "Turşuyu sen mi satacaksın, yoksa ben mi?"
Paradoks Nedir?
Bu konuyu deneyimledigim başımdan geçen fiziksel bir olay şu şekildedir :
Doğduğum memleket Afyon’un, Sandıklı ilçesinde, İmam Hatip Lisesi'nde okuyordum, 4. sınıf olabilirim Allahu alem. Sandıklı da Pazartesi günleri halk pazarı kurulur, ve ben okulun öğlen tatilinde, halk Pazarı'na gittim. pazarda hurma satan bir adama rastladım. Normal her pazarcı gibi, o günlerde sattığı malı yüksek sesle bağırarak tanıtmak, pazarcıların adetiydi.
Hurma satan adam, Hurma kelimesini çokça tekrar ettiği zaman Aynen şu şekilde
hurmahurmahurmahurmahurmahurmahurma…
Kelimenin başlangıcı, sonu ile birleşerek ten, yani ters tarafından ucu ile birleşerek
Mahurmahurmahurmahur…
şeklini alıyordu. ve işte böyle bir devinimin paradoks olduğunu çok sonra anladım.
Yani Fiziksel bir olayın veya, cümlenin, kelimenin ucu, veya Bir frekansın, başlangıcı ile sonunun birleşmesi sonucu, sonsuz bir devinim meydana geliyor, benim anladığım kadarıyla İşte buna Paradoks diyoruz.
Mehdi'nin Önünde Ceza Alanında Ofsayta Düşürülmek......
OFSAYT NEDiR
Ofsayt, FIFA Genel Sekreteri Urs Lins imzasıyla ülke federasyonlarına gönderilen 968 nolu sirkülere göre kafasının, vücudunun veya ayağının herhangi bir bölümünün rakibin kale çizgisine toptan ve sondan ikinci rakipten daha yakın olduğu anlamına gelmektedir. Topun ayaktan çıktığı anda top kaleye sondan ikinci rakipten daha yakınsa "Son adam" tabiri top için geçerli olur. Kollar bu tanıma katılmamıştır. Futbol baş, vücut ve ayaklarla oynanır. Eğer bunlar rakibin kale çizgisine yakınsa orada potansiyel bir avantaj vardır. Yalnızca kollar rakibin ilerisindeyse, kazanılacak bir avantaj yoktur şeklinde yapıldı.
Sadece ofsayt pozisyonunda bulunmak bir ihlal değildir.[1]
Oyuncu şu pozisyondayken ofsayttadır;
Karşı takımın kale çizgisine toptan ve sondan ikinci rakip oyuncudan daha yakın olduğu durum
Oyuncu şu pozisyonlarda ise ofsayt değildir;
Kendi yarı sahasındaysa,
Sondan ikinci rakip oyuncuyla aynı hizadaysa
Kale ile arasında oyuncu olmamasına rağmen topun arkasındaysa.
Ofsayt pozisyonunda olmasına rağmen, top rakip oyuncuların herhangi birinin müdahalesi sonucu kendisine gelirse
Ofsayta yakalanmış bir oyuncu.
Ofsayt pozisyonundaki bir oyuncu, topun takım arkadaşına dokunduğu veya takım arkadaşının topla oynadığı anda hakemin kanaatine göre:
Oyuna müdahale ederek,
Rakibe müdahale ederek,
Bulunduğu pozisyondan avantaj elde ederek aktif oyuna dâhil olursa ofsayt olarak cezalandırılır.
Şu şekillerde ofsayt olmaz:
Taç atışı
Köşe vuruşu
Kale vuruşu
Kural İhlali Nedeniyle Verilen Ceza
Hücum yapan takımın bir oyuncusu ofsayttaysa karşı takıma endirekt serbest vuruş verilir ve vuruş ofsaytın olduğu noktadan kullanılır.
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca