09-01-2024, 12:11 AM
DÜRBÜN
Alm. 1. Fernglas (n), 2. Fernrohr, Teleskop (n), Fr. Jumelles (f.pl.), Telescope (m), İng. Fieldglasses, telescope. Uzaktaki cisimleri daha net görmeye yarayan optik bir âlet. Kelimenin aslı, Farsça olup, dûr “uzak” ve bîn “görür” kelimelerinden meydana gelmiştir. Dürbünler umûmiyetle 6x30, 7x50 veya 8x30 olarak sınıflandırılır. Bu ifâdelerdeki ilk rakam büyütme oranını, ikinci rakam ise, objektif merceğinin milimetre cinsinden çapını belirtir. Meselâ 7x50 numaraya sâhip bir dürbünün büyütme oranı 7 ve objektif merceğin çapı 50 milimetredir demektir.
Dürbün iki teleskopun bir menteşeyle birbirine bağlanmasından meydana gelmiştir. Her iki teleskobun da optik sayısı aynıdır. Teleskobun ucunda objektif merceği bulunur. Objektif merceği bakılan cisimden gelen ışıkları kırarak odak düzleminde gerçek görüntü meydana gelecek şekilde form kazandırır. Teleskobun göze gelen ucuna ise göz merceği konulmuştur. Bu mercekler gözlük camı gibidir. Her iki mercek arasına prizmalar konulursa, ters görüntü doğrulur ve netleşir.
Dürbünler, bir borunun iki ucuna mercek veya mercek takımı konmak sûretiyle yapılır. Boru uzunluğu dürbünün cinsine, kullanıldığı maksada göre değişik olur. Merceklerin birine objektif, diğerine göz merceği adı verilir. Prizmalı dürbünlerde objektif ve göz merceği arasında 45-90 derecelik iki prizma bulunmaktadır. Genel olarak dürbünler kırılma kânunlarına göre çalışan araçlardır. Dokuzuncu asırda Abbâsî Halîfesi Me’mûn zamânında astronom Ahmed ve Mehmed kardeşlerin kullandıkları âletler, 12. asırda yaşayan astronomi âlimi Batrûcî’nin kullandığı âletler, 16. asırda Uluğ Bey ve medresesinde gök cisimlerini incelemek için istifâde ettikleri âletler dürbün esâsına göre yapılmıştır. Avrupa ise bu tip araçları ancak 17. asırda gördü ve yapabildi. Buna rağmen çeşitli kaynaklar Müslüman âlimlerin buluşlarını görmezlikten gelerek, Galileo’nun, astronomide Müslümanlardan altı asır sonra kullandığı âlete ilk dürbün diyebilmektedir.
Gök dürbünü: Gök cisimlerinin gözlenip incelenmesi için kullanılır. Gök dürbününde, herbiri bir mercek sisteminden meydana gelen bir objektif ve bir göz merceği vardır. Objektifi aynadan meydana gelen teleskoptan farkı, mercek sisteminin kullanılmasıdır.
Yer dürbünü: Bu dürbünlerde uzaklaştırıcı ve yakınlaştırıcı mercek vardır. Uzaktaki cisimler düz ve olduğu gibi görünür. Bu dürbünün büyütme, ayırma gücü ve olayların belirlenmesi gibi özellikleri vardır.
Alm. 1. Fernglas (n), 2. Fernrohr, Teleskop (n), Fr. Jumelles (f.pl.), Telescope (m), İng. Fieldglasses, telescope. Uzaktaki cisimleri daha net görmeye yarayan optik bir âlet. Kelimenin aslı, Farsça olup, dûr “uzak” ve bîn “görür” kelimelerinden meydana gelmiştir. Dürbünler umûmiyetle 6x30, 7x50 veya 8x30 olarak sınıflandırılır. Bu ifâdelerdeki ilk rakam büyütme oranını, ikinci rakam ise, objektif merceğinin milimetre cinsinden çapını belirtir. Meselâ 7x50 numaraya sâhip bir dürbünün büyütme oranı 7 ve objektif merceğin çapı 50 milimetredir demektir.
Dürbün iki teleskopun bir menteşeyle birbirine bağlanmasından meydana gelmiştir. Her iki teleskobun da optik sayısı aynıdır. Teleskobun ucunda objektif merceği bulunur. Objektif merceği bakılan cisimden gelen ışıkları kırarak odak düzleminde gerçek görüntü meydana gelecek şekilde form kazandırır. Teleskobun göze gelen ucuna ise göz merceği konulmuştur. Bu mercekler gözlük camı gibidir. Her iki mercek arasına prizmalar konulursa, ters görüntü doğrulur ve netleşir.
Dürbünler, bir borunun iki ucuna mercek veya mercek takımı konmak sûretiyle yapılır. Boru uzunluğu dürbünün cinsine, kullanıldığı maksada göre değişik olur. Merceklerin birine objektif, diğerine göz merceği adı verilir. Prizmalı dürbünlerde objektif ve göz merceği arasında 45-90 derecelik iki prizma bulunmaktadır. Genel olarak dürbünler kırılma kânunlarına göre çalışan araçlardır. Dokuzuncu asırda Abbâsî Halîfesi Me’mûn zamânında astronom Ahmed ve Mehmed kardeşlerin kullandıkları âletler, 12. asırda yaşayan astronomi âlimi Batrûcî’nin kullandığı âletler, 16. asırda Uluğ Bey ve medresesinde gök cisimlerini incelemek için istifâde ettikleri âletler dürbün esâsına göre yapılmıştır. Avrupa ise bu tip araçları ancak 17. asırda gördü ve yapabildi. Buna rağmen çeşitli kaynaklar Müslüman âlimlerin buluşlarını görmezlikten gelerek, Galileo’nun, astronomide Müslümanlardan altı asır sonra kullandığı âlete ilk dürbün diyebilmektedir.
Gök dürbünü: Gök cisimlerinin gözlenip incelenmesi için kullanılır. Gök dürbününde, herbiri bir mercek sisteminden meydana gelen bir objektif ve bir göz merceği vardır. Objektifi aynadan meydana gelen teleskoptan farkı, mercek sisteminin kullanılmasıdır.
Yer dürbünü: Bu dürbünlerde uzaklaştırıcı ve yakınlaştırıcı mercek vardır. Uzaktaki cisimler düz ve olduğu gibi görünür. Bu dürbünün büyütme, ayırma gücü ve olayların belirlenmesi gibi özellikleri vardır.
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca