Yörük Kültüründe Keçi - Printable Version +- Aynel-Yakin Board (https://aynel-yakin.com) +-- Forum: GENEL KÜLTÜR BİLGİLERİ (https://aynel-yakin.com/forumdisplay.php?fid=10) +--- Forum: GENEL KÜLTÜR BiLGiLERi MAiN (https://aynel-yakin.com/forumdisplay.php?fid=229) +---- Forum: Bitkiler ve Hayvanlar (https://aynel-yakin.com/forumdisplay.php?fid=238) +---- Thread: Yörük Kültüründe Keçi (/showthread.php?tid=7161) |
Yörük Kültüründe Keçi - RasitTunca - 07-15-2019 Yörük Kültüründe Keçi Ülkemizde göçer hayvancılık genel olarak iki şekilde yapılmaktadır: Kışlak - yaylak değişimini içeren hareketlilikte yaz döneminde yaylalara göç edilmektedir. Yıl boyunca nispeten büyükçe belli bir bölgede, konaklayarak yer değiştirme izlenen bir diğer yöntemi oluşturmaktadır. Göçer hayvancılığın, bu işle dededen atadan buyana meşgul olanlar için ekonomik bir getirisinin olduğu bilinmektedir Öte yandan göçebelik önemli kültürel bir yapıdır. Kongrede söz konusu yapının muhafaza edilmesi gereğine yönelik birçok bildiri yer almış, konu bu yönde etraflıca tartışılmıştır. Dünyada yerelin öne çıkarılmasına yönelik gayretler bulunmaktadır. Burada amaç mevcut sistemlerin sürdürülebilir kılınmasıyla söz konusu yerelden insanların göçünü önlemektir. Zira bu insanların yerelde istihdam olanağı bulamamaları başta işsizlik olmak üzere birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Ekonomik bir getirisinin olması, kültürel nitelikli bir mirasa sahiplik etmesi nedeniyle göçer keçicilik de yerel istihdam anlamında ele alınmalıdır. Uzun soluklu projeler ile göçer keçicilikte üretim koşullarının iyileştirilmesi ve üretimin “özel ürün” kapsamında pazarlanmasına yönelik gayretler ile desteklenmesi söz konusu sistemin muhafazası açısından önem taşımaktadır. Bunun ötesinde göçer hayvancılığa yönelik sistem dışı müdahaleler ve sorunlar (örneğin hayvan trafiğine ilişkin mevzuat, konaklama alanları, göç sırasında mera alanları ile su gibi kaynakların kullanımı vb.) ilgili mevzuat ile giderilmelidir. Modern yaşam biçimi ve sunduğu olanaklar gözetildiğinde, günümüz koşullarında göçer yaşam biçiminin sürdürülebilirliğinin ciddi anlamda sorunlu olduğu kolayca anlaşılacaktır. Bu bağlamda göçerlerin sosyo-ekonomik sorunlarını bir bütün olarak ele alan ve çözümüne yönelik sosyal-teknik yaklaşımlar içeren projelerin yaşamsal öneme sahip olduğu ifade edilebilir. Bu projelerde göçer yaşamın iyileştirilmesi, özellikle modern yaşam tarzının doğasındaki gereksinimlerin söz konusu koşullarda nasıl sağlanacağı yönündeki yaklaşımlar ayrıntılandırılmalıdır. Göçer keçiciliğin teknik sorunlar ve bu sistem içerisinde yaşayan insanlarımızın modern yaşam biçimi karşısında kaldıkları ikilem neticesinde sistemin sürdürülemeyecek bir noktaya gelmesi olasılığı, kültürel açıdan yol açabileceği telafisi mümkün olmayan önemli kayıplar açısından unutulmamalıdır. Bu noktada “yörük kültürünün” modern yaşam içerisinde yaşatılmasına yönelik önlemler yararlı olabilir. Örneğin amaca uygun örgütlenmeler ile sergi, festival, panayır ve yarışmalar “göçer keçiciliğin” kültürel anlamda yaşatılmasına ön ayak olabilir. Böyle bir yapı farklı keçicilik sistemlerinin sürdürülmesi anlamında kültürel bir destek de sağlayabilir. Genotip Kongrede genotip sorunu üç şekilde gündeme gelmiştir. Bunlardan ilki yerli genotiplerimizin korunması gerekliliğidir. Gen kaynakları kapsamında korunma gerekçeleri öteden buyana tartışıla gelmektedir. Her ne kadar düşük verime sahip olmaları olumsuz bir durum gibi görülse de yerli genotiplerin kültür ırklarına göre adaptasyon ve hastalıklara direnç gibi noktalarda üstün özelliklere sahip olmaları nedeniyle korunmaları gerektiği ifade edilmektedir. Ancak bu anlamda değerlendirebilmek amacıyla yerli genotiplerimizin tüm biyolojik ve zooteknik özelliklerinin en kısa sürede ortaya konması gerekmektedir. Bu açıdan saf yetiştirmenin gerekliliği ve mümkünse Üniversiteler ile Bakanlık bünyesindeki ilgili kurumlarda saf sürülere yer verilmesi önem taşımaktadır. Yerli genotiplerimizin olası üstünlüklerinin ortaya konulabilmesi amacıyla güdümlü projeler geliştirilmelidir. Genotip bağlamında diğer bir husus genetik çeşitliliğin muhafazasıdır. Hangi bölgede hangi verim yönünün ön plana çıkacağı, dolayısıyla hangi ırk veya ırkların önerileceğine yönelik mevcut ve ileriye dönük projeksiyonlar yapılmalıdır. Ülkemizde son yıllarda olduğu gibi, süt keçiciliğinde ağırlıklı olarak bir genotipin ön plana çıkması doğru değildir. Süt verimi yüksek yerli ırklarımızın da süt keçiciliği anlamında kullanılabilirlikleri bölgesel anlamda araştırılmalı ve yetiştiricilikleri desteklenmelidir. Genotip konusunda üçüncü sorun ise başta yeni oluşturulan kültür genotiplerinde olmak üzere damızlık hayvan yetersizliğidir. Geleneksel koşullardaki keçi yetiştiricimiz, ithal edilen kültür ırkı keçileri sağlıklı olarak yetiştirme olanaklarına sahip değildir. Bu anlamda yetiştiricimiz hem teknik, hem ekonomik, hem de eğitim açısından yetersizdir. Öte yandan tarım dışı sektörlerden sermaye edinip daha önce hiçbir hayvancılık faaliyetinde bulunmamış tüzel ya da gerçek kişilerin keçiciliğe yatırım yapmak istemeleri hem bireysel hem de sektörel anlamda yol açabileceği değişimler bağlamında önemli riskler içermektedir. Bir diğer eksiklik bu tip süt keçisi işletmeleri hakkında yeterince akademik bilginin oluşmamış olmasıdır. Zira tarımsal işletmecilik diğer sektörlerden çok farklıdır. Ülkemizde üretim seviyesinde “agrobusiness” olarak adlandırılabilecek düzlemde çalışan örnekler henüz çok azdır. Dolayısıyla bu tip kişilerin kurdukları işletmelerde dışarıdan getirecekleri damızlıklar için gerekli koşulları sağlayıp sağlayamayacakları da bilinmemektedir. Ancak damızlık sorununun ülke içerisinde çözülemeyeceği anlaşılırsa, teknik açıdan iyi işletmeler için olmak üzere bir miktar ithalata izin verilebilir. |